bc

A101' DE AŞK/ YARI TEXTİNG

book_age12+
291
FOLLOW
1.0K
READ
possessive
HE
goodgirl
powerful
confident
comedy
sweet
humorous
friendship
love at the first sight
like
intro-logo
Blurb

Kolay gelsin usta!

***

Daha önce hiç ciddi ilişkisi olmayan genç bir kız düşünün. Ancak kızımız masum falan değil. Yavşak, ağzı bozuk, yakışıklı erkeklere düşen tipte bir kızımız var.

A101' De kasiyerlik yapan yakışıklı, hatta ultra yakışıklı genç bir çocuk düşünün.

Kızımız kasiyer beyimizi markette görür ve ona karşı hisler beslerse ne mi olur?

Hadi gelin beraber okuyalım. Eğlenceli, tatlı bir aşk hikayesine hoş geldiniz.

***

Küfür ve argo kelimeler içerir.

Yayınlanma tarihi: 01.09.2021

Kurgu şahsıma aittir. kopyalanma veya (Ç)alıntı durumunda yasal işlemler başlatılacaktır.

chap-preview
Free preview
BÖLÜM1
*** "Zeyno!" "Kız Zeynoo!" İsmimin telaffuz edilmesi ile baş aşağı oturduğum koltuktan kalkarak salonunun balkonuna yöneldim. Evde oturmaktan sıkılmıştım. Hava da öyle bir sıcaktı ki çıktığımız an başımıza güneş geçecek gibiydi. Eve tıkılıp kalmıştım, yapacak bir şey olmadığından dolayı da farklı oturma şekilleri deniyordum. Baş aşağı durmak keyifliydi ancak siz benim yaptığımı yapmayın, bir zamandan sonra boğuluyormuş hissi veriyordu. Balkona çıkarak aşağıya sarkıttım kendimi. "Ne var be, ne bağırıyorsun?" Melisa güneşten korunmak için bir eliyle başını diğer eliyle de alnını kapatarak beklemekten sıkılmışçasına etrafına bakıyordu. Sesimi duyup bana dönünce öfkeli bakışlarının odağı haline gelmiştim. "İki saattir sana sesleniyorum moruk, duymuyor musun?" Sırıtarak sorduğu soruyu cevapladım. "Duydum, fakat cevap veresim gelmedi." Ela gözlerini kısmış kaşlarını da çatmıştı. Aha bak şuan çok tırstım, yavaş yavaş çesmem akıyor korkudan. İç sesime kızarak Melisa' ya odaklandım tekrar. "Yavşağa bak hele, utanmadan itiraf ediyor bir de." Güldüm. "Biz de böyle yavrum." V harfini bastırmış, u harfini de uzatmıştım. Tam anlamıyla sokakta karı kıza laf atan yavşak dayılara benzediğimi düşünüyordum. "Sikerim yavrunu. Neyse onu bırak da akşama doğru biraz dışarı çıkalım içeride patladım." Bunun için bu sıcakta buraya gelmiş olamazdı değil mi? Gelmedi deyin, lütfen. Yoksa bu salak karıya biraz daha katlanamayacaktım. "Mal mısın amk, buraya bunun için mi geldin. Telefondan mesaj atsaydın ya yarraam." Kahkaha attı "Git kafanda ki o şeyi çıkar önce beyinsiz. Markete gideceğim, gitmeden önce uğrayayım dedim." Kastettiği şey ile elimi kafama götürünce yeni fark etmiştim. Başıma kırmızı bir poşet geçirmiş ve alın kısmından bağlamıştım. Saçlarıma biraz renk vermek isteyerek siyah saçlarımın aralarından birkaç tutamı mora boyamıştım. Birkaç tutam demek haksızlık olurdu, basbaya saçlarımın yarısı boyalıydı. Daha iyi tutması için de poşet geçirmiştim. Şeffaf poşet bulamayınca da kırmızı bir poşet geçirmiştim. Kuaföre gitseydin ya uğraşacağına amk kafalı. Sus geri zekalı, kuaföre gidip paraları çarçur edeceğime gider yemek ısmarlarım mideme. İç sesimi susturup Melisa' ya döndüm. "İyi git hadi, akşam üstü çıkarız." Balkondan içeri gireceğim an tekrar bağırdı. Oflayarak ona dönüp "Mahalleli sikecek şimdi belanı ha, bağırma aptal!" diyerek kızdım. Sırıttı ve kısık sesle konuştu. "Abin nerede?" Abime yanık bir Melisa. "Dışarı çıkacağını söylerek gitti, bilmiyorum." Omuzları düşmüş, yüzü asılmıştı. Hadi ama ağlamayacaktı değil mi? "Sikerim ha şimdi, asma o yüzünü. Abimi bilmiyor musun kafası esince çıkıp gidiyor. Konuştuğu bir kız da yok hem." "Şerefsiz hani vardı flört ettiği?" Onca söylediklerimin arasında takıldığı tek şeye bak amk. "O geçen hafta için geçerliydi. Yavşak kızın yavşak abisi olur. Yok şuan konuştuğu. Hadi üzülme salak gibi, git markete." Kendinizi ne de güzel övüyorsun sen öyle Zeynep. Gözlerim yaşardı. İç sesimin söyledikleri ile az daha kahkahayı basacaktım ki kendimi zor tuttum. Yoldan gelip geçenler deli olduğumu düşünmesinler sonra. "Haber et beni sürekli, hadi görüşürüz." He amk abimin bekçisi yaptın sende beni ha! Başımı bundan hayır yok gibisinden sallayıp içeri girdim. Saç boyam tutmuş olmalıydı. Gidip bir duş alarak yıkansam iyi olacaktı. Yeni saç rengimi görmek için oldukça sabırsızlanıyordum. Daha fazla kendimi merakta bekletmeyerek koşarak banyoya girdim. *** Aynanın karşısında dikilmiş yaklaşık on dakikadır kendime bakıyordum. Saçlarım. Boyadığım saçlarım. Boyamaya kalktığım saçlarım. Siktir! Aldığım boya dandik çıkmıştı ve ben artık pembe panterlere benziyordum. Üstelik bununla da kalmamıştı. Saçlarım kabarmıştı. Kabartma tozu dahil olsa bu kadar kabartmazdı yahu! Gidip en ucuz boyayı alan sendin aptal! Doğruydu. En ucuzundan seçmiştim fakat nereden bilebilirdim ki böylesine dandik olacağını! Gitmişti güzelim saçlarım. Ne yapacaktım ben şimdi bu saçlarla? Nasıl çıkacaktım insan içine? İnsanları geçtim aynadan kendime bakınca benim bile çıldırasım geliyordu! Kendimi bile tatmin edemiyordum! Ağlamak istiyordum. Ağlayınca saçların eski haline mi dönecek sanki? Kes sesini iç ses. Tüm sinirimi senden çıkarmak için fazlasıyla müsaitim, ister misin? Yok ben almiyim. Aynadan kendime bakmaya sürdürürken telefonumun zil sesi odamda yankılandı. Gözlerimi lanet olası yansımamdan alarak yatağın üstünde duran telefonuma doğru bıkkın adımlar attım. "Alo." "Ne var?" "İyi misin lan sen? Gel döv istersen." Ah Melisa, şuan hiç seninle tartışacak durumda değilim. "Saçlarım." Diyerek sustum. Dolan gözlerimi sildim. Her kızın saçları kendisi için özeldir. Benim belime denk gelen siyah uzun saçlarım da benim için özeldi. Fakat şimdi özel kılacak bir yönü kalmamıştı saçlarımın! "Ne olmuş saçlarına?" "Gel ve kendin gör." Telefonu yüzüne kapatıp yatağıma oturdum. Bedenim aynaya dönükken yine kendimi görerek sinirlenmiştim. Kapı tarafına dönerek oturup beklemeye başladım. Hadi yine iyisin pembiş pembiş, aynı cici kızlar gibisin. İç sesimizi neden kendimiz seçemiyorduk ki! Ben bu veletin içimde olmasını istemiyorum. Kırıcı oluyorsun ama. Duyguların varmış gibi konuşmayı keser misin? Ne halt yersen ye be! *** "Kız Zeyno bir şey diyeceğim ama kızmak yok tamam mı?" Ses tonundan anladığım kadarıyla kızacağım bir şey söyleyecekti. Kaşlarım kendiliğinden çatılırken konuştum. "Kızacağım bir şeyse deme." Susup gözlerini gözlerimden çekerek önüne döndü. Yolda yürümeye devam ederken sessizliğini bozup aniden önüme geçip gülmeye başladı. "Pembe sana çok yakışmış lan, bonus kafa olmuşsun." Gülmeleri kahkahaya dönüşünce sinirle yere göz attım. Elime geçen taşı ona fırlatacağımı anlamış ve koşarak benden uzaklaşmıştı. Arkasından taşı ona doğru atmıştım ama ıskalamıştım. Ben sinirden köpürürken Melisa ise arkasını dönerek gülmeye devam ediyordu. Onu eve çağırdığımda gelmiş ve saçlarımı gördüğü gibi gülmeye başlamıştı. Gözleri saçlarıma ulaştığı her saniye gülmesi kahkaha dönüşüp kendini yerlere atıyordu. Davranışlarının ise beni öfkelendirmekten başka bir boka yaradığı yoktu. Saatlerce saçlarımı indirmek için uğraşmıştık fakat olmuyordu. Düzleştirdikten yarım saat sonra tekrar eski haline dönüyor, kabarıyordu. Melisa ise öğlen saatlerinde söz verdiğimiz gibi beni dışarı çıkarmak için ikna etmişti. Bu halde dışarı çıkamayacağımı söylemiştim ama bir çözüm buluruz demiş ve bulmuştu da. Pek iyi bir çözüm değildi ancak yine de ondan iyisi yoktu. Kötünün iyisiydi. Saçlarımı örten büyük bir hasır şapka takmıştım. Yol boyunca beni gören herkes bana garip bakışlar atıp durmuştu. Yahu hiç mi şapka takan insan görmediniz diye sormak istemiştim. Bana engel olan ise Melisa olmuştu. Daha fazla kendimi rezil etmememi söylemişti. Haklıydı da. Şuan ise markete gidiyorduk. Kendimize yiyecek içecek alarak bir mahalle aşağıda iki saat sonra yapılacak olan, içinde bizim mahallenin de erkeklerinin olacağı futbol maçını izlemeye gidecektik. Tabi ki bu fikir Melisa'dan çıkmıştı. Futbol oynayacakların arasında bilin bakalım kim vardı? Tabi ki de abim. Sırf abim olduğu için illa ki maçı izlemeye gideceğiz diye tutturmuştu. Manyak karı. Marketin önüne geldiğimizde durup baktım. A•101 Neyine bakıyon cimri karı, alt tarafı bir market işte! Sanane yapraaam. Keyfim ve kahyası öyle istedi sana mı soracağım? Diğer insanların iç sesi gibi uslu olsana sen. Onların iç sesinin ne kadar sıkıcı olduğundan haberin yok galiba sevgili adaşım. Beni sinir edeceğine hiç yokmuş gibi davranmanı tercih ederim. Öyle mi istiyorsun? Peki istediğin gibi olsun. Trip mi atmıştı o? Güldüm. Melisa neye güldüğümü soran bakışlar atınca omuz silktim. Bir şey demeyerek markete giren Melisa'yı takip ettim. *** "Lan oha, oha." Elimdekilerle kasaya doğru ilerlerken gördüğüm şeyle olduğum yere çakılmıştım. Şaşkınca ağzım açık karşımda ki şeye bakıyordum. Halâ bir şeyler bakınan Melisa merakla ne olduğunu sormuş cevap vermediğim de dayanamayarak yanıma gelmiş, baktığım yöne bakmıştı. "Nereye düşüyoruz Zeyno?" Gözlerimi ondan ayırıp hızlıca Melisa' ya dönerek işaret parmağımı önünde salladım. "Enişten o senin, enişten." ***

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

Leyl Tutkusu

read
304.3K
bc

KALP HIRSIZI (Hırsız Serisi-2)

read
5.9K
bc

Kalbimin Derininde

read
7.4K
bc

HÜKÜM

read
132.1K
bc

SINIR (TÜRKÇE)

read
12.8K
bc

Ufaklık | Texting

read
1.6K
bc

Yasak İlişki (+18)

read
7.8K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook