Tolga’dan
Asya’yla uğraşmak tahminimden eğlenceliydi.
Bu kız nasıl bu bölümü kazanır, saf gibi bir şeydi ama yetenekliydi.
Her gördüğü yeni bir şeyde şaşırabiliyor; en yakınlarından yediği kazığa rağmen herkesle hemen arkadaş olabiliyordu.
Ama bir gerçek vardı ki, acayip yetenekliydi. Ben şöyle bir şey düşünüyorum desem, hemen çizimini yapıyor ve üstüne kendi yorumunu da katabiliyordu.
Ablam toplantıdan sonra kahve içmek istemişti; normalde çok tanımadığı insanlarla yaptığı bir eylem değildi. Şaşkınca yüzüne bakınca, Asya görmeden eliyle güzel işareti yapıp göz attı.
Evet, Asya çok güzeldi; çizim yaparken yüzüne bakarken gözlerimi alamıyordum.
Sanki kalemle çizilmiş dolgun dudaklar, boncuk gibi içi parlayan gözler, elmacık kemikleri kusursuzdu.
Ama ben yanında cin Ali gibi kalırdım
