3.Bölüm

1495 Words
Genç kız valizini toplayarak kenara koydu.Sabah saat 9'du. Yatağının üstünde duran siyah elbise ve krem rengi ayakkabıları ayağına giydi.Saçlarına çok hafif bir maşa yapıp saldı.Yüzüne makyaj yapmak istemediğinden sadece gözlerine sürme çekti.Yemyeşil gözleri böylelikle ortaya çıktı. Genç kızın sabahtan beri içinde anlamlandıramadığı bir his vardı.Bugün babasını görücekti.Ne yapması gerekiyordu? Ne tepki vermeliydi? Kafası çok karışıktı.Ama emin olduğu birşey vardı.Babasına hala kızgındı.Abisinin sesiyle içeriye yöneldi. "Miniğim hangi kıravat'ı tak- derken kardeşinin üstünde gezdirdi gözlerini bedirhan.İçindeki kıskançlık duygusuyla "Miniğim s-sen çok güzel olmuşsun.Ama sanki bu elbise biraz açık" diyen bedirhanla kendini gülmemek için zor tutan ahu "Abiciğim bence elbise gayet güzel.Biliyorum orası mardin ama ben asla kendimden taviz veremem.Ben burda nasılsam ordada öyle olacağım.Lütfen ilk kavgamız bu yüzden olmasın ve siyah olan kravatı takmalısın" diyerek göz kırpan ahuya bakan bedirhan sesizce homurdandı.Abi olmak zordu.Kardeşi çok güzeldi ve onu paylaşmak istemiyordu doğal olarak.Düşüncesi bile sinirlerini zıplatmıştı.Siyah kravatı takan bedirhan aynada kendini süzerken bugün yaşanıcakları düşünüyordu. Ulusoy Konağı Boran ağa kahvaltısını yaparken annesini konuşmasıyla ona döndü.Rojda hanım "Oğul bedirhan kaç gündür evde değil.Bu işte bir iş var.Başımıza dert olacak"dedi. Boran ağa zıplayan sinirleri ile annesine döndü.Bu kadın yine ne saçmalıyordu.Onun yüzünden yıllardır oğluyla arası açıktı.Kızını ve karısını kaybetmişti ve hala onu doldurma peşindeydi. "Ana kendine gelesin.Benim oğlum hakkında düzgün konuşasın yoksa olacaklara karışmam" diyerek karşısında iki kadına tiksinerek bakarak masadan kalktı.Hala karısının geri döneceğini umut eden boran ağa rojin denen iğrenç kadını evinde tutuyordu.Başına gelen olayları ne zaman hatırlasa kendine kızıyor,öfkeleniyor ve üzülüyordu.Keşke diyordu içinden o gün o kadını eve almasaydım.O gün rojin ağlayarak harap bir halde gelmişti konağa.Kendiside merhametli bir adam olarak almıştı evine.Misafir kovulmazdı onların adetlerine ve törelerine göre.Söylediklerine göre ailesi evden atmıştı.Kanmıştı Boran ağa o sözlerine.Sabah uyandığında yanında o kadını görmesiyle kıyameti koparmıştı.Daha sonra ise çalışma odasında karısının bıraktığı mektubu bulmuştu.Neler yazmıştı meleği o mektupta hala dün gibi aklındaydı. "Neden yaptın bunu bize boran? Hiç mi sevmedin beni? Çocuklarımızıda mı düşünmedin? Benim veremediğim neyi verdi o kadın sana? Ben seni çok sevdim be adam karşıma aile mi alacak kadar çok. Sen'inde beni sevdiğini düşündüm ama yanılmışım.Sen ne yaparsan yap ben ömrümün sonuna kadar seveceğim seni.Ama artık burda kalamam.Buna gururum kırılan kalbim izin vermez.Kızımızı alıp gidiyorum.Oğlum sana emanet.Ona iyi bak çünkü artık ben yokum.Üstüme kuma gelmesine dayanamam.Seni,aşkımı, kalbimi başkasıyla paylaşamam.işte bu yüzden gidiyorum ömrüm.Bizi arayıp sorma çünkü senin yüzünü görmeye dayanamam.Aşık olduğum adamdan nefret etmek istemiyorum.Oğluma sahip çık ~MERYEM~" Boran ağa hatırladıklarıyla bir kez daha derin bir nefes alıp kalbini tuttu.Karısı gittiğinden beri aramadıkları yer kalmamıştı.Ama bulamamışlardı.Kalbi ise son zamanlar çok sıkışmaya başlamıştı.Şimdi meleğiyle kızı nerdeydi?diye düşündü.Acaba onlarda kendisini düşünüyormuydu.Çok yaşlanmıştı simsiyah saçlarından şimdi çok az da olsa beyaz tutamlar vardı.47 yaşındaydı boran ağa geç yaşta baba olmuştu meleği sayesinde.Düşüncelerini bölen kapının açılma sesiyle arkasına döndü.Bu kadının burda ne işi vardı.Gelen rojindi.Onun odasına hangi hakla girerdi. "Canına mı susadın kadın? Sen kimsinde girersin bu odaya"dedi. Karşısındaki kadın sinsiliğiyle kendini üzgün göstererek artık bir adım atması gerektiğine karar verdi.Rojda babaanne onu buraya boşuna getirmemişti yıllar önce "Ağam yapma bunu"dedi. Yavaş adımlarla Boran ağanın yanında duran kadın biranda sarıldı adama. "Ne eksiğim var benim ağam o yılan kadından ne eksiğim var benim bak ben senin yanındayım.Karın olmaya hazırım.Yeter ki sev be-" diyemeden kendine hakim olamayan boran ağa ilk defa bir kadına tokat attı. "SEN KİMSİN KADIN SEN MERYEMİN TIRNAĞI OLAMAZSIN.SENİ ÖLDÜRMEDİĞİME DUA ET.DEFOL BU ODADAN BİR DAHA SAKIN GİREYİM DEME ANAM İÇİN BURDASIN UNUTMA." diyerek kadının saçlarından tutup attı odadan.Akşam ki düğün için dolaptan çıkardığı takım elbisesini giymek üzere yatağa koydu.Karısının resmini alarak göğsüne koydu ve gözlerini usulca kapattı. Hancıoğlu Konağı Genç kız birazdan baba evinden çıkacaktı.Bugün Hancıoğlu Konağı hem sevinçli hem de üzüntülüydü.Evin en küçüğü Dilan evleniyordu.Aynada kendisine bakmaktan olan genç kız gelen seslerden düğün alayının geldiğini anladı. O sırada kapısı açıldı.İçeriye giren abisi mirzaydı.Dolu gözlerini ona çevirdiğinde yavaş adımlarla yaklaşan mirza ağa kız kardeşini alnından öptü ve ellerini yanaklarına koydu. "Benim minik cadım o adamı çok sevdiğini biliyorum.Zira aşkın gözlerinden okunuyor.Sen benim en değerlimsin.Bunu hiç unutma tamam mı? Arkanda her zaman ben varım kardeşim.Bir sıkıntın bir derdin olduğunda gel bana.Biliyorum herkes gibi sende bende çekinirsin ama senin yerin herkesten farklı. Uraz Şadoğluna emanetimsin.Şimdi akan gözyaşlarını sil ve bu konaktan Hancıoğullarına yaraşır şekilde çık." diyen abisi kızın beline kırmızı kurdeleyi taktı.Aşağı indiklerinde uraz şadoğlu büyülenmişti.Çalınan zılgıtlar eşliğinde düğün alayı düğün meydanına gitmek üzre yola çıktı. Havaalanı Genç kız abisiyle bindiği uçaktan akşam olduğunda indi.Beraber bavulları beklemeye başladılar.Ahunun elleri ile oynaması abisinin dikkatinden kaçmadı.Kardeşinin ellerini tutan Bedirhan Selim Ulusoy "Şşşt miniğim sakin ol.Herşey çok güzel olacak"dedi. Abisinin güven veren sesi ile saçlarına ellerini daldırıp geriye tarayan Ahu "İnşallah abicim" diyerek bavulları aldı.Bedirhan kardeşinin elindeki kırmızı renk iki bavulu alıp adamlara verdi.Kapıya çıktıklarında onları bekleyen siyah range rover'a bindiler. Onları izleyen mardin halkı ahunun kim olduğunu çıkaramamıştı.Kapıdaki Ulusoy aşiretinin adamları hanım ağalarını tanımışlardı.Başları ile selam verip arkadaki iki araca bindiler.Bedirhan direksiyonun başına binip "hadi hayırlısı olsun"dedi ve arabayı sürmeye başladı.Saate bakan Ahu saatin 11 olduğunu gördü.Düğün nerden bakılsa 2 saate dağılırdı.Bedirhan hızını arttırdı ve yola koyuldular. Düğün Meydanı Nerden bakılsa düğün 5-6 saattir devam ediyordu.Saate bakan Boran ağa saatin 11:45 olduğunu gördü.Çekilen halaylar oynanan oyunlar düğünün sonuna geldiklerini gösteriyordu.Yanındaki hareketlilikle kafasını çevirdi gelen mirza ağaydı.Boran ağa oğlu gibi görürdü mirza ağayı küçükken tanımıştı Hasan'a ağanın oğlunu.Aynı babası gibi saygılı ve yürekliydi.Yaşı büyüdükçe az görür olmuştu Bora'n ağa onu ama yıllar saygısı ve yürekliliğinden hiçbirşey kayıp ettirmemişti.Yanındaki sandalyeye oturan mirza ağa "Hoş gelmişseniz Boran ağa nasılsınız?"dedi Boran ağa tebessümle "İyiyim oğlum uzun zamandır yoktun nerelerdeydin?" diyen Bora'n ağaya dönen mirza ağa "İstanbuldaydım işler için gitmiştim ağam"dedi. Boran ağa başını anladım dercesine salladı.Ağalar kendilerine özel olarak ayırtılmış uzun beyaz örtülü bir masada oturuyordu.Karşılarında ise kadınlar oturuyordu.Çekilen silahlar ateşlendi,kurbanlar kesildi.Gelin ve damat Şadoğlu konağına uğurlandı.Aşiret ağaları oturdukları masadan kalkmadı. Yarın ki toplanmaları hakkında konuşuyorlardı.Mirza ağa uzayan konuşmalardan sıkıldığı için kafasını çevirdi.Meydan henüz dağılmamıştı.O sırada meydana doğru gelen 3 arabayı fark etti meydandakiler.Her kafadan bir ses çıkarken arabalar meydanın orta yerinde durdular.Arkadaki iki arabadan inenleri fark eden ağalar kafalarını Boran ağaya çevirdiler.İnenler Ulusoy konağının adamları idi.Boran ağa kaşlarını çatmış öndeki arabadan inenlere bakarken oğlu bedirhan arabadan indi.Yavaş adımlarla arabanın diğer tarafına dolanan Bedirhan derin bir nefes alıp kapıyı araladı. Ahu tüm ihtişamıyla başı dik bir şekilde arabadan inip abisinin koluna girdi ve bakışlarını babasına çevirdi.Babasının yaşlanmış olduğunu fark eden genç kız yavaş adımlarla yürümeye başladı.Ta ki kendine bakan masmavi gözleri görene kadar.Kardeşinin durduğumu fark eden bedirhan onun mirza ağaya baktığını gördü.Genç kız babasının yanındaki adamın gözlerine o kadar derin bakıyordu ki meydandaki herkes fark etmişti. Mirza ağa arabadan inen genç kızı görünce o da kız gibi donup kalmıştı.Rüyasında gördüğü yemyeşil gözler ona bakıyordu.Bu nasıl olurdu?Genç adam Bedirhanın koluna giren kıza bakarken bedeninden bir kıskançlık dalgasının geçtiğini fark etti.Kızla gözleri kesişen mirza ağa kızında ona baktığını gördü. Meydanda büyük bir sessizlik hakimdi.Herkes arabadan inen güzelleri güzeli kıza bakıyordu.Şehirli olduğu kıyafetlerinden belli olan kızı Bedirhan ağanın nişanlısı sanan bile vardı. O sırada Boran ağa kendine yaklaşan kıza daha dikkatli baktı.Masadan kalkan ağalarla beraber ayaklanan Boran ağa beyaz örtülü masanın etrafından dolanıp masanın önüne geçti ve dikkatle baktığı yüzde ona bakan yeşil gözlerle tanıdı kızını.Rojin ve Rojda babanne tanıdıkları simayla şokla birbirlerine tutundular.Mehmet ağa yıllar önce kaybettikleri torununu görünce eliyle kalbini tuttu. Ahu abisinin kolundan çıkıp babasına bir adım attı.Yaşlı adamın dudaklarından bütün meydanı uğultulara bırakan bir ses duyuldu. "Kızım" diyen adama bakan Ahu dolan gözlerini akıtmamak için kendini zor tuttu.Boran ağa kolundan tuttuğu kızını kendisine çekip sarıldı ve kendini inandırmak istermişçesine mırıldandı. "Geldiniz kızım.Biliyordum." diyerek daha sıkı sardı kızı Bora'n ağa. Ahu ise kendisine sarılan adamla donup kaldı.Karşısında duran masmavi gözlere kilitlendi.O sırada aklına yaşadıkları gelince elleri yumruk oldu. Mirza ağanın kafası karşısındaki tabloyla karışmıştı.Demek bu oydu.Yıllardır tüm aşireti peşinde koşturan kız demek ki oydu.Elleri iki yanında yumruk olmuş kıza bakan mirza ağa kızın Ne yapmaya çalıştığını anlamadı. Meydandaki uğultular yükselirken Boran ağanın dudaklarından herkesin merak ettiği o soru döküldü.kendini geri çeken ahuya bakan Boran ağa dolu gözleriyle kızına "Annen nerde kızım.Meryem nerde?"dedi. Genç kız dolu gözleriyle konuşmaya başladı. "Yıllar sonra karşıma geçiyorsun ve bana annemi soruyorsun demek.Ama söyleyeceklerim seni mutlu etmeyecek baba" diyen kızı dinleyen herkes ahuya meraklı gözlerle bakarken kızın ağzından kimini mutlu edecek kimini ise yıkacak sözler döküldü. "Ben buraya kaybettiklerimi geri kazanmak ve anneme yapılanları ödetmek için geldim.Kiminiz ne söylediğimi çok iyi anlıyor.Kiminiz ise hiç birşey bilmiyor." diyen kıza bakan Boran ağa "Kızım neler söylüyorsun sen annen nerde?"dedi. Genç kız gözlerini babasına dikerken sinirlerine hakim olamadı. "ANNEM DEMEK ÖYLE Mİ ANNE Mİ MERAK EDİYORSUN.BURAYA NİYE GELDİM BİLİYORMUSUN.ANNEMİ ÖLDÜRDÜLER BABA.ANNEMİ HİÇ ACIMADAN YAKTILAR.BİR MEZARI BİLE YOK VE ALLAH KAHRETSİN Kİ O ÖLÜRKEN BİLE SENİ SEVİYORDU." diyen genç kızın söyledikleri herkesi şok etmişti.Boran ağa duyduklarıyla kalbini tuttu ve yere yıkıldı.Koskoca ağa meydanın ortasından gözleri kapalı bir şekilde yatıyordu.Etraftaki sesler birbirine girmiş ve herkes oldukları yere doğru koşmaya başlamışlardı.Ahu donup kalan vücuduyla yerde yatan babasına bakarken abisinin sesiyle kendine geldi. "AHU BANA BAK AHU KENDİNE GEL DOKTORSUN SEN HADİ MİNİĞİM" diyen abisiyle kendine gelen kız babasının yanına çöktü ve nabzına baktı. "AMBULANSI ARAYIN!!! " diye bağıran kızın yanına oturan mirza ağa "Aradık geliyorlar"dedi. Mirzayla gözleri kesişen ahu babasına döndü ve sadece mirzanın duyacağı şekilde fısıldadı. "Beni bırakamazsın baba.Seni yeni buldum.Kendini bana affettirmeden ölemezsin.Lütfen baba dayanamam"
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD