“Sen ne zamandan beri insanların canını almayı kendine hak görüyorsun ki!?” diye bağırdı Defne. Gerçekten inanamıyordu bu adama!
“Uzun süredir.” diyerek sırıttı Kenan ve bu, sinir bozucu bir sırıtmaydı.
“Hayatımda böyle bir küstahlık görmedim ben.” İnsan hayatından bahsediyordu Defne! Adam sanki beğenmediği bir yemeği çöpe atmış gibi anlatıyordu!
“Senin benden korkmana gerek yok.” dedi ve elleriyle, sakinleşmesini söyleyen bir hareket yaptı Kenan.
“Ne yani bana zarar vermiyorsun ama başka insanları öldürüyorsun diye, boynuna mı atlamam gerek!?” diyerek, hayret içinde sordu Defne.
“Evet, hiç fena olmazdı.” dedi ve hafifçe gülümsedi Kenan. Atlasaydı keşke boynuna. Güzel Defnenin kokusunu, olabilecek en yakın şekilde içine çekebilseydi.
“Yeter artık! Ben gidiyorum.” Onun bu saçma sapan flört etme çabasına karşılık vermeyecekti asla.
“Bekle! Bu saatte tek başına hiçbir yere gidemezsin. Benim arabamla dönebilirsin.” Hava çoktan kararmıştı ve kızın bu saatte eve yalnız dönmek için Kenan'ı vurması gerekirdi.
“İstemiyorum.” Arkasını dönüp tekrar yürümeye başladı. Onun arabasına falan binmezdi ölse bile!
“Defne! Bekle dedim.” Yüksek ses tonu, kızın olduğu yerde titremesine sebep oldu. Kenan, her dediğinin anında olmasına alışmıştı. Bu konuda egosu yüksekti ve şimdi bu küçük kız, sinirini oldukça zıplatıyordu.
“Sen, bana ne yapacağımı söyleyemezsin!” diye sonuna kadar ayırdığı gözleri eşliğinde bağırdı Defne.
Bak sen küçük peri kızına! Nasıl da kafa tutup tartışıyordu. Kenan, damarlarındaki kanın yanlış yere indiğinin farkındaydı. Bu hararetli tartışma, ona hiç iyi gelmemişti.
“Gece bu saatte tek başına dönmen tehlikeli olur.” Kızı yatıştırmak için konuştu ama kendisini nasıl yatıştıracaktı bilmiyordu.
“Senin yanında olmak kadar tehlikeli değildir hiçbir yer bence.” Yine lafını söyleyip kaçıyor muydu? Evet!
“Defne hemen durmazsan kendim bindiririm seni arabaya.” Arkasından takip etmeye devam ediyordu. Elini hızla uzattı yine kıza doğru.
“Bana dokunursan..!” Defne göz ucuyla kendisine uzanan kocaman eli gördüğü gibi çekilmişti. Göğsü hızla inip kalkıyordu. Bir katili ne diye tehdit edecekti ki?
“Ne yaparsın?” Defne’nin dibine kadar geldi şimdi. Bu yakınlık ona iyi gelmiyordu. Zaten yaptıkları tartışma yüzünden kıza feci halde yükselmiş durumdaydı ve şimdi küçük dudaklara yakından bakmak, vücut ısısını daha da yükseltiyordu.
“Sakın bir daha karşıma çıkma.” gideceği sırada hızla kolunu tutup kendine çekti kızı, Kenan. Zaten kendisine göre ufak kalan bedeni kolayca zapt edebilirdi ama öpücüklerinin arasına küçük tokatlar girsin istemiyordu. Tek kolunu sırtında sabitleyip sıkıca sarıldı incecik bele. Kendi boyundan oldukça kısa olduğu için kızı biraz havaya kaldırması gerekecekti.
Yine de narin bedeni zorlanmadan kendine kenetleyip günlerdir hayalini kurduğu dudaklara kavuştu sonunda.