📕 KANKALARIN SEVİYE ATLADIĞI GÜN

967 Words
📖 2. BÖLÜM – KANKALARIN SEVİYE ATLADIĞI GÜN Ortaokulun ilk günü… Kapıdan giren iki deli kız: Derin ve Derya. Okulun koridorları bile sanki kendi aralarında konuşuyordu: “Bunlar geçen senenin minikleri değil miydi? Ne ara böyle büyüdüler?” Derin saçını atkuyruğu yapmış, yeni alınmış çantası omzunda: “Kanka… artık büyüdük galiba.” Derya kahkaha attı: “Biz büyümeyiz kız, sadece level atlarız.” Ve o anda… İki çılgın, ortaokulun o uzun koridorunda yan yana yürürken sanki dünya “başlayın” butonuna basmıştı. Yeni sınıf… Yeni tipler… Yeni hocalar… Ve tabii ki yeni delilikler… Sınıfa ilk adımı attığımız an, öğretmenin bakışı bize “Bu yıl zor geçecek” dedirtti. Derya hafifçe fısıldadı: “Kanka… öğretmen daha bize bakmadan yoruldu.” Derin: “Bizim auramız ağır geliyor olabilir.” Öğretmen gözlüğünü düzeltti, sınıfa şöyle bir baktı… Sonra bizi gördü. Kaşlar havada: “Siz… yine mi yan yanasınız?” Biz aynı anda: “Evet öğretmenim.” Öğretmen: “Hayır! Bu yıl sizi ayırıyorum. Derin! En arka pencere kenarı! Derya! En ön sağ sıra!” Sınıf büyük bir şaşkınlıkla inledi. Ben (Derya): “Hocam biz bir bütünüz, ayrılmaz ikiliyiz! Bizi ayırmak doğaya aykırı!” Öğretmen sertçe cevap verdi: “Doğa beni ilgilendirmiyor, sessizlik ilgilendiriyor.” Derin elini alnına koydu: “Derya… bölündük!” Ben dramatik bir poz verdim: “Kalplerimiz yan yana, bedenlerimiz uzakta olacak…” Herkes güldü tabii. Ama öğretmen kararlıydı. Sıralar Ayrıldı Ama Kankalık Bitmez Ben önde oturuyorum… Derin arkada… Ama telepati açık. Ders başlıyor, öğretmen anlatıyor… Ama biz? Başka bir evrende yaşıyoruz. Ben döner küçük bir kağıt atarım: “Kanka saçım güzel mi?” Derin geri yollar: “Derya ders çalış! Saçın dağınık ama güzel.” Öğretmen döner: “Kim attı o kâğıdı?!” Ben içimden: “Kanka yakalandık…” Derin öne fısıldar: “Sus… sakın kıpırdama.” Ben: “Ben zaten heykelim.” Teneffüste Gerçek Yüzümüz Ortaya Çıkar Zil çalar çalmaz Derin koşarak gelir: “Derya! Seni bir teneffüste görmeyince depresyona girdim!” Ben sarılırım: “Ben de kankasız teneffüs yapamam!” Sonra kantine beraber ineriz. Kuyruk uzun… Ama içimizdeki yaramazlık daha uzun. Derin: “Kanka sıradan kaçalım mı?” Ben: “Biz doğuştan VIP’mışız gibi davranalım.” İkimiz sıranın yanından hafifçe kayarız: “Pardon, pardon geçiyoruz…” Kantin teyze bağırır: “Kızlar yine mi siz?!” Biz: “Hayır teyze, bizim benzerimiz çok.” Okulun Havalı Kızları Sahneye Girer Okulun popüler üç kızı var. Saçlar fönlü, çantalar parıl parıl, ayaklarında en havalı spor ayakkabıları. Bizi süzerler. Sonra biri şöyle der: “Bunlar çok gürültülü değil mi?” Ben: “Biz? Gürültülü? Ne münasebet, biz sadece yüksek enerjiyiz.” Derin yanağıma eğilip fısıldar: “Kanka… kızlar bize bulaşacak galiba.” Ben: “Geliyor gelmekte olan…” Ama sonra kızlardan biri Derin’in kelebek bilekliğini görür: “Çok güzelmiş! Nereden aldın?” Derin: “Derya almıştı bana.” Birden tavır değişir: “Siz çok tatlısınız!” Kanka efekti: Sevildik. Günün En Bomba Olayı: Günlüğün Yine Yakalanması Ben defteri açmış günlük yazıyorum: “Bugün Derin’le yaramazlık seviyesi arttı. Hocayı delirttik ama mutluyuz.” ÖĞRETMEN ARKAMDAN BELİRİR. “Derya! O elindeki ne?” Defteri kapatırım ama iş işten geçmiştir. Öğretmen defteri alır. Sınıf nefesini tutar. Derya iç ses: “Kanka… bittik.” Öğretmen sayfayı açar ve okur: “Derya bugün ders dinlemedi, Derin’e saçını sordu, sonra kantinde sırada kaydı.” Ben: “Hocam o günlük! Gizliliği vardır!” Öğretmen gülerek: “Tamam Derya, okumuyorum. Ama dikkat edin. Biraz sakin olun.” Derin: “Hocam biz sakin olmayı bilmiyoruz!” İlk Kıskançlık Krizi Bahçede Derin su alırken, ben bir kızla konuşuyordum. Kız koluma dokundu: “Deryacığım saçların çok güzel olmuş!” Derin uzaktan bakıyor… Gözler kısmış, kaş havada. Kız dedi ki: “Bir sonraki teneffüs birlikte oturalım mı?” Derin hemen atladı: “Beraber mi? Senin fazla arkadaşın mı olmuş? Benim haberim yok ama?” Kız uzaklaştıktan sonra Derin bana döndü: “Kanka! Ben seni kimseyle paylaşamam!” Ben sarıldım: “Tamam, sensin benim soulmate’im.” Derin rahatladı: “Tamam… uzlaşma sağlandı. Ama biri sana ‘gel oturalım’ derse… oturma.” Hafta Sonu Kahvaltı Macerası Cumartesi sabahı Derin beni aradı: “Kanka bugün kahvaltıya bize geleceksiniz!” Ben: “Ben kahvaltı denilince uçarım!” Derin’in evine gittik. Mutfağın kokusu bile mutluluk veriyordu. Ben çayı doldururken bardağı Derin’in üstüne döktüm. Derin: “Kanka yaktın beni!” Ben: “Yanlışlıkla oldu!” Derin: “Sen olmasan hayatım çok normal olurdu. Teşekkür ederim.” Börek alırken bardağı kırdım. Derin’in annesi gülerek: “Siz ikiniz eski Türk filmi gibisiniz.” Babaların Tanışması Buluşma günü geldiğinde Derin’in babası kapıyı açtı. Ben hemen sarıldım: “Amca! Evde olay çıkarabilirim!” Masada herkes gülerken Derin’in omlet tabağı babamın pantolonuna düştü. Babam şok içinde: “Derin kızım bu sıcak mı?” Derin: “Kankamın çılgınlığı bana bulaştı galiba…” Babalar birbirini sevdi ve dediler ki: “Bu dostluğu biz de onayladık.” İki Aile Tatilde Yazlık eve gidildi. Ben iki dev valizle gelince herkes bana baktı. “Bu valizler ne?” “Bu sadece bakım valizi.” Yazlığa girişte ilk kavga: “İlk duşa ben gireceğim!” “Hayır, ben!” Karpuz keserken dilim yere uçtu. Şemsiye uçtu, ben peşinden koştum. Buzluk devrildi, babam kaydı düştü. Derin’in annesi: “Bunlar hiç büyümeyecek.” Gece Sahil Macerası Ay ışığında yürüdük. Dalga bizi devirdi, biz gülmekten nefes alamadık. Dondurma aldım… Elimden düştü. Takla attı. Herkes güldü. Balkonda Derin söyledi: “Kanka… bu tatil hayatımın en güzeli.” Ben: “Biz birlikteyken hayat zaten güzel.” Babalar balkonda konuşurken duyduk: “Bu iki kızın kaderi birbirine bağlanmış.” Biz: “Zaten biliyorduk.” Yıldızlara Bakılan Gece Sahilde yıldızlara bakarken Derin dedi ki: “Kanka… bizim yıldızlarımız bile yan yana duruyor olabilir.” Ben: “Yıldızlar bile kıskanır bizi.” Dilek tuttuk. Yıldız kaydı. Sarılırken Derin fısıldadı: “İyi ki varsın kanka.” Ben: “Sen benim hayatımın bonususun.” Ve gece böyle kapandı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD