MAK - 1

534 Words
Merhaba hikayeme hoşgeldiniz... Klişe bir hikaye bulacaksınız belki de burada... Ama unutmayın ki herkesin klişesi kendine hastır... Hayatın stresinden bir nebze olsun uzaklaklaşıp huzur, mutluluk, aşk ve en önemlisi samimiyet bulacağınız hikayemi okurken umarım beğenirsiniz... Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyiniz...Sevgiler... ReyhanAhsenn...❤ Başlangıç Tarihi : 10.03.2017 Bitiş Tarihi : 12.06.2018 NOT : Bölüm başında yazan sözler alıntıdır... ♥️ Denizi seviyorsan dalgaları da seveceksin. Korkarak yaşarsan, yalnızca hayatı seyredersin... ❤️ Sigarasından bir nefes daha çeken adam, ciğerlerine dolan dumanla bir an kendine geldiğini sandı. Ne iyi geliyordu şu meret zor zamanlar da insana. Ciğerleri buna içten içe isyan ediyordu buna emindi. Ama yapacak başka bir şey yoktu, içmek iyi geliyordu. Anlamıyordu şu an burada ne işi vardı? Evlilik de neydi? İki insan evlenir ve ölene kadar mutlu yaşar bu mu yani? "Çok sevmiş de aşık olmuş da başkası kapmasınmış da!" Al işte en yakın dostunu da onun tabiriyle 'Aşk'a kurban etmişti. Adama göre şeyler değildi bunlar. Şimdi evinde oturup eksik işlerini yapsa daha iyi olurdu onun için. Bu gibi olaylar hiç ilgisini çekmezdi. En yakın dostu için gelmişti buraya. Dostunun bu mutlu günün de onu yalnız bırakmak yakışmazdı delikanlı adama. Ay bütün görkemiyle parlıyor, denizdeki yansımasıyla müthiş bir görsel şölen veriyordu. Onu izlemek bile daha zevkli diye düşündü adam. "Yalnız takılmaktan sıkılmadın mı? Eşlik etmemi ister misin Miraç? " Duyduğu sesle irkildi genç adam ama sonra fark etti gerçeği. Bu ses... Ahhh olamaz! Hiç sırası değil. 'Siz kızlar ilgimi cekmiyorsunuz neden hala peşimdesiniz rahat bırakın beni artık' diye bağırmak istedi Miraç. O kaçtıkça onlar kovalıyordu sanki. İyi de erkeğin kovalaması gerekmez miydi? Neler düşünüyorum ben ya diyerek inledi genç adam. "Ben de içeri geçiyordum zaten, sigara içmek için çıkmıştım. Yine de teşekkür ederim Bahar Hanım görüşmek üzere" diyerek oradan uzaklaştı Miraç. Zaten şimdi babaanesinden bin ton laf işitecekti. Anlaşılan günlük kotası daha dolmamıştı. Acaba şimdi hangi kızı önereceklerdi. Başına gelecek her şeyi göze alarak Fuat Paşa Yalısı'n dan içeriye girdi. Abisi ve babaannesinin ortasında bulunan boş sandalyeye oturan Miraç, bu eziyete daha ne kadar katlanabileceğini düşünürken babaannesinin sesiyle soluna döndü. İşte yine başlıyorlardı... "Miraç kuzum düğünü nasıl buldun evladım? " Diyen babaannesinin asıl amacını bilen Miraç kafasını eğip gözlerini devirdi, ardından kafasını kaldırıp: "İyi babaannem nasıl olsun işte bildiğimiz düğün." Babaannesi sinirle kolunu çimdikleyip : "Nasıl bildiğimiz düğün oğlum, bak her taraf güzel kız kaynıyor hiç dikkatini çekmiyorlar mı? " diye cırlayınca masada oturan diğer aile fertleri dönüp Nurten hanım ile Miraç'ın rutin tartışmasını izlemeye başladılar. Abisi Murat Miraç'ın yeterince bu konu da baskıya maruz kaldığını bildiği ve kardeşine hak verdiği için : "Babaanne gelin arayışı kavganızı sonra devam edersiniz. Batu'nun tuvaleti gelmiş amcası onu tuvalete götürsün" diyerek 3 yaşında ki oğlunu amcasının kucağına bıraktı. Miraç'a kaşlarıyla 'buradan uza yoksa babaannem seni yahni yapıp yiyecek' der gibi bakınca Miraç : "Evet babaanne Batu ile işimizi halledelim sonra yeniden konuşuruz" deyip abisine minnet dolu bakışlarını gönderdi ve yeğeniyle hızla masadan ayrıldı. Artık nasıl baş edeceğini bilmiyordu. Neydi bu büyüklerin evlendirme merakı anlamıyordu. Bazen evde kendini evlilik programlarına katılan insanlar gibi hissediyordu Miraç. "Oğlum bu kız şöyle, oğlum şu kız böyle." Evlilik ya da aşk Miraç bunların hiç birini istemiyordu ki. Sahi babası da yıllar önce annesini 'güya' büyük bir aşkla sevmemiş miydi? ❤️
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD