Savcılık makamından gelen görev dosyasına göre Miray, sabah saat 11:00'de askeri bir soruşturmanın ilk ifadesine katılacaktı.
Askeri lojmanlarda yaşanan bir olay nedeniyle, savcı olarak yerinde inceleme yapması gerekiyordu.
Lokman geldiğinde girişte onu bekleyen üniformalı bir adam vardı. Sert duruşlu, gözleri net, bakışları soğukkanlı...
Ama, birşey vardı kalbinin derinliklerinde yankılanan bir ses
Efe, kapıya yaklaştığında kadına dikkatle baktı. Bir saniyeliğine nefesi kesildi. O gözler...
Efe(iç ses)
Yine o bakış... sabah pencerede gördüğüm kadın. Şimdi karşımda. Tanıyorum onu.Ama nasıl?
Efe resmi bir şekilde selam verdi sesi net ve ölçülüydü. Tereddüte yer yoktu.
Efe:
"Hoşgeldiniz savcı hanım.Kıdemli üsteğmen Efe Demir, soruşturma sürecinde size eşlik edicem. "
Miray ise bir adım geride kalmıştı. Kalbi boğazına çıkmış gibiydi. Kendisini toparlayarak cümlesini kurdu.
Miray:
" Memnun oldum savcı Miray Ateş. Görevi birlikte yürüteceğiz sanırım. "
Efe kısa bir baş selamı verdi ama gözlerini çekmedi. Onu kıza iten bişeyler vardı ama ne? Sanki yıllardır aradığı bir cevabı o gözlerde bulacaktı.
Miray da ilk kez birini bu kadar derin inceleme ihtiyacı hissetti. Ama elini çabuk tutmalıydı. Profesyonelliği elden bırakmak istemiyordu.
Miray(iç ses)
Beni böyle etkilememelietkilememeli. Sadece bir subay. Sadece bir soruşturma. Ama gözleri neden banakaranlık bir geceyi hatırlatıyor?
Efe Miray'a içeriyi gösterirken bir ana duraksadı.
Efe:
"Bazı anlar vardır ya...Tanıdık gelir. Ama nereden tanıdığını bir. türlü hatırlayamazsın. Sizinle konuşurken öyle hissetim. "
Miray donakaldı. Bu kadar erken mi?
Miray:
"Evet... bazen geçmiş bizi susturarak konuşur"
İkisi de bir süre sessiz kaldı. Sonra görev gereği içeri geçtiler. Ama o birkaç cümle hem Miray'ın hem de Efe'nin zihninde fırtınalar koparmaya yetmişti.
******