BEN BUNU HAKETMEDİM

1025 Words
Dilan Diyar ağa ve Hojan hanımağanın sözlerini duydukça yüreği ağırlaşıyor, dizleri titremeye başlıyordu. Ne demekti Zülalin kuması olması. Duyduklarının bir hayal mi gerçek mi olduğunu kavrayamadı bir an. Başını eşine çevirdi dolu gözleriyle baktı. Eşi Zülale bakıyordu. Kaşları hafif çatılmış, dudaklarını birbirine bastırmıştı. Düşünüyordu eşi belliydi, her zaman bir şey düşünürken böyle bir yüz ifadesi olurdu. Dilan da başını çevirip Zülale baktı. O da ağlayarak Bawere bakıyordu. ‘Yardım et,’ der gibiydi bakışları. Bawer anası ile babasına son sözlerini de söyleyip bir hışım çıktı gitti konaktan. Eşinin gitmesiyle iyice güçsüzleşen Dilan titreyen dizlerine daha fazla dayanamadı ve olduğu yere çöküverdi. Ailem dediği el üstünde tuttuğu insanlar bunu mu reva görmüştü ona. İçli içli ağlamaya başlamasıyla Hojan hanımağa yanına yaklaştı gelininin. O da böyle olsun istemezdi ama Zülalin konakta kalması için başka bir hal çaresi de yoktu. “ Dilan’ım güzel gelinim, ahu gözlüm, ağlama kuzum, böyle olması gerek. Zülal senin ablan sayılır, bilirim kimse istemez böyle bir olay başına gelsin, ama buna mecburuz güzel gelinim. Zülalin bu konakta kalması için, ağabeyinin yattığı yerde rahat etmesi için mecburuz. “ Dilan Hojan hanımağa konuştukça daha da bir ağlamaya hafiften dizlerine vurmaya başlamıştı. O da biliyordu başka bir çare yoktu ama kim isterdi ki eşinin bir karısı daha olsun. Paylaşmak zorunda mıydı eşini. Zülale kızım kızım diyordu o kızı değil miydi? Ağladıkça ağlıyordu Dilan. “ Ana ben senin kızın değil miyim? Zülal ablamın bu konakta kalmasını bende isterim ama benim kocamın karısı olarak mı kalmalı? Kuma yarasını bilmez misin ana? Bu mu bana reva görülen? Zülal kızını düşünüyorsun da, Dilan kızını hiç mi düşünmüyorsun? Nasıl kabul edeyim ben ana böyle bir şeyi? “ Dilan sözleri bitince oturduğu yerden güçlükle kalkarak odasına doğru yöneldi. Merdivenleri ağır ağır çıkıyor, ağlamaya devam ediyordu. Hayatı bir gün içinde nasılsa kaymıştı ellerinden. Ne olacaktı peki bundan sonra? Ya Bawer kabul ederse Zülali nikahına ne yapardı o zaman Dilan? Bitkin bir şekilde girdi odasından içeri. Yatağının kıyısına oturdu başını ellerinin arasına aldı yeniden içli içli ağlamaya başladı. Başını kaldırdığında gözleri şifonyerdeki düğün fotoğrafına kaydı. Eşiyle ilk tanıştıkları gün geldi aklına. Yakışıklı uzun boyluydu. Lisedeyken bile yapılı biriydi Bawer. Kızlar hayran hayran bakardı ona. Erkeklerin bazıları da gıpta ederek. Dilan’ın yanına gelmiş ondan hoşlandığını söylemişti. Anında Dilanın yanakları kızarmış başını eğip elleriyle oynamaya başlamıştı. Bu utangaç halleri de Baweri gülümsetmiş, hafiften kıkırdamışsın. O günden sonra Dilan nereye gitse o da adeta bir gölge gibi onunla gelmiş, durmadan onu izlemişti. Başlarda Dilan utancından istemese de o da zamanla Bawere aşık olmaya başlamış, sonrasın da da birbirlerinden hiç ayrılmamışlardı. Zülal ile Baran Ağanın düğününde onlar nişanlıydı. Bawer Dilanın ağabeyi Ferman’dan izin alarak onunla dans etmiş, halay çekmişlerdi. Bawerin kendisine evlenme teklifi ettiği gün geldi gözlerinin önüne üniversitenin son günlerinde onu arabasıyla almış, çok şık bir restorana götürmüştü. Eline kocaman bir buket kırmızı gül vermiş çok güzel bir yüzükle de evlenme teklifi etmişti. Dilan’ın asla unutamayacağı, Bawere daha fazla aşık olduğu çok güzel bir gündü. Mezun olduktan hemen sonrada mükemmel bir düğün ile evlenmişlerdi. Her şey çok güzel gitmişti onlar için. Bawer ona hep aşkla sevgiyle bakmış, bir kere bile üzmemişti. Ne zaman arasa telefonunu toplantıda veya çok önemli bir işi bile olsa açıyordu. Dilan ağlamaktan bitap düşmüş nedenini cenin pozisyonuna getirerek gözlerini kapattı. Sanki uyanıp uyansa bu olanlar bir rüya gibi gelecekti ona. Diğer taraftan Zülal de ne diyeceğini bilememiş şaşıp kalmıştı. Ama kesinlikle amcasının evine gitmek istemiyordu. Baran ölünce üzüntüsünden sonra en büyük korkusu amcasının onu yanına almadıydı. Açıkçası Diyar Ağa ile Hojan hanımağanın böyle bir şey düşündüklerini tahmin bile edemezdi. İçi bir an umutla dolmuştu. Ama Dilan’ın hali de gözlerinin önünden gitmiyordu. Zaten Bawer ağanın da kabul edeceği meçhuldü. Gitmeden önce gözlerinde büyük bir sinir ve öfke ile bakmıştı Zülale. Ama belki Dilan ile konuşur ikna ederse o da Bawer Ağayı ikna edebilirdi. Burada kalmak istiyordu. Zülal bir kaç saat zaman verdi Dilan’a, kafasından da Dilan’la nasıl bir konuşma yapacağını düşünmeye başladı. Baş ağrısıyla gözlerini açan Dilan bir müddet daha yatakta yatarak kendine gelmeye çalıştı. Tam o esnada kapı çaldı. Bir süre ses etmeden bekledi. Kapı bir kere daha tıklandığında derin bir nefes alıp ‘ gir ‘ dedi. İçeriye giren Zülal yavaş ve temkinli adımlarla, gözleri Dilan’ın gözlerinde yatağa doğru yaklaştı ve usulca oturdu. İki kadın da birbirlerinin gözlerinin içine bakıyor ama bir türlü ağızlarını açıp konuşamıyorlardı. En sonunda Zülal derin bir bir nefes aldı verdi. “ Dilan canım benim, biliyorsun seni kardeşim yerine koydum ben sende beni ablan. Verilen bu kararın seni ne denli üzdüğünü de görebiliyorum. Ama olaya bir de benim açımdan bakabilir misin lütfen? Amcamın yanına dönemem. Nasıl biri olduğunu sende az çok biliyorsun. O cehennemden beni alıp kurtaran Baran ağabeyindi. “ Dilan konuşmasını bitiren Zülalin gözlerine bakmaya devam ederken, zihninde Zülalin sözleri tekrar tekrar yankılanıyordu. Seviyordu Zülali ama böyle bir şey yaşanmasını da istemiyordu işte. “ Peki abla aynısı benim başıma gelseydi, sen Baran ağabeyimin beni nikahına almasına izin verir miydin içten bir şekilde soruyorum sana bunu, söyle lütfen izin verir miydin? “ “ Verirdim Dilan. Eğer sen benim gibi bir aileden gelmiş olsaydın, o cehenneme dönmene asla izin vermezdim! “ “ Nasıl izin verirdin? Anlamadım! “ “ Çünkü Baran’a güvenirdim sana dokunmayacağını bilirdim. Gönül rahatlığıyla izin verirdim seni nikahına almasına. Sen Bawer Ağaya güvenmiyor musun. Bana bir kere bile yan gözle baktığını gördün mü? “ “ Ben, hayır görmedim, tabii ki de güveniyorum Bawerime. Ama kendime yediremiyorum abla. Dışarıda soranlara nasıl derim Baran ağabeyimin eşi kumam diye? “ “ Sen dışarıdaki insanlara ne bakıyorsun kuzum! Onlar her şeyi söylerler. Biz gerçeği biliyoruz ya. Bawerin bana dokunmayacağını obeze yetmez mi? “ “ Ben bilmiyorum abla. Sadece senin burada kalman için bile olsa onun nikahına gireceksin. Helali olacaksın. Bilmiyorum. Aklım karma karışık. “ “ Bak canım benim sizin odanız ayrı benim odam ayrı zaten. Ben sanmıyorum Bawerin benim yanıma bir kere bile geleceğini, senin dibinden ayrılacağını. Çünkü seni çok seviyor. Bunu gözlerinden anlıyorum ben. “ “ Bende beni sevdiğini biliyorum ama bir taraftan da içşmde bir sıkıntı var bilmiyorum ! “ “ Canım dediğim gibi sen biraz düşün bunu lütfen ben tekrar oraya dönemem. Göz ucuyla bile size bakmayacağımdan emin olabilirsin. Tamam mı ben gidiyorum şimdi. “ Zülal son sözlerini de söyleyip odanın kapısından çıkıp gitti. Dilan’ı derin bir düşünceyle baş başa bırakmıştı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD