Rüzgar'ın, Ece'ye borcun bittiğine dair yasal belgeyi uzattığı an, Ece'nin hayatındaki en karmaşık andı. Borcun bitmesi, Ece'nin yasal olarak özgürleşmesi demekti. Oysa Ece, Rüzgar'ın yanından ayrılmak istemiyordu. Titreyen ellerle zarfı aldı. İçindeki kâğıtlar, Ozan'ın hayatının garanti altına alındığını gösteriyordu. Bu kâğıtlar, Ece'nin Rüzgar'a olan borcunu tamamen siliyordu.
Ece, Rüzgar'ın gözlerine baktı. O gri gözlerde artık ne bir hesaplama ne de zorlama vardı; sadece Ece'nin vereceği karara dair derin bir bekleyiş vardı.
"Borç bitti," dedi Ece, sesi zar zor duyuluyordu. "Artık... artık gitmekte özgürüm."
Rüzgar, kollarını Ece'nin etrafına sardı ve Ece'yi kendine çekti. "Evet, Ece. Yasal olarak, bu zorunluluk bitti. Ozan güvende ve sen, hukuki yükümlülüklerinden kurtuldun. Evlilik sözleşmemiz sana tazminat hakkı vermiyor, ama istersen şimdi yalıdan ayrılabilirsin. Artık kararın sana ait."
Bu sözler, Ece'nin kalbinde büyük bir acıya neden oldu. Özgürlük, hiç bu kadar acı verici olmamıştı. Ece, Melis'in ihanetinden sonra parçalanan Rüzgar'ı ve onun Ece'ye olan ihtiyacını geride bırakamazdı.
Ece, Rüzgar'ın kollarının arasından sıyrıldı, zarfı ve belgeleri masanın üzerine bıraktı. Rüzgar'a döndü ve parmağındaki alyansı gösterdi.
"Benim borcum bitti, Rüzgar. Ama ben, gitmiyorum," dedi Ece, sesi kararlılıkla doluydu. "Melis'in size ihanet ettiği yerde, ben size sadık kaldım. Ve bu sadakat, borçtan daha büyüktür. Bu evlilik, Ozan'ın güvenliği için başlamış olabilir, ama ben, sizin yanınızda kalmayı seçiyorum."
Ece, Rüzgar'a yaklaştı ve ellerini Rüzgar'ın yüzüne koydu. "Ben artık sizin karınızım. Sizinle olmak, benim özgür iradem. Bu, borcun sonu değil, bizim yeni başlangıcımızdır."
Rüzgar, Ece'nin bu gönüllü itirafı karşısında derin bir nefes aldı. Gözlerindeki soğukluk eridi ve yerini tarifsiz bir duyguya bıraktı. Ece'nin zorunluluk olmadan yanında kalmayı seçmesi, Rüzgar'ın Melis'ten sonra kaybettiği her şeyi geri getiriyordu.
Rüzgar, Ece'nin ellerini tuttu ve dudaklarına götürerek öptü. "Seni kaybetmekten korktum, Ece," dedi Rüzgar, ilk kez bu kadar açık bir savunmasızlıkla. "Melis'in ihanetinden sonra, sana olan bağlılığımı dahi borç olarak görmüştüm. Ama şimdi... sen, bana dünyadaki en büyük hediyeyi verdin."
Rüzgar, Ece'yi kendine çekti ve sıkıca sarıldı. "Borcun bitti, evet. Ama benim sana olan ihtiyacım bitmedi. Ben, sana sadece sadakatin için değil, aynı zamanda sen olduğun için bağlandım. Sen benim hayatıma girdiğinden beri, ilk kez geçmişin gölgesinden çıktım."
Rüzgar, Ece'nin alnına uzun bir öpücük bıraktı ve nihayet, Ece'nin uzun zamandır duymayı beklediği o kelimeyi söyledi. "Seni seviyorum, Ece. Borcun bitmesi, sadece yalanın sonu oldu. Aşkımız, şimdi başlıyor."
Ece'nin kalbi, Rüzgar'ın bu tam ve net itirafı karşısında coşkuyla doldu. Ece'nin zoraki bir anlaşmayla başlayan yolculuğu, Rüzgar'ın aşkıyla nihai amacına ulaşmıştı.
Ece, Rüzgar'ın kollarında, bu yeni ve gerçek aşkın getirdiği huzuru buldu. Artık aralarındaki hiçbir şey, ne bir borç ne de bir anlaşma değildi. Rüzgar, Ece'yi yavaşça yatağa doğru taşıdı.
"Bu gece," dedi Rüzgar, sesi şehvetli bir tona bürünmüştü. "Bu gece, evliliğimizin sadece bir sözleşme olmadığını, bir aşk yemini olduğunu hissedeceksin."
Ece, Rüzgar'ın her dokunuşuna, her öpücüğüne isteyerek karşılık verdi. Ozan güvendeydi ve Ece, nihayet kendini tamamen bu aşka bırakabilirdi. Rüzgar'ın Ece'ye olan sahiplenmesi, artık bir zorlama değil, karşılıklı bir arzuya dönüşmüştü. Yalıdaki gece, borcun bittiği ve sonsuz bağlılığın başladığı anı mühürlüyordu.
Ece, Rüzgar'ın kollarında, bu yeni ve gerçek aşkın getirdiği huzuru buldu. Artık aralarındaki hiçbir şey, ne bir borç ne de bir anlaşma değildi; sadece güçlü bir duygu seli vardı. Rüzgar, Ece'yi yavaşça yatağa doğru taşıdı.
"Bu gece," dedi Rüzgar, sesi şehvetli bir tona bürünmüştü. "Bu gece, evliliğimizin sadece bir sözleşme olmadığını, bir aşk yemini olduğunu hissedeceksin. Benim için verdiğin savaşı, bu şekilde kazandığını anlayacaksın." Rüzgar'ın dudaklarından dökülen her kelime, Ece'nin kalbindeki tüm şüpheleri siliyordu. Rüzgar, Ece'ye olan ihtiyacını, bu kadar açık ve dürüstçe itiraf etmesiyle, Ece'nin de ona olan duygularını meşrulaştırmıştı. Ece, geçmişteki zorunluluğun yerini alan bu gönüllü tutkunun kendisini nasıl yaktığını hissediyordu. Rüzgar'ın parmağındaki alyans, artık Ece'nin en sevdiği takıydı.
Ece, Rüzgar'ın her dokunuşuna, her öpücüğüne isteyerek karşılık verdi. Ozan güvendeydi ve Ece, nihayet kendini tamamen bu aşka bırakabilirdi. Rüzgar'ın Ece'ye olan sahiplenmesi, artık bir zorlama değil, karşılıklı bir arzuya dönüşmüştü. Yalıdaki gece, borcun bittiği ve sonsuz bağlılığın başladığı anı mühürlüyordu. Onların yalan üzerine kurulu evlilikleri, beklenmedik bir şekilde, en saf aşkın başlangıcı olmuştu.
Sabah olduğunda Ece, Rüzgar'ın onu izlediğini fark ederek uyandı. Rüzgar'ın yüzünde, derin bir huzur ve tatmin vardı. Bu, Ece'nin yanında olmaktan duyduğu mutluluğun, ticari zaferlerden çok daha değerli olduğunu gösteren bir ifadeydi. Rüzgar, Ece'ye uzandı ve saçlarını nazikçe okşadı.
"Günaydın, Karım," dedi Rüzgar. "Dün gece, bana Melis'in hiç veremediği bir şeyi verdin: koşulsuz sadakat. Ve ben, bu hediyeye karşı sana ömür boyu sadakat göstermeye yemin ederim." Rüzgar'ın sesi, yeminini güçlendiren bir ciddiyet taşıyordu.
Ece gülümsedi. "Borç bitti, Rüzgar. Artık sadece aşk var. Ve ben, bu aşka gönüllü olarak bağlıyım." Ece'nin bu samimi itirafı, Rüzgar'ın gözlerinin parlamasına neden oldu. Ece, Rüzgar'ın geçmişteki tüm acılarını iyileştiren yara bandı olmaktan çıkıp, hayatının vazgeçilmez bir parçası haline gelmişti.
Kahvaltı masasında Rüzgar, Ece'ye Holding'deki konumunu resmen yükseltme planını anlattı. "Artık sadece benim vekaletimle hareket etmeyeceksin. Yönetim kuruluna, uluslararası ilişkiler ve yeni pazar geliştirme departmanının başına geçeceğini ilan edeceğim. Senin zekân ve çevikliğin, Melis'in bıraktığı boşluğu doldurmaktan çok daha fazlasını yapacak."
Rüzgar'ın bu kararı, Ece'nin sadece bir eş olarak değil, aynı zamanda bir iş ortağı olarak da kabul edildiğini gösteriyordu. Bu, Ece'nin Rüzgar'a olan güvenini katladı. Ece, artık sadece borçlu değil, Rüzgar'ın Holding'deki en güçlü müttefikiydi. Bu yeni pozisyon, Ece'ye büyük bir sorumluluk yüklüyordu, ancak Ece, Rüzgar'ın desteğiyle bu görevin altından kalkabileceğini biliyordu.
Rüzgar, Ece'nin elini tuttu. "Artık Melis'in gölgesi üzerimizden kalktı. Turan Bey'in baskısı azaldı. Ama unutma, Holding'in içindeki rekabet bitmedi. Yeni düşmanlar her an ortaya çıkabilir. Bizim, onlara karşı duracak tek ve güçlü bir cephe olmamız gerekiyor." Rüzgar'ın bu sözleri, 100 bölümlük uzun hikayenin yeni çatışma noktalarının habercisiydi.
Ece, Rüzgar'ın desteğiyle birlikte gelen bu yeni sorumlulukları kabul etti. Ancak Ozan'ın taburcu olmasının yaklaştığı gerçeği, Ece'nin kalbinde küçük bir endişe yaratıyordu. Ozan, ablasının birdenbire bu kadar zenginleşmesini ve Rüzgar Aksel gibi bir patronla evlenmesini anlamakta zorlanıyordu. Ece, Rüzgar'la olan ilişkisinin gerçekliğini Ozan'a nasıl açıklayacağını düşünüyordu.
"Rüzgar," dedi Ece, kahve fincanını masaya bırakarak. "Ozan taburcu olduğunda, ona her şeyi anlatmalı mıyız? İlişkimizin nasıl başladığını..."
Rüzgar'ın yüzü ciddileşti. "Hayır. Asla. Ozan'ı bu kirli oyunun detaylarıyla yormayacağız. Ona, evliliğimizin borçla başladığını bilmesine gerek yok. O, senin mutluluğuna odaklanmalı. Sen ve ben, bu sırrı sonsuza dek saklayacağız. Ozan'a sadece Paris'te tanıştığımızı ve kısa sürede birbirimize aşık olduğumuzu anlatacağız. Bu yalan, onu korumak için gerekli."
Rüzgar'ın bu kararı, Ece'ye ağır geldi. Gerçek aşkı bulmuş olsalar bile, başlangıçtaki yalan, hayatlarının kalıcı bir parçası olarak kalacaktı.
Rüzgar, Ece'nin yüzündeki endişeyi fark etti. Rüzgar, Ece'nin yanına oturdu ve onu kendine çekti. "Ozan'ın hastaneden çıkışını kutlamak için küçük bir kutlama hazırlayalım. Ozan'ın mutluluğu, senin mutluluğun, ve benim huzurum demek. Bundan sonra, hayatımızda sadece mutluluk ve başarı olacak."
Rüzgar, Ece'nin elini tuttu. "Borç bitti, evet. Ama ben, sana olan bu borcu ödemeye devam edeceğim. Sana olan bu minnettarlığı, ömür boyu sürecek bir sevgi ve saygıyla ödeyeceğim." Rüzgar'ın bu sözleri, Ece'nin kalbini ısıttı. Rüzgar, sadece onu sevmekle kalmıyor, aynı zamanda Ece'nin fedakarlığını da asla unutmuyordu. Ece'nin zorunlu ittifakı, nihayet gönüllü ve güçlü bir aşka dönüşmüştü.