İtiraf

3450 Words
Ne zaman yüreğimdeki kış gün yüzüne çıksa mersedes gülü alırdım öyle moralimi düzeltsin, kendimi ödüllendireyim, iyi olayım diye değil kalbimin kırıklığını yüzüme tokat gibi tekrar tekrar çarpsın diye tonton amca olmasa yine aynısı olacaktı ama onun şefkati ve içtenliği sayesinde bir ilk oldu kırk yıldır tanışıyor gibiydik lakin isimlerimizi dahi bilmiyoruz. Hazırlanırken bir taraftan da Gizeme tüm gün olanları anlatmıştım. Gizemin ihtiyaç diye bahsettiği bavul bugün işimize yarayabilirdi ancak içinden kendime uygun şeyler bulabilseydim. Bu beşinci ve son elbise, üçüncüde pes edip "kapıda bekliyorum" dedikten sonra çıkmıştı. Bir saati geçti ama kimse hazır değil herhalde çağırmadıklarına göre.. Siyah uzun kollu kare yaka yakasının etrafı inci ile kaplı etek kısmı fırfır detaylı hafif çapraz oldukça mini bir elbiseydi. "Bu da çok kısa yaram dahi görünecek neredeyse diğerlerinin de göğüs ve sırt dekoltesi çok fazla" deyip saate baktım çok geç olmuş herkes beni bekliyor olmalı yatağa oturup ayakkabımı hızla giydim çantayı aldığımda Gizemin çıkmadan saçımı ve makyajımı halletmiş olmasına şükrettim. İlerleyip kapıyı açtığımda bir taraftanda eğilmiş elbiseyi çekiştiriyordum. "Gizem bunlar ne biçim elbiseler bu da çok kıs- derken cümlemi tamamlayamamıştım çünkü kafamı kaldırdığımda karşımda o vardı. Yüzbaşı. "Siktirr.!" deyip Beni baştan aşağı süzdü yetmedi aşağıdan başada süzdü bacaklarımda oyalanan gözleri gözlerimle buluşunca durdu sonra hızla etrafını kontrol etmeye başladı. Ben niye durup hareketlerini izliyorsam.. hızla ilerledim bizimkiler bahçededir. Arkamdan adım seslerini duyuyorum dişlerinin arasından bir şeyler diyor ama anlamıyorum. "Bu elbiseyle gelmeyeceksin değil mi?" diye tısladı en son. Emir verir mi yok canım buna da karışamaz. Arkamı dönmeden konuştum "Nesi varmış elbisenin" "Yok işte etek kısmı yok kızım bu elbisenin" Doğru söylüyor biraz kısa, yok tamam bayağı kısa ama bu onu hiç ilgilendirmez. Yüzümü ona döndüm "bakın var" deyip elimle etek kısmının ucunu tuttum bacaklarıma bakıp yutkundu. Ne yapıyorsun Özüm yine.. ne yapıyorsun? "Kızım bak bu elbiseyle gelemezsin." "İki oldu" "Ne iki oldu?" "İkidir kızım diyorsunuz üçüncüde..." Ne yapacaksam sanki... sustum. "Ne olacakmış üçüncü de" deyip yaklaştı. Elinin körü olacak goril kaslı maymun suratlı sanki D vitamini yerine kaza ile King Kong'un protein tozunu yemiş bu niye yaklaşıyor ya kaslarını gözüme gözüme sokuyor. Allah karşıma döveceğim birini çıkarsa da senmişsin gibi kafa göz dalsaydım. "Allahım... ettiğim duaya bak şunun yüzünden hep valla... bu gece değil Allahım operasyonlarda memnuniyetle ama bu gece değil." "Ne duası ettin benim yüzümden ayrıca sen bana şu mu diyorsun?" "Komutanım!" diye seslendi bir asker arkasından. Hay seni Allah gönderdi ne Allah mı gönderdi. "Allahım ne olur döveceğim kişi bir asker olmasın." Yüzbaşı bana ​"ne diyor bu salak?" der gibi, gözlerini kısmış bakıyor. O seslenen askere dönerken fırsattan istifade sıvıştım. Bahçeye çıktığımda bizimkilere bakındım ama göremedim. "Özüm" dedi biraz kısık sesle "Ne çabuk geldi yaa" duymamazlıktan geldim. "Özüm" dedi daha yüksek bir sesle duraksadım "hayy o sesin götüne kaçsın çıkamasın bir daha" derin bir nefes verip arkamı döndüm hangi ara bu kadar yaklaştı duydu mu? Bir iki adım geriledim. "Buyrun komutanım!" "Birlikte gidiyoruz." "Ben diğerleriyle gideceğim komutanım!" "Herkes gitti." Nasıl gitti ? aile dedik bağrımıza bastık beni burada gorille mi bırakıp gitmişler. "Bunlar da hain çıktı operasyonlarda çokta güvenmemek lazım." Hâlâ iç sesimle konuşuyorum sanıyordum ki o gülünce iç sesim olmadığını anladım. Nasıl kontrol edeceğim ben bu iç dış sesimi..? Ne kadarını duydu goril dediğimi duydu mu? Arkamı dönüp ilerledim sen gül diye söyledik sanki gülünce de çok yakışıklı oluyor bee! Kendine gel yakışıklı falan değil kalpsiz gorilin teki. "Araç bu tarafta" dedi. "Ben kendim giderim komutanım." "Nasıl gideceksin nerede olduğunu biliyor musun?" Haklı bilmiyorum. "Konum isterim." deyip çantamı açıyordum ki "Telefonun yok" dedi gözleri gülerken ellerini cebine yerleştiriyordu. Adam resmen hakkımda herşeyi biliyor. "Mekân adını söylerseniz taksiyle gelirim." dedim. "Bu kıyafetle hayatta taksiye binemezsin." "Bindireni de siksinler" diye kaşlarını çatıp sesini yükseltti. Buna ne oluyor sabahtandır. "Pardon da sana ne? sen kimsin ki karışıyorsun-nuuz ?" dedim tıpkı onun gibi bağırarak söylüyordum ama sesimi tekrar kısmak zorunda kaldım. "Yani kimsiniz derken sivilde giydiğim bir kıyafete karışamazsınız komutanım." Gözlerini kapatıp öfkeyle nefes alıp verdi. "Tamam kıyafetine karışmıyorum ama arabaya bineceksin." dedi. "Taks-" lafı ağzıma tıkayıp "Özüm geç arabaya otur?" dedi. "Emredersiniz komutanım! Benim gibi biriyle bir dakika daha durmayın diye ısrar etmiştim." deyip ilk zamanlarda söylediği cümlesine vurgu yaparak arabaya doğru ilerledim. Unutmadım yüzbaşı. Kalbimde bıraktığın her cam parçası tekrar tekrar hatırlatıyor. . Ayaz'ın Anlatımı O geçti arabaya ama bu sefer ben gidemiyorum. Zalım, zaten tüm yaptıklarım tüm söylediklerim için pişmanken o da kızgın demiri kalbime kalbime saplıyor. Arabaya geçtim emniyet kemerini takıp çalıştırdım. Ona baktım sağ elini koymuş çenesinin altına camdan dışarıyı izliyor onu bu kadar sessiz görmek istemiyorum kızsa da bağırsa da bir şeyler söylesin ama böyle durmasın. Çiçeği sorsam mı? Kim verdi çiçeği sana? Kim aldı çiçekleri? Çiçekler kimden? Ahhh olmaz deyip direksiyonu sıktım bekleyeceğim bu sefer hata yapmayacağım. Tekrar baktım o bal saçlarına mahur simâsına Başımı çevirecekken gözüm elbisesinin altından biraz görünen sargısına takıldı. Arabayı durdurdum hâlâ yola bakıyor arabanın durduğunu bile fark etmedi.. Belki de yapmam lazım ama kendimi tutamadım. Yaklaştım ve eğilip yarasını öptüm dalmıştı ve beklemiyordu aniden irkilip bana baktı sonra etrafına bakıp tekrar bana baktı. Eliyle eteğini düzeltip aynı anda "Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?" dedi. "Yaralarını sarmak istiyorum." Alaycı bir gülüş atıp "yerine yenilerini açarak mı?" deyip tekrar konuştu. "Ne yapmaya çalışıyorsun gerçekten anlamıyorum dansöz gibi kıvırıyorsun yüzbaşı çözemiyorum seni ve çözmekte istemiyorum. Ben bir gün iyi üç gün kötü olmak istemiyorum." dedi. "Özüm ben-" Özür dileyecektim köpek gibi pişmanım diyecektim ama bırakmadı. "Komutanım lütfen sürer misiniz yoksa inip kışlaya geri döneceğim." dedi. Onu yapamazsın da işte.. ne kadar güçlü gibi görünsede dokunsam ağlayacaktı o yüzden bir şey demeden arabayı tekrar çalıştırdım. Gelince arabayı durdurdum bana bakıp beklemeden arabadan indi ama nereye gideceğini bilmediği için kenarda bekledi. Arabadan indim "lann amına koduğum şerefsizi" bir vale ağzından salyalar akıtarak gözlerini Özüme dikmiş bakıyordu. Ulan puşt bir kadına bu şekilde bakılır mı lann sikerler adamı. Yanıma bir vale geldi. "kardeşim kusura bakma söyle şu arkadaşa o bize baksın." dedim. Geliyor pezevenk anahtarı vereceğim sırada elini sıkıp büktüm kulağına eğildim "o gözlerin biz gidene kadar yerden kalkarsa çıkartıp götüne sokarım." "Yanlış anladın abii" "Sikerim lan abini" dediğimde "Bir problem mi var komutanım" diyerek Özüm yaklaştı. Çocuk "komutan mı?" derken bir afalladıktan sonra tekrar konuştu. "Madem sevgilin değil..." derken devamı umrumda olmadı suratına sıkı bir yumruk geçirdikten sonra Özüme döndüm "sikerim senin de komutanını" deyip elini tutup ilerledim. "Sokayım giydiğin elbiseye" "Bırak bee ne yapıyorsun-nuz" dedi. Elini elimden hızla çekip kurtardı. merdivenlerden inince bir saniye duraksayıp bizimkileri aradı ben sadece onu izliyorum. İlerleyince bende peşine takıldım. Selim bizi görünce bağırdı. "Ooo su fıstığım ne güzel olmuşsun sen" deyince herkes dönüp baktı sonra kafalarını hemen geri çevirdiler. Masaya geldiğimizde "Otursanıza davetiye mi bekliyorsunuz?" derken yan yana duran sandalyeleri işaret etti ben önce o otursun diye bekledim. Özüm aşağı tarafta tek duran sandalyeye bakıyordu Selim diğer tarafa gideceğini anlayınca kolundan tutup oturttu. Kendi kendime gülerken aferin lan deyip oturdum. Timimde görmek istediğim bilişim uzmanı Ankara'da son anda çıkan bir görev nedeni ile katılamayacağını söylediğinde biz de yemekleri yemiştik. Özüm çatalımı yanlışlıkla yere düşürünce ondan önce eğildim kalkacağım sıra aklıma bir hinlik geldi elimin tersi ile ayak bileğinden başlayıp diz kapağına kadar hafif bir dokunuş bıraktım. Aniden ayağa kalktı yüzü kıpkırmızı herkes bakınca "çatal.. çatal düştü de yenisini isteyeyim" dedi. "Yemiyordum zaten Özüm gerek yok" diyerek sırıtarak baktım. O da gözlerinden ateşler çıkararak oturdu. Özüm ahh Özüm kokusu beni deli ediyor ama çekemiyorum içime yanımda ama doya doya dokunamıyorum. "Şunun tadına bakmamışım" diyerek Özüm'ün çatalına uzanıp ortadaki salatadan alıp yedim. Özüm bana ters bir bakış atarak herkesi inceledikten sonra kolunu masaya koyup başını eline yasladı gözünü kapatıp nefeslendi. İçinden kim bilir yine neler saydırıyor. "Çok tatlıymış" dedim kulağına fısıldayarak "Bana bak goril kaslı maymun" diyerek bir hışım dönüp bakışımı görünce gözlerini yakalandığı için sımsıkı kapattı ve açmadı. "Şeytan diyor öp o dudakları" içimden geçeni bilerek sesli söylemiştim. Gözünü açıp bana baktı kızardıkça kızardı sonra hemen önüne döndü. "Goril hee goril" dedim sessizce söylenerek. Selim "komutanım gizli bahçeye mi gitsek?" deyince "Olmaz" dedim. Onlara karışamazdım ama "gitmek isteyen gitsin" dediğimde "Ben gelirim" dedi Özüm, sırf ben yok dedim diye inat. Masadaki herkes kabul edince "Nasıl bir yer olduğunu biliyor musunuz da kabul ediyorsunuz" dedi Barın kızların ikisine de bakarak. Hee konuş Barın konuş aslanım konuş kıskanç abim benim. "Nasıl bir yermiş abisiii canlı müzik ve alkol var işte." dediğinde Özüm gözlerini kapatıp ağzıyla burnunu buruşturdu. Gizem "Özümde çok sever zaten deyip alayla güldükten sonra kuşusuna göz kırptı. Birinin kuşu öbürünün kardeşi biz neyiz lan burada bizim niye bir şeyimiz olamıyor bu kız? "Yaa sorma çook" dedi. "Korkmayın bre yiğitlerim dağa kaldırmaya çalışan olursa ben korurum kızları" dedi Selim elinde tuttuğu çatalı havaya kaldırarak. Dirseğiyle bir tane geçirdi karnına Özüm. arada sen olmasan ben de ensesine geçirecektim aşkım ne kadar da bensin sana içimden aşkım diyebilirim herhalde. "Vicdansız ağabeye vurulur mu?" diyerek karnını ovaladıktan sonra elini omuzlarına koyup saçından öptü. "Hesabı Selim ödeyecek tek kuruş vereni sikerim." deyip kalktım ben dokunamıyorum ama pezevenk Selim dokunup öpüyor lann. kardeş olsalar da kıskanıyorum amına koyim. "Bunun kıskançlığıda bana iyi girdi hee Su fıstığım bundan sonra Barının yanından ayrılma birazda ona giren çıkan olsun" dediğinde iki kere inledi. Gelen vuruyor giden vuruyor iyice aptal ettik çocuğu rahat durmuyor ki amına koyim. . Sigaramı bitirirken onlar da geldi. Nasıl gidelim muhabbeti dönerken "herkes geldiği gibi" dedim. Yiğit "sen geliyor musun?" dedi şaşırarak "Geliyorum" dedim. Arabalar gelirken herkes ilerledi ben kapının önünde durup Özümü bekledim önce bir kımıldamadı herkesi izledi sonra Alaz ve Oğuzun olduğu araca o ayağı ile koşar adım gidip arka tarafa oturdu. Alaz başını camdan çıkarıp benden komut bekledi. Başımı sallayınca aracı çalıştırıp gittiler. Barın da bindiği arabadan inip gitmeleri için arabaya iki defa vurup yanıma geldi. Sigara uzattı bir tane de kendisine aldı. "İkinizde berbat görünüyorsunuz" dedi ben cevap vermeyince tekrar konuştu. "Bir şey yapmayacak mısın?" "Ne yapayım?" dedim "Orasını ben bilmem" ... "Ama ne yapacaksan üzmeden yapacaksın." "Rütbeleri mi değiştik?" "Rütbede miydik komutanım ben -" "Değiliz rütbede" dedim gülerek elimi omzuna atıp sıktım. "Hadi gidelim" . Mekâna geldiğimizde gözüm bizimkileri aradı ama Özüm yoktu. "Ne yapıyor o orada" dedi Barın gözlerini kısarak. Baktığı yere döndüm Özüm sahneye çıkmış arkası dönük müzisyenlerle konuşuyor. Bizimkilerin yanına ilerledik "ne oluyor" dedim hemen. "Gizem, Özüm'ün sesinin çok güzel olduğunu söyleyince..." dedi Yiğit. "Eeee" dedim "Esi.. biz de ısrar ettik çıktı işte komutanım" "İyi bok yediniz" dedim sinirle etrafı kontrol ederken Müzik başladığında o da önünü döndü göz göze geldik. Gözlerini kapattı ve söylemeye başladı. Yok, anlamadım Farkına varmam çok zaman aldı Sanki musallat oldum Başını belaya sardım Git diyemedi Sevdi mi, sevmedi mi, anlayamadım Hayatının en kıyısına En köşesine sığamadım.. Dünyanın geri kalanı o anda yok olmuştu. Nefes almayı bile unutturacak kadar derin bir dikkatle onu izliyordum. Can veremedii Kış bahçelerinde soldu aşkım Baharlarına, yağmuruna Yazlarına varamadımmm Gözünü açtı ve gözümün içine baka baka Sevme beni.... Senin sevmelerine kalmadım Tutma elimiii... dedi ve tekrar kapattı. Seni öyle bir seveceğim ki boğulacaksın sevgiden kaçmak için delik arayacaksın elini öyle bir tutacağım ki kelepçelenmiş misali bir daha ayrılmayacak. Gecelerce için için ağlamadım Bir of çektim içimden.. Of.... Aşk gitti Aşk veda etti Sevme beniii.. Senin sevmelerine kalmadım Tutma elimi.. Gecelerce kahredip ağlamadım Bir ah ettim içinden Ah.... Aşk lazım aşk diyen gitsin. Can veremedi.. Kış bahçelerinde soldu aşkım Baharlarına, yağmuruna Yazlarına varamadım... Sevme beni.... Senin sevmelerine kalmadım Tutma elimii... Gecelerce için için ağlamadım Bir of çektim içimden Of..... Bir heykel gibi hareketsizdim sadece gözlerim ve kulaklarım açık bedenim tamamen donmuştu. Bütün hücrelerim ona odaklanmış sesinin büyüsüne kapılmıştı. Aşk gitti Aşk veda etti Can veremedi Kış bahçelerinde soldu aşkım Baharlarına, yağmuruna Yazlarına varamadımm... dedi ve susan müzikle beraber gözünden akan tek damla gözyaşını sildi. Akıtma göz yaşını kurban olayım akıtma, yanaklarından süzülmesin yaşlar ateş olup ciğerimi delmesin. Sandalyeden kalkacağı sırada ön taraflardan biri "kim üzdü seni bu kadar yavruu benimle takıl bir gün üzmem seni" diye bağırdı. "Orospu çocuğuna bakın" diyerek ayaklandı Barın ardından Selim ve diğerleri, yerinden kalkmayan bir Gizemdi. "Oturun ve izleyin ayrıca önümden çekilin kaçırmak istemem" dedi. "Komutanım sen gelmiyor musun?" dedi Barın şaşırarak "Siz de gitmiyorsunuz" dedim. "Ko-" Biri konuşacaktı ki susturdum. "Oturun. Herkes otursun dedim" ciddi olduğumu görünce herkes oturdu. "LANN orospu çocuğu sik kafalı piç gösterirdim ben sana da.. Al buyurun Özüm hanım çok istemiştiniz birini dövmek aha ayağına geldi" diye içimden geçirip sırtımı yasladım. Özüm hiçbir şey yapmadan geçip oturdu bar tarafına içmemesi için dualar ettim içince acayip tuhaf davranışlar sergiliyor çünkü timin yanında saçmalarsa yüzlerine bakamaz sonra.. "Eeee herifi sikmedi ya la bu!" "Ben şimdi seni sikicem Selim" dedim sinirle. "Sakın dokunmayın başka bir planı vardır oyunu bozulursa çok kızar." dedi Gizem bana bakarak. Sinirlenip bar tarafına ilerdim. "Siksene adamın belasını dövmek için birini istemiyor muydun?" diye bağırdım. İçkisinden bir yudum alıp gözlerime baktı. Bakma öyle... "Vazgeçtim sözlerimden" deyip bakışlarını üzerimde gezdirdi. "Her şeyden vazgeçtim" "Bu şarkıyı mı söyleseydim" dedi hafiften sarhoş olmuş gibiydi. "Ben söyleyeceğim o şarkıyı" diye içimden geçirip gidecektim ki elimi tuttu. Başımı çevirdim. "Bir şey yapmayacaksın adama" diye emir verir bir tonda konuştu. Sonra elimize bakıp elini hızla çekti. "Yani bir şey yapmayın komutanım timde bir şey yapmasın." "Abla istediğin gibi bir şey mi bilmiyorum ama bizim çocuklar bunu almış" deyip bir poşet uzattı barmen ardından da "bu da kartın abla" deyip kartı uzattı. Özüm gülümseyip teşekkür ederken ben "Ne oluyor?" dedim. "Özel bir durum komutanım" Özel gününde mi yani? " Lann.. milleti niye yolluyorsun özeline ben giderdim?" Sert bir bakış atıp "şahsi meselemle uğraşmanızı istemem komutanım" dedi. Böyle ölmem ya direkt teröristlerin eline ver sen beni. "Vur vur yediğim her boku suratıma suratıma vur" deyip ilerledim. Arkamdan bağırdı "bir şey yapmayacaksınız." Gizem uyarıyı verdi zaten dokunup sinirlerini bozmazdım. Elime bakıp güldüm dokundu lan bana dokundu.. Timin yanına gidip "kimse dokunmayacak yavşağa" dedim ve ilerledim. "Lann sahneye mi çıkıyor bu" diye bağırdı Selim arkamdan. "Hayatta çıkmaz" dedi Hakan. "Nah çıkmaz al gör çıkmaz" dedi Selim tekrar. Hakan doğru söylüyor hayatta çıkmazdım ama hayatım olan kadın için çıkarım. Mikrofonu elime alıp ona baktım şarkının sadece bir kısmını gözümü ayırmadan söylemeye başladım. Olmuyor böyle, Günüm gecem bir çile. Yağmurun sesine senden bahsedeyim. En kıymetli zamansın. Güzelsin ya elbet, Eminim sen banasın. Dur, yanıma öyle yanaşma. Doğru söylemem inanma. Severim seni yine elbet, sen buna aldanma. Hâlâ bakmamıştı. Gel, yaralarını ben sarayım.... Dediğim an kafasını kaldırıp şaşkınlıkla baktı. Ömrümü ömrüne katayım.... Bir gün gülersek eğer yoluna güller katayım.... Ah... canımı yakıyor... Ah... beni öldürüyor... Gel, yaralarını ben sarayım.... Tekrar başını çevirdi ve bardağı kafasına dikti. Biraz önceki yavşak yanına gidince beraber kalktılar. ............ Onlar gittikten sonra devamını nasıl getirdiğimi bilmediğim şarkıyı Ömrümü ömrüne katayım... Bir gün gülersek eğer.. yoluna güller katayım. diyerek bitirip inecektim ki kadın elbisesi giymiş bir adam arkadan sahneye doğru geliyordu lan bu o sik kafalı değil mi ? Peşinden de Özüm geliyor başı ile sahneyi işaret etti. Piç sahnenin önüne kadar geldi tekrar dönüp Özüme yalvaran gözlerle baktı. Kolundan tutup çektim boğazına yapışıp kulağına eğildim. "Senin gözünü çıkarıp oluşan boşluğu sikerim bakma lan kıza amına koduğum" Mikrofonu sertçe göğsüne vurdum "al ne dediyse hemen yap yoksa seni buradakilere siktiririm" dedim ve aşağıya indim. Özüme bakındım timin yanındaydı ben de ilerledim. "Helal kız sana" dedi Barın gurur duyarak "Daha bitmedi izleyin.." dedi Özüm önce bana bakıp sonra sahneye bakarak Adam kıvırıp elini vücuduna sürerek bazen de elbiseyi kaldırarak şarkıyı söylemeye başladı. Aşkın tutarsa hoş olurdu sana sarılmak, sarılmak Pantolonunu sevdim çıkar onu bebeğim hadi gel bize gidelim. Gömleğini çok sevdim çöz onu erkeğim hadi gel bize gidelim Adamlara işaret yaparak söylüyordu Seninle gel karışalım, yeminsiz dertsiz aşka alışalım Kalbim yanarsa hoş olur da sana sarılmak, sarılmak. Pantolonunu sevdim çıkar onu bebeğim hadi gel bize gidelim. Selim "Çüşşş ne yaptın kız.. herif iki türlü de sikelecek." dediğinde tüm erkekler sahneye hücum etti kimisi öfkeyle koşarken kimi de büyük bir açlıkla koşuyordu. "Artık kimseyi dövmek istemiyorum dansöz gibi kıvıranlara da işte bunu yapmak istiyorum" dedi bana bakarak masada duran içkisinden yudumladı. "İki oluyor üçüncüde affetmem" dedim. Onun kışlada söyleyip yarım bıraktığı cümleyi bu şekilde tamamladım. "Komutanım gaylardan ne istedin kimlikleri açığa çıktı senin yüzünden" dedi Atahan. "Piç kadınları anlasın istedim. Asıl olan diğerlerine oldu." dedi. "Hadi gidelim karışacak burası karakol falan uğraşmayalım." dedim. Herkes onaylayıp kalktı Özüm de bardağında kalanı kafasına dikip ilerledi peşine takıldım "benimle geleceksin" dedim ses etmedi. Kapının önüne geldik bizimkileri gördüm Özüm basamağı çıkacakken ayağı takıldı düşecekti ki sağ elimi beline atıp kolumu dolayarak çevirip kendime doğru yaklaştırdım. Birdünyauzaylı 'dan Ayaz'ın kolu Özüm'ün beline sıkıca sarılmış, onu düşmekten kurtarmıştı. Vücutları, Özümün kırgın ve kızgınlığına Ayaz'ın nasıl davranacağını bilmemesine rağmen tehlikeli bir şekilde yakındı. Özüm habersiz çekilmenin verdiği şokla hızla nefes verirken nefesi Ayaz'ın göğsünde tüy gibi gıdıklayacı bir hisle karşılık buluyordu. ​Özüm, o kısa süreli şokun ardından, Ayaz'ın göğsünden yayılan sıcaklıktan ve karanlık bakışından yayılan yoğun duygudan kaçmak istedi karmaşık duygu sarmalından kurtulmaya çalışarak hızla geri çekildi ama Ayaz'ın eli, sanki onu hiç bırakmak istemiyormuş gibi, belini daha sıkı kavradı. ​"Bırak beni Yüzbaşı," diye fısıldadı Özüm. Sesi beklenenden daha cılız çıkmıştı. Bal gözleri, barın loş ışığında daha fazla parlıyordu. ​Ayaz, Özüm'ün gözlerine kenetlenmiş kalbinde taşıdığı özlem ve üzmüş olmanın verdiği acıyla baktı. ​"Özüm..." Ayaz'ın sesi boğuktu ve ne diyeceğini bilmediği için devamını getiremedi ama bırakmak da istemedi onu kendine daha da bastırdı. Özüm'ün itiraz edecek gücü kalmamıştı ​Ayaz, başını yavaşça eğdi. Gözlerini Özüm'ün dudaklarına çevirip, fısıltıyla sordu "Bizi affetmek bu kadar zor mu?" ​Özüm cevap veremedi özür bile dilemeyen birini nasıl affedebilirdi gözleri Ayaz'ınkilerde kilitliydi ve dudaklarında hissettiği Ayaz'ın sıcak nefesi, onu düşüncelerinden alıkoydu. ​Ve sonra Ayaz beklemeyi bıraktı. Onu nazik ama kararlı bir şekilde öptü. Bu, ani bir öpücükten çok, özlemle dolu bir öpücüktü. Özüm karşılık vermeden bekledi kırgınlığının bu öpücüğün ateşiyle erimesine izin vermedi. Gerçekten seviyor muydu? Tekrar güvenebilir miydi? bilmiyordu. Göğsünden sertçe iterek uzaklaştırdı göz yaşları içersinde. Arkasını döndüğü an timle karşılaştı. Timin her bir üyesi heykel gibi hareketsiz ve sessizlikle olanları ve olacakları izliyorlardı. Başını öne eğip bir iki adım attı. Ayaz peşinden bağırdı... "Seni seviyorum sana aşığım lan aşığımm. Gördüğüm ilk andan beri. Kıskandım seni tamam mı kıskandım. Time ani girişinizin Mertle alakalı olduğunu düşündüm dahası... Mertle ilişkin olduğunu sandım köpek gibi pişmanım. Özür dilerim Özür dilerim tüm yaşattıklarım için geçmişini hatırlattığım için seni üzdüğüm için yaptığım her şey için özür dilerim." "O bal gözlerinden yaş gelmesine dayanamıyorum artık ölüyorum." Bu sadece lafta kalan bir özür değil samimi bir itiraftı. Özüm, Ayaz'ın sesindeki titremeyi ve samimiyetini hissetti ama affetmedi. Arkası dönük bir şekilde dinlediklerinden sonra sinirle onlara doğru döndü akıttığı gözyaşlarını silip yanlarına geldi. Özümün Anlatımı Gözüm döndü kimse umrumda olmadı hiçbir şey söylemeden diz kapağımı kırıp Ayaz'ın erkekliğine geçirdim. Ne bekliyordu koşup boynuna atlayacağımı falan mı? O iki büklüm olurken sırtına da kuvvetli bir dirsek atmıştım. "Bunun içinmiydi yani her şey senin aptal kıskançlığın yüzünden miydi? O sözlerin bakışın..." deyip sustum. Başını kaldırdı ve hiç ses etmeden dinlemeye başladı. "Sen bana kendimi bok gibi hissettirdin laan senin kıskançlığına sokayım. Her şeyi mahvetmeden önce gelip insan gibi soramaz mıydın? Racona mı tersti? Erkeklik gururun mu incinirdi?" "Belki Mertle sevgiliyiz" dediğimde elini yumruk yapıp sıktı kaşlarını çattı. "Nasıl kanaat getirdin de vazgeçtin bu düşüncenden... adamı bir kere gördüm yaa bir kere konuştum sen beni ne sanıyorsun?" diyerek tüm sinirimle kafamı gömdüm suratına "AAaAAHHHH beton kafa" diyerek iki eliyle burnunu tutarak inledi. Herkesin önünde yaptıklarıma bak Allah'ım gözümü kapatıp açtım. Time döndüm "siz de her şeyi biliyordunuz ama ben kimim ki bana söylemek sormak yerine onun düşündüklerine inandınız tabii" dedim sitemle.. Herkes muma döndüğü için sanki öğretmenmişim gibi Selim elini kaldırarak konuştu. "kimim ki ne demek kız ben seni üzdüğü için suratını ne hâle getirdim bunun" diyerek başı ile gorili gösterdi. O da kaşlarını çatarak Selime baktı. Demek diğer imza sana aitti diye geçirdim içimden. "Timde ki herkes tavır aldı ona, böyle bir şey olmayacağını bu salak dışında herkes biliyordu" dedi Yiğit üsteğmen sonra dönüp "pardon komutanım" dedi. Gizem elini kaldırıp "ben de dövecektim de yerde Selim'le yuvarlanıyordu zaten" dedi. Selim "kız sen laflarınla dövdün zaten hatta dövmekle kalmadın s-" Yiğit üsteğmenim "Sus oğlum sus" deyip ensesine bir tane geçirince tamamlayamadı ama herkes anlamıştı. Gizeme döndüm "benden gizlediğin buydu.." dedim kafamı sallayarak "nasıl saklarsın Gizem n-" Lafımı kesip "Kuşum çok üzülürdün, hem kendisi söylesin istedim ben.." Barın üsteğmenim araya girdi. Sarılıp "hiiişşş ağabeyimmm sakin ol.." dedi yumuşak bir sesle. Bir müddet sonra ben de ona sarıldım omuzlarında ağladım. Gözümü açtığımda karşımda beni izleyen kanlı gorili gördüm. Daha fazla o suratını görmek istemediğim için Barının koluna girip çekiştirdim "gidelim artık ne olur" "tamam" dedi. Arkasına dönüp "Hakan anahtar" diye bağırdı. Hakan anahtarı atınca tek eliyle havada yakaladı. Arabaya doğru ilerledik bineceğim sıra "Gizem gelmiyor musun?" dedim. "Geliyorum kuşum benim" diye sevinçle bağırdı kıyamam.. o goril yüzünden senin kalbinin kırılmasına da izin verir miyim? Selim "valla ben de gelirim" diye koşmaya başladı koşarken de "beni niye dışlıyorsunuz bakın bir küserim yüzüme hasret kalırsınız" dedi alınarak. Ön koltuğu Selime bıraktım Gizemle arkaya geçecektik kapıyı açarken göz ucuyla baktım bambu beyinli kanlı goril nasıl da bakıyor. Bundan sonra göreceksin sen kıskanmayı seni kudurtmazsam bana da Özüm demesinler. .
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD