Rüyanın Ötesinde.
Elara, gözlerini açtığında, nefesini kesen bir karanlığın içinde buldu kendini. Çevresini saran sis, etrafında dans eder gibi hareket ediyordu. Gökyüzü, ne geceydi ne de gündüz. Gümüşi bir aydınlık, sonsuz bir boşlukta asılı kalmış gibiydi. Derin bir nefes aldı, ama ciğerlerine dolan hava ona ait değilmiş gibi yabancı geldi.
Bu rüya… Yine aynı rüya.
Son aylarda, her gece bu tuhaf dünyaya adım atıyordu. Önce karanlık ormanlar, sonra sisle kaplı patikalar… Sonunda hep aynı yere, ürkütücü ama büyüleyici bir kalenin önüne geliyordu. Ve her defasında uyanmadan hemen önce, gölgelerin arasından ona yaklaşan silueti görüyordu.
Bu gece farklıydı.
Elara, adımlarının sesi yankılanarak sisin içinde ilerledi. Gözleri bir şeyler arıyor, kalbi hızla atıyordu. Birdenbire, soğuk bir rüzgâr tenini yaladı. Bir fısıltı duydu.
“Sonunda geldin.”
Elara donakaldı. Fısıltı, zihninin derinliklerinde yankılanıyordu. Burası bir rüya olamazdı. Çok gerçekçiydi, çok… canlıydı.
Bir adım daha attığında, sisin içinden biri belirdi. Uzun boylu, gölgelere karışmış bir adam… Gözleri, gecenin içine yıldızlar gibi işlenmiş mor ışıklarla parlıyordu. Gümüş saçları rüzgârla hafifçe dalgalandı. Üzerindeki koyu zırh, sanki ışığı bile emen bir karanlıktan yapılmıştı.
Elara geri adım attı, ama adam hiçbir şey yapmadı. Sadece onu izliyordu.
“Sen kimsin?” diye sordu Elara, sesi beklediğinden daha titrek çıkmıştı.
Adam başını hafifçe yana eğdi. Gözlerinde, hem bir tanıdıklık hem de uğursuz bir gizem vardı.
“Ben mi?” diye mırıldandı. “Beni gerçekten görmek istiyorsan, Elara, derinlere inmelisin.”
Elara’nın zihni aniden yankılarla doldu. Görüntüler… Kan, savaş, yıkım… Ve kendisi. Ama bu anılar ona ait değildi. Hayır, bu… bir başkasının anılarıydı.
Gözleri büyüdü. “Ben… Burada ne yapıyorum?”
Adam, ona doğru bir adım attı. Soğuk bir gülümsemeyle fısıldadı:
“Kaderin seni çağırdı. Şimdi ya uyanacaksın ya da…”
Birden, her şey parçalanmaya başladı. Dünya titredi, sis dağıldı, Elara’nın bedeni bir boşluğa çekiliyormuş gibi hissetti. Adamın sesi son kez yankılandı:
“Gerçeği hatırlayacaksın.”
Ve sonra… Elara, çığlık atarak uyandı.