Bölüm 4 “Özgürlük”
Rüzgar'dan…
Sabah gözlerimi her açmaya çalıştığımda yeniden kapanıyordu. Alkol yada başka yasaklı madde almamıştım. Ne olduğunu anlayamadan tekrar uyudum. Sonrasında öğlen olmuş artık yatmaktan bel ağrısı ile uyanmıştım. Bu defa kalkmayı başardım. Gözlerimi tavanda ve odanın içinde gezdirince kendi odamda olmadığımı amcamlarda uyuyup kaldığımı anladım. Ama ben bu kadar uyumazdım ki.
Hemen toparlandım. Kıyafetimle hatta ayağımda ki çoraplarla uyumuşum. Ahhh küçüğüm ah bari zahmet edip çorabımı çıkarsaydın. İyice kendime gelince kalktım ve salondan çıktım.
“ Ahseenn” diye seslendim. Yengem mutfaktan çıktı. Yüzünde değişik bir ifade vardı. Benden pek haz etmezdi. Burada kaldım diye normalde şimdiden söylenmeye laf sokmaya başlaması gerekirdi. Ama gayet sakin ve huzurlu bir yüzü vardı.
“ Rüzgar uyandın sonunda, çok mu yorgundun gece bi yattın kimse kaldıramadı seni. Hasta filan mısın yoksa”
“ Hayır yenge gayet iyiyim ama ne olduğunu bende anlamadım. Ahsen nerde?”
“ Markete gitti, gelir birazdan”
“ Anladım ben yukarı çıkayım, daha fazla zahmet vermeyim size”
Biraz kibarlıktan kimseye zarar gelmezdi. Eve geçip duş alıp hazırlandım ve arabama atladığım gibi iş yerine geçtim. Çıkmadan da annemi biraz azarladım. Akşam ki kaynana tavırları hiç hoşuma gitmemişti..
İş yerine giderken yolda Ahseni aradım yine cevap vermedi. Mahallede ki markete uğradım. Genelde burdan yapardı alışverişi. Bakındım yoktu bi sigara alıp çıktım. Sonra tekrar aradım ulaşılmıyordu. Ceza hanesine bir puan yazmıştım. Zihnimde ona ceza hanesi uyguluyordum hatası büyükse başka birşey yapmasını beklemeden cezasını veriyordum. Ama ufak tefek hataları olursa üçe tamamlanmasını bekliyordum. 3 tane olursa o zaman ceza veriyordum..
Ahsen ahh güzelimm. Doğduğunda yanımda sürekli konuşulan sözleri hatırlıyordum. Çok güzel, en güzel. Bu kız büyüyünce de böyle güzel olursa çok can yakar. Nur topu…
Sonra büyüdü Ahsen 5 yaşına geldi. Ben 10 yaşındaydım. İlk o zaman kalbime düştü. Mahallede bir kedi buldum onunla uğraşıyordum evin arka tarafında. Sesleri duymuştu galiba geldi ve beni kediyle elimde kanlarla görünce korkmuştu. İşte o korkulu bakışları beni benden aldı. Hep benden korksun istedim. O günden sonra hedefim minik Ahsen olmuştu.
Ne zaman kötü birşey yapsam ona izlettirmeye çalışıyordum sonrada tehdit edip canını acıtıyordum ki kimseye demesin. Birgün dedem olacak adam yakalamıştı onu tehdit ederken beni dövmüştü bu kızdan uzak dur demişti. Dedemin onu koruması ve istediğim zaman ona ulaşamamak beni çıldırttı. Altlı üstlü evlerde oturuyor aynı bahçeyi kullanıyorduk ancak istediğim gibi yaklaşamıyordum. Tek engel dedemdi.
Birgün alt kata indim. Sürekli içtiği bir ilaç vardı dedemin. Kutu kutu alır evde stok yapardı. İçmeyince kalbi daralırdı. Amcam ve dedem iş yerindeydi. İçeri girdiğimde Ahsen uyuyordu yengem mutfakta yemekle uğraşıyordu Ahmete hamileydi. Laf kalabalığı yaptım acıktım susadım bilmem ne deyip yengemin aklını karıştırdım. Sonra bi ara hızlıca tuvalete gitti. Ben mutfakta yemek yiyor gibi yapıyordum. Yengem tuvalete gidince dedemin dolapta stok yaptığı ne kadar ilaç varsa hepsini aldım. Dışarı çıkıp iki sokak ötede ki çöpe attım. Akşam yemekler yendi çaylar içildi. Herkes yatağına geçti. Sonra amcamın sesi duyuldu. Babamı çağırdı dedemi hastaneye götürdüler ilacını almadığı için daralmıştı. Sabah geldiğinde dedem baya yorgundu.
Dedemi dinlenmesi için odada tek bırakıp çıkmışlardı. İçerde herkes oturup değerlendirme yaparken ben çaktırmadan dedemin yanına gittim. Yavaşca başının altındaki yastığı alıp tam yüzüne geçirecektim ki dedem uyandı ama artık burdan dönüş yoktu. Yastığı tüm gücümle bastım suratına. Zaten yorgundu akşamdan kalma nefes darlığı da vardı. Direnemedi. Hareket etmeyi bırakınca yastığı tekrar başının altına koyup yavaşça odadan çıktım..
Ahsenle aramdaki en büyük engel artık kalkmıştı. Bahçede oturmuş dedemi farketmelerini bekliyordum bir yandan da karpuz yiyordum. Sonra çığlıklar feryatlar derken dedemin öldü haberi duyuldu. Bir gece önce de hastanede olduğu için şüpheli ölüm denilmedi zaten doktor ambulans çağırmaya gerek kalmamıştı direk cenaze aracı alıp hastane morguna kaldırmıştı..
Sonradan yengem Ahseni kendi çapında bana karşı korumaya çalıştı ancak benden karşılığını misliyle aldı. Zaten bir kaç yıl sonra da tehditler işe yaradı ve Ahsen annesine anlatmadı. Çünkü kardeşleri ve annesiyle tehdit etmiştim. Ondan önce de beni dikkate almayıp hatasını üçe tamamlayınca çantasına ölü fare koymuştum. Artık hem korkuyor hem her dediğimi yapıyordu.. Okulda rezil olmak istemiyordu..
Az kaldı küçüğümmm.. Seninle kavuşmaya az kaldı..
Ahsen'den…
İtalya ya indiğim de havalimanından çıkar çıkmaz gökyüzüne bakıp derin bir nefes aldım ve özgürüüüümmmmm diye çığlık attım. Evden 7 de çıkmıştım ve akşam 5 olmuştu ulaştığımda ama kesinlikle yorgun değildim. Aşırı mutluydum.. Annemi aradım hemen.. Telefonu tedirgin bir sesle açmıştı. Her ihtimale karşı numaramı gizleyip aramıştım.
“ Annee benim”
“ Ahseenn yavrum aklım çıktı ne yaptın nasıl geçti yolculuk”
“ Harika geçti anne şuan İtalyadayım asıl sen ne yaptın”
“ Senden haber bekledim şimdi babanı arayıp ortalığı velveleye verecemki benden şüphelenmesin”
“ Ahhh kraliçem harikasın ama lütfen dikkat et kendine”
“ Sen kurtuldun ya gerisi önemli değil hadi kapatıyorum. Kimse anlamadan bu arama kaydını da sileyim.”
Herşeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmüş annem canım.. İyi ki benim annem.
Elimdeki adreslere bakıp hemen okul kaydımı yaptırdım yurda yerleştim. İlk geceden dışarıda kalmak istemiyordum. Gerçi annem ayrı Seda ayrı Emir hocam ayrı hepsi birbirinden habersiz bana para vermişlerdi. Annem altın bilezik vermişti o yılan dilli yengem yollamıştı ‘okula gitmiyor bunu taksın koluna dost düşman artık anlasın kızın başı bağlı’ şimdi bu bileziği bozdurup parasını İtalya da bi güzel ezecektim.. Ohh olsun.. Yıllarca oğlunun bana çektirdiği acılara saysın. Aslında asla karşılığı bir bilezik değildi ama yinede hiç yoktan iyidir..
Yurtta ki oda iki kişilikti. Oda arkadaşım Fransadan gelen çok tatlı bir kızdı. Oldukça da kibardı adı Valeria. Anlamı güç ve sağlıkmış.. İlk günüm harikaydı. Ama aklım hâlâ annemdeydi.. Odaya yerleşme işi tamamlanınca Emir hocama mesaj attım. Hemen aradı beni herşeyin yolunda olduğunu ama annem için telaşlandığımı söyleyince ;
“ İçin rahat olsun senin valide sultanla ikinci bir plan yaptık. Herkesin kafası o kadar karışacak ki kimse annenden şüphe etmeyecek. Yakında alırsın haberleri.”
Rahat bir nefes aldım çünkü işin içinde Emir hoca ve annem varsa çok detaylı bir plan yaptıklarına herşeyi düşünüp ayarladıklarına emindim..
Azize'den…
Kızım gözümün bebeği ilk aşkım.. Uzaklara yollamıştım içim kan ağlıyordu ama onun iyiliği için yapmıştım. Ahsen uçağa bindikten sonra Emir hocası arayıp yapmam gerekenleri söylemişti. Sonra Seda ile bana başka bir telefon gönderecek ve ben o telefonu iyi saklayıp sadece Ahsenle görüşmek için kullanacaktım..
Emir hocanın anlattığı plana kendimde biraz ekleme yaptım ki, bizim erkeklerin huyunu iyi biliyorum ona göre inandırıcı olsundu..
Önce babasını aradım ve
“ Ahsen markete diye çıktı hâlâ gelmedi telefonuna ulaşılmıyor” dedim..
Sonra Rüzgarı aradım sonuçta damat diye kabul etmiştim müstakbel kaynana olarak damadıma da haber vermeliydim.
“ Rüzgar oğlum evden çıktığında mahallede Ahseni gördün mü, henüz gelmedi eve telefonuda kapalı ben iyice korkmaya başladım” dememle bi fren sesi duyuldu. Arabadaymış demekki İnşaAllah bi yere çarpıp kafasını iyi bi vurmuştur da aklı başına gelir..
“ Yengeee sen ne diyosun ne demek Ahsen yok”
“ Bilmiyorum oğlum yok iştee gelmedi eve polise filan mı gitsek yada okula mı bi baksan acaba okuluna mı gitti”
“ Okul evet dünde okula gitmek istiyorum gibi bişiler zırvaladı dur ben bi oraya bakıyım sonra polise haber verelim.”
Anca gidersin Rüzgar beeyy… Atı alan İtalyaya ulaştı.. Sana kızımı kurbanlık koyun gibi verecek göz var mı bende..
Onlara iyi bir baba seçemedim gençtim cahildim yanıldım. Ama bari eşleri iyi olsun.. Senin gibi cani bir adamın elinde gül gibi kızımı soldurtamam…
Rüzgar'dan…
Ahhh Ahsen ahhh… Seni bulayım öyle bir ceza verecemki ömrün boyunca unutamayacaksın.. Umarım okuldasındır da fazla aramak zorunda kalmam..
Okula gelip Ahsenin bölümüne geçtim. Okul öncesi öğretmenliği okuyordu.. Sağa sola gördüğüm herkese sordum kimse tanımıyormuş. Hemen araya babamların bi tanıdığı soktum. O da bi güvenliğe yönlendirdi beni. İdari binaya geçip kayıtlara bakınca beynimden vurulmuşa döndüm.. Ahsen öğretmenlik değil mühendislik okuyormuş hemde yurt dışı eğitim için başvurmuş ve Kanadaya kabul edilmiş.. Referans olan hocasının adını öğrenince hemen onun olduğu binaya geçtim. Akşam olmak üzereydi umarım gitmemiştir lavuk okuldadır..
Emir Ekici diye bi öğretim görevlisine yönlendirdiler. Doç moç bişi diyorlardı ama umurumda değildi Emir mi Emir işte adı ne uzatıyorsunuz.. Odaya bir hışım dalınca karşımda genç ve böylesine yakışıklı birini beklenmiyordum.. Ne yani Ahsen bu adamdan ders filan mı almıştı..
“ Kapıyı çalmadan odama daldınız sebebini öğrenebilir miyim”
“ Evet öğrenebilirsin, Ahsen Erdemir için geldim. Galiba siz sorumluymuşsunuz ondan”
“ Ahsen Erdemir'den sorumlu değilim, yurt dışı eğitim programı ana sorumlusuyum. Ahsen de Kanada da okumak için başvuru yaptı. Bu sabahta gitmiş olması gerekiyordu. Sistemden kontrol edeyim. Bi sorun mu var”
“ Evet var gitmemesi gerekiyordu”
“ Sebep?”
“ Çünkü biz evlenecektik”
“ Haberim yoktu ama demek ki evlenmeyi değil okumayı seçmiş, üzgünüm yapacak bir şey yok, şuan uçağa bindiyse eğer havadadır. Galiba 17 saat sürüyor yolculuk”
“ Sikerim böyle işi ailesine haber vermeden nereye gönderdiniz benim karımı”
“ Birincisi terbiyeli olun, ikincisi burası ilkokul değil velileri arayıp herşeyi haber verelim. Üniversite, ayrıca çok yoğunum başka sorunuz yoksa havalimanında araştırmanıza devam edebilirsiniz”
Haklıydı. Beni yada amcamı arayıp kızınız yurt dışından kaçıyor diye haber verecek değillerdi ya.. Elim boş çıktım okuldan ve havalimanına geçtim. Orda birine para yedirip Ahsen Erdemir nereye uçtu öğrenmeye çalıştım. İstanbul aktarmalı Amerikaya bilet kesilmiş. Siktir okulda Kanada dediler burda Amerika ben şimdi hangi kıtada arayacaktım Ahseni… Aklım iyice karışmıştı. Konsolosluktan bilgi alabilir miyim acaba diye düşündüm ama önce evdekilerle bi görüşmeliydim. Ahhh küçüğüm ahh.. Elime düşersin benim..
Eve geldiğimde Azize yengem ağlıyordu. Nereye gitti haber var mı diye sordu beni görür görmez. Aslında Ahsen asla annesinden gizli iş yapmazdı ama demekki bu işi yaparken yengeme birşey dememiş. Anne yüreği işte belkide başka kıtaya göndermez izin vermez diye düşünmüş olabilir.. Amcama baktım düşünceliydi;
“ Amca Ahsen öğretmenlik değil mühendislik okuyormuş, yurt dışı eğitim programına başvurmuş, Kanadaya kabul edildi dediler ama havaalanına gittiğimde bilet Amerikaya kesilmiş. Aklım karıştı benim.. Hangi kıtada arayacaz biz şimdi Ahseni”
“ Hiç bir kıtada aramıyoruz, cehennemin dibine kadar yolu var. Benim Ahsen diye bir kızım yok. Daha da adını anan olursa gözünüzün yaşına bakmam. Nereye gittiyse ordan ölüsü dahi gelse kabul edilmeyecek bu eve..”
“ Amca bi yolunu bulup araştırırım ben”
“ Kes Rüzgar, gittiği yerden kim bilir nasıl gelecek. Oralar da yaşam ne biçim kabul edecek misin başkasının altına yatmış birini.”
“ Haklısın amca ama belkide sadece okulunu okuyup gelir, o dediklerini yapmaz belkide”
“ Yapsada yapmasada benim için Ahsen ölü. Bu evin kapısından içeri adım atamaz. Ha sen diyosan ki her şekilde kabul ederim anneni babanı ikna et git nerede ararsan ara, bulursan da benden uzakta evlenin”
Ailemi ikna etmeye gerek yok istersem vize alıp arardım ancak maddiyat bi yere kadar yeterli olur. Kendi halimizde varlıklıydık ama iki kıtada gezip arayacak kadar varlıklı değildim. Hem mahallede de duyulursa ortamlarda millet benimle dalga geçerdi. Amcamın sözleri bi yerde doğruydu. Gittiği gibi gelse bile bunu kimseye ispat edemezdim.. Ahsen iyi gol atmıştı elimi kolumu bağladı resmen.. Birgün bi yerde karşıma çıkarsa aradan on sene de geçse bu yaptıklarının intikamını alacaktım.
Ahseenn ömür boyu karşıma çıkmamak için dua et yoksa ilk gördüğüm yerde cezanı keseceğim…