Asya “Çok güzel bir yere,” dediğinde gözlerim parladı. Gözlerinde hafif bir karanlık vardı ama umursamadım. Sonunda evin dışına çıkacağım diye sevindim. Son bir haftadır neredeyse dört duvar arasında çürümüştüm. Hem bu asker takımının arasında bana nefes alacak alan kalmamıştı. Sürekli emirler, disiplin, askerler… Delirecektim! “Tamam hemen hazırlanıyorum!” dedim sevinçle, nereye gideceğimizi sormadan. Büyük ihtimalle bir yemekti. Belki de ailesiyle tanıştıracaktı beni. Saçımı atıp gözlerinin içine baktım, ama o klasik karanlık bakışlarıyla gülümsedi. O gülümseme yok mu... Tuhaf bir şekilde hem sinirimi bozuyor hem de içimi hoplatıyordu. Of! Şu adama katlanmak zorunda olmasam belki çekici bile bulurdum. Odaya koştum. Hemen makyaj çantamı açtım. Göz kalemim… Nerede lan bu? Aha! İşte burd

