Asya Silahın soğuk namlusu şakağıma daha da sert bastırıldı. Adamın terli parmağının tetikteki varlığını iliklerime kadar hissettim. Ölüm yakındı. Ama gariptir, korku yerini keskin bir netliğe bırakmıştı. Gözlerim Emir'e kenetlenmişti. Yüzü, çelik bir maske gibiydi; her an patlamaya hazır bir bomba. Biliyordum, o patlarsa, bu orman cehenneme dönerdi. "Vurursan," dedi Emir, sesi sakin, ama her hecesi bir kurşun gibiydi, "sana saniyeler içinde cehennem vaat ediyorum. Ve seni öldürmeyeceğim. Yaşayacaksın. Ama nefes aldığın her an, bu anı hatırlayıp lanet okuyacaksın. Yavaş yavaş, parça parça. Seçim senin." Adam sarsıldı. Gözleri, Emir'in vaadinin ağırlığı altında eziliyordu. Teröristin lideriydi belki ama bu gözlerin karşısında sadece korkak bir sıçandı. Arkasındaki adamlar da kıpırdayamıy

