HAVİN Sanki her yer bir anda beyaza bürünmüştü… Patlamanın şiddetiyle havalanıp sırt üstü yere düştüm. Arkamızda kalan duvar yerle bir olmuş, koca taşlar avlunun ortasına kadar sürüklenmişti. Duvardan geriye sadece yıkıntı, toz ve öksüren kadın çığlıkları kalmıştı. İnanamıyordum, anlayamıyordum hatta şok geçiriyordum. Daha dün gece bu avluda keman eşliğinde dans etmiştik, yiyip içip gülmüştük. Arkadaşlarım gideli daha on beş dakika olmamıştı. Nasıl olabilirdi bu? Aklım almıyordu. Yere düşmemle beraber kulaklarımda metalik bir uğultu başladı. Sırtım zonkladı. Tozun etkisiyle öksürürken kafamı kaldırdım. Sanki bir sis bulutunun içinde gibiydik. Silüetleri zor zar seçebiliyordum. Herkes kendini yerlere atmıştı. Zozan yerdeydi, başını tutuyordu. Hatice kadın çığlık çığlığa Rojin’in üs

