Ara Sahne – Gölge Gibi Sessiz

251 Words
Mert, Müge terastan ayrıldıktan sonra bir süre daha aynı bankta oturdu. Kahvesi soğumuştu ama farkında bile değildi. İçinde karışık bir his vardı: hem huzur hem de huzursuzluk. Ceketinin iç cebinden telefonunu çıkardı, ekrana kısa bir süre baktı. Sonra rehberden “Cem”i seçti. Birkaç saniye sonra karşıdan tanıdık ses geldi: “Buyurun Mert Bey.” “Onu bugün tekrar gördüm.” “Kadını mı? Müge Hanım’ı?” “Evet,” dedi Mert, gözlerini uzaklara dikip. “Tesadüf gibi… ama içim rahat değil. Fazla hızlı oldu.” Cem’in sesi daha dikkatli çıkmaya başladı: “İzliyorduk zaten. Kiminle görüştüğü, ne zaman geldiği, ne sıklıkla hastaneye girip çıktığı—hepsini not aldım.” Mert kısa bir sessizlikten sonra sordu: “Eski eşiyle olan ilişkisi nasıl?” “Görünürde bir duygusal bağ kalmamış. Mecburiyetten burada. Adam bir süredir yalnız yaşıyor. Müge Hanım sadece ameliyat süreci ve sonrası için refakat ediyor. Gündüzleri kısa süreyle hastalarıyla ilgilenmeye de gidiyor, kliniği bu binanın yan bloğunda.” Mert başını salladı. Bu bilgi yeni değildi, ama bir başkasının ağzından duymak başka bir şeydi. “Şimdilik onu rahatsız etmeyin,” dedi sonunda. “Ama adımlarını izlemeye devam et. Ne zaman ne yapıyor, kiminle konuşuyor, her detayı istiyorum. Ama dikkatli ol, asla fark etmemeli.” Cem’in cevabı netti: “Elbette. Gölge gibi sessiz olacağım.” Mert telefonu kapattı. Gözleri hâlâ Müge’nin oturduğu banktaydı. Geriye sadece o kısa an kalmıştı – bir bakış, bir söz, bir sezgi... Ama onun için yeterliydi. Çünkü Müge artık bir rastlantı değil, merakın yerini alan bir ihtiyaçtı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD