36-Bana Aitsin❤️‍🔥❤️‍🔥

2061 Words
Naz Kapının önünde kalbim deli gibi atıyordu. Parmaklarımı saçlarımdan geçirip nefesimi düzeltmeye çalıştım, ama nafileydi. O an kalbim sanki yerinde durmak istemiyordu. Zile bastım. Kapı açıldığında,işte karşımdaydı: Poyraz. Siyah bir tişört giymişti, saçları hafif dağınıktı, yüzünde o tanıdık gülümseme vardı. Gözlerinde hem sıcaklık hem de bir parça özlem vardı. Hoş geldin, Orman Gözlüm, dedi alçak bir sesle. Sadece baktım. Kelimeler boğazımda düğümlendi. O kadar özlemiştim ki nasıl anlatılır bilmiyordum. Sanki günler değil, yıllardır görmemiş gibiydim onu. Hoş bulduk, Komutan, diyebildim sonunda, hafif bir gülümsemeyle. İçeri adım attığımda evin kokusu burnuma doldu; kahve, sabun ve onun kokusu. O koku ne zaman duysam kalbimi yerinden söküp alıyordu. Poyraz beni kendine çekip sıkıca sardı. Kokumu içine çekti; sonra beni öptü. Poyraz da en az benim onu özlediğim kadar özlemişti; tutkusunu utanmadan gösteriyordu.Galiba birileri beni özlemiş dedim muzip bir sesle. Özlenmek mi? Güzelim, ben seni görmeyince aldığım nefes bile bana yetmiyor. Seni yanımda istiyorum; hem de her an. Doymuyorum sana, ve sana kötü bir haberim var: bir ömür de doyacak gibi değilim, dedi yeniden dudaklarıma yaklaşarak. Poyraz, kahvaltıda beni yemeyi planlıyorsun galiba, diye ondan uzaklaştım. Keşke, deyip arkamdan yürümeye başladı. Mutfağa geçtiğimizde masada iki kişilik kahvaltı hazırlanmıştı. Her şey ince düşünülmüştü; sanki sıradan bir gün değil, beklenen bir vuslattı bu. Her şey hazır, dedi. Sadece sen eksiktin. Gülümsedim. Ben gelince tamamlandı yani? Sen gelince dünya tamamlanıyor, Nazım. O an sustum. Çünkü ne söylesem eksik kalacaktı. Gözlerinden bir an bile ayırmadı beni. Birlikte kahvaltıya oturduk. O konuşuyordu, ben onu dinliyordum. Ellerinin hareketi, sesinin tonu, hatta çay karıştırırken çıkardığı o minik ses bile bana huzur veriyordu. Bir ara elini uzattı, parmak uçlarımız birbirine değdi. Ne düşünüyorsun? dedi. Böyle anların hiç bitmemesini, dedim içimden ama sadece gülümsedim. Hiçbir şey, yalan söyledim. Çünkü her şeydi aslında. Bir süre sonra sofrayı birlikte topladık. Sen otur, ben hallederim, dedi ama izin vermedim. Birlikte yapalım, o daha güzel. Mutfağa geçtiğimizde omzum omzuna değdiğinde içim titriyordu. Aramızda kelimelerden çok sessizlik konuşuyordu; o sessizlik bile bin cümleye bedeldi. Sonra salona geçtik. Poyraz bir an durdu, bana döndü. Bugün sadece sen ve ben varım , dedi. Ne olursa olsun, bugün kimse araya girmeyecek. Poyraz, neden bu kadar gizemlisin bugün? Bir şey mi var? diye sordum. Gözlerini kaçırdı. Yok, sadece seni özledim. Ama ben inanmadım; sesinde söyleyemediği bir şey vardı. Biraz sessizce oturduk. Yanına yaklaştım; elimi tuttu. Naz, seninle ilgili her şey bana iyi geliyor, dedi. Senin yanında olduğumda içimdeki tüm fırtınalar diniyor. O an gözlerine baktım. Ve ilk defa orada korku gördüm. Güçlü, sert, hep kontrolü elinde tutan Poyraz’ın gözlerinde kırılgan bir şey vardı; sanki vedaya hazırlanan bir bakıştı. Poyraz… Hı? Benden sakladığın bir şey var. Bir an durdu. Derin bir nefes aldı. Evet güzelim, seninle konuşmam gereken konular var ama şimdi değil. Şu an sadece seninle anın tadını çıkarmak istiyorum, dedi sonunda. O an içimde bir sıkışma hissettim ama sustum. Onunla geçireceğim zamanı korkularla kirletmek istemedim. Tamam. Neler yapacağız bugün? Karnımı doyurduğuna göre sıra ne var, diye sordum. Sen söyle, ne yapmak istersin? Aslında benim aklımda güzel şeyler var, dedi ve parmaklarımı tek tek öptü. Poyraz dedim, gülümseyerek, bence film izleyelim beraber. Çok klasik değil mi, Naz? Evet, çok klasik ama ben istiyorum. Tamam güzelim, sen film seç. Ben de perdeleri karartayım; film karanlıkta izlenir, benim klasik sevgilim. Esin’le konuştuğumu, onun mutluluğundan bahsettim. Yerimden kalkıp arkasından sarıldım. Sana dair her şeyi seviyorum. Poyraz, içime o kadar işlemişsin ki senin olmadığın hiçbir anı düşünemiyorum. Beni kendine çevirip alnımdan öptü. Aşkım, benim sadece iki yıl, Naz. İki yıl sonra seni bir dakika bile yanımdan ayırmayı düşünmüyorum. Okul bittiği gün gidip hemen evleneceğiz. Suratımı astım. Poyraz, biraz bozulmuş bir şekilde, bu plan hoşuna gitmedi mi? Hayır, gitmedi, dedim. Poyraz'ın suratı iyice asıldı. Peki sen ne istiyorsun, Naz? Öncelikle güzel bir evlenme teklifi ve tabii ki dillere destan bir düğün, dedim omzumu silkerek. Tekrar gelip sarılıp dudaklarımdan sert bir öpücük çaldı güzelim istediğin her şeyi hayallerinden daha güzellerini yaşatacağım sana dedi sevgi dolu sessiyle. Saatler aktı. Kahkahalar, sohbetler ve uzun suskunluklar arasında zamanın geçtiğini fark etmedik. Birlikte film izledik, yemek yaptık, oyun oynadık; onunla geçirdiğim her an paha biçilemezdi. Zaman su gibiydi. Bir ara romantik bir müzik açtı ve dans etmeyi teklif etti. Dans eder misin benimle? Ellerimden tutup kaldırdı; göz göze dans etmeye başladık. Dudaklarımdan bir kez daha öptü. Özledim seni, dedi. Her geçen gün poyraza benzemeye başlamıştım bende onu çok özlemiştim. Ondan önce sanki hiçbir arzum yoktu poyrazla birlikte arzulu tutkulu bir kadına dönüşmeye başlamıştım. Hiçbir şey söylemeden küçük bir öpücük kondurup elini tutarak yatak odasına doğru yürüdüm. O gün içimde farklı, daha cesur bir kadın vardı; bunu Poyraz’a göstermek istiyordum. Ama aramızda hep huzur, sevgi ve saygı vardı; birbirimize karşı nazik ve tutkuluyduk. Bugün kontrolün bende olmasını istiyorum dedim şehvet dolu bir sesle ve ben izin vermeden bana dokunmanı istemiyorum. Poyraz yutkundu adem elmasının hareket edişi bile içimde kıvılcımlar çaktırıyordu. Tamam ama söz veremiyorum çünkü sana dokunmadan durabileceğimi sanmıyorum. Lütfen en azından bir süre Kafasını aşağı yukarı salladı. İkimizde ayakta duruyorduk, onun etrafından döndüm önce seni fazlalıklarından kurtaralım olur mu aşkım. Hiç tepki vermeden sadece beni izliyordu.önce siyah tişortunu çıkardım. Harika bir vücudu vardı. Kumral dağınık saçlar, aynı tonlarda delici gözler, sert bir yüz tipi vardı poyrazın erkeksi,vücudu ise her kadını baştan çıkaracak kadar iyiydi geniş omuzları, uzun boyu,ve mesleğinin hakkını veren sert kasları ile harika görünüyordu.bir süre onu seyrettim dudaklarımı ısırdığımın farkında bile değildim. Poyrazla göz göze geldiğimizde kendinden emin bir gülümsemeyle bana bakıyordu kafasını hafif yana yatırıp gördüklerinden memnun kalmışsındır umarım dedi o ukala tavrıyla kendinin gayet farkındaydı. Hiç bir şey söylemedim yanına yaklaşıp eşortmanın lastiklerinden tutum ellerini ellerimin üstüne koydu. Poyraz dokunmak yok dedim yutkunarak ellerini çekti. Eşortmanını da çıkardım. Yunan heykeli gibi kaşımda duruyordu. İçimde ki o tutkulu kadın bu görüntüyle kendinden geçmek üzereydi ama amacım poyrazı kendinden geçirmekti. Yanaklarını avuçlarımın içine alıp dudaklarını öpmeye başladım poyrazda deli gibi karşılık veriyordu dillerimiz birbirine dolanmış arzuyla birbirini tüketiyorlardı ama dokunamadığı için ellerini yanında yumruk yapmıştı. Uzun uzun dudaklarını öptüm sonra yüzündeki her noktaya öpücük bıraktım. Kulak memesini öpüp yaladım her geçen an nefes alış verişleri hızlanıyordu. Adem elmasını da öpüp yalayarak göğsüne doğru indim her kasına dokunup öperek aşağı inmeye başladım. Poyraz naz güzelim beni deli mi etmek istiyorsun sana dokunmak istiyorum lütfen dedi yalvarır bir tonda. Oyun bozanlık yapma söz verdin birazdan deyip işime döndüm. Önünde diz çöktüm kafamı kaldırdığımda göz göze geldik. Şehvetle koyulaşmış gözlerinde sadece bana olan tutkusunu gördüm bu beni daha da kamçıladı. Bana olan aç bakışları kadınlık gururumu okşuyordu. Göğüs kafesi deli gibi inip kalkıyordu.ne yapacağımı anlamıştı kafasını sağa sola salladı ama onu dinlemedim. Çamaşırının üstünden iri aletini okşayıp öpücük bıraktım birkaç kere; poyraz kontrolünü kaybetmek üzereydi ama bana verdiği sözden dolayı direniyordu.Naz sikicem yapma bunu güzelim dedi onu duymamazlıktan geldim. Onu öpüp okşamaya devam ettim. Sonra birden ayağa kalktım.Poyraz gözlerini bana dikip sonraki adımımı bekliyordu. Burası çok sıcak deyip üstümü çıkarmaya başladım.Önce siyah crop tişortumu yavaş hareketlerle çıkardım altımda poyraz için giydiğim ve sadece göğüs uçlarımı kapatan siyah dantelli bir sütyen vardı. Bunu görünce poyrazın gözleri karardı.oOnun yanında değişiyordum onun beni arzulaması istemesi içimde hiç bilmediğim bir kadınla beni tanıştırmaya başladı.Daha sonra aynı yavaşlıkla şort eteğimi çıkardım. Ve yine içimde poyrazı çıldırtacak küçük arkası ipli bir tanga vardı ve poyraz karşımda kızgın boğa gibi solumaya başlamıştı. Naz güzelim tehlikeli sularda yüzüyorsun bu işin sonunda seni birkaç gün yürüyemeyecek hale getireceğim dedi şehvet dolu sessiyle. Yaklaşıp tekrar dudaklarından öptüm ama artık poyrazın sabrının kalmadığının farkındaydım.hızlıca önünde diz çöküp çok hızlı bir şekilde baksırını çıkardım büyük aleti özgür kalınca göbeğine kadar uzanıyordu bu beni korkutsa da verdiğim karardan vaz geçmeyecektim.Kafamı kaldırdım poyraz hem şaşkın hem de istekli bir şekilde beni izliyordu,aletini elimle tutup sıvazlamaya başladım,dişlerini sıkarak kafasını geriye attı önce başını öpüp yavaş yavaş emmeye başladım poyraz siktir naz bu harika bebeğim deyip inlemeye başladı. Ona bunları yaşatıyor olmak kadınlık gururumu okşuyordu öyle hızlı emmeye başladım ki poyraz sürekli küfürler edip duruyordu bu beni daha da ateşlemeye başladı onu boğazımın derinliklerine doğru çekmeye başladım.Ne miydem bulandı ondan nede öğürme isteği oldu tek istediğim onu delirtmekti şuan ve poyrazın şuan kendinden geçmiş hali bunda başarılı olduğumu doğruluyordu.Onu o kadar hızlı emmeye başlamıştım ki naz çekil bebeğim boşalacağım dediğini bile zor duydum naz çekil dedikçe daha çok boğazımın derinliklerine çektim ve poyraz küfürler ederek ağzıma boşaldı.Ağzımda hissettiğim sıvıyı hiç düşünmeden hızlıca yuttum.Poyraz nefes nefese hayran bir şekilde beni seyrediyordu.nefesi normalleşmeye başladığında ayağa kalktım hızla bana sarılıp öpmeye başladı. Dudaklarından kopunca sen ne yaptın bana dedi.Kulağına yaklaşıp kulak memesini yalayıp sessizce sadece erkeğimi mutlu ettim dedim en şehvetli ses tonumla bunu söylememle kendimi poyrazın altında buldum şimdi sıra bende bebeğim erkeğin sana unutamayacağın dakikalar yaşatacak deyip beni öpmeye başladı. Onun kollarında kendimden geçmek üzereydim vücudumdaki bütün kıvrımları tek tek öptü onun dokunduğu her yer alev alıyordu sanki.Dakikalarca göğüslerimi öpüp yaladı. Dudaklarım artık öpülmekten hırpalanmıştı.Bu işi uzatmak istiyorum güzelim ama seni bir an önce rahatlatmalıyım deyip tek seferde hızlıca içime girdi yine o keskin acıyı hissedip çığlık attım Poyraz siktir hala nasıl bu kadar dar olabilirsin o kadar dar ve sıkısın ki hareket ederken çok zorlanıyorum deyip içimde hızlı bir tempoda gidip gelmeye başladı hissettiğim tek şey korkunç bir zevkti bu zevk her saniye daha da artıyordu sanki poyraz iki bacağımı da omzuna atıp daha hızlı gidip gelmeye başladı bu pozisyonla onu daha da derinlerde hissettim.Poyraz naz sen nasıl bir şeysin yetmiyor güzelim yetmiyor sana asla doyamıyorum diyordu saydığı bir çok küfrün yanında normalde pek küfür etmezdi ama yataktaki poyraz çok farklıydı gerçi ben ikisine de aşıktım.Poyrazın yüzüne baktığımda terden sırılsıklam olmuş ve tüm damarları aldığı zevkten dolayı kabarmıştı bu kendimi daha iyi hissetmemi sağlıyordu onunla bir bütün olmak harikaydı ne kadar daha böyle devam ettik bilmiyorum, boşalmama rağmen poyraz durmamış beni ikinci bir orgazmın sonuna getirmişti tekrar. Bacaklarım titremeye başlamıştı poyraz bunu fark edince hadi güzelim benim için ak deyip içimdeki gidiş gelişlerini hızlandırınca ikimizde aynı anda sarsılarak boşaldık. Poyraz terli vücudunu üstüme bırakıp nefes nefese göğsümde soluklanmaya başladı. Nazım harikaydın bana yaşattığın duyguları tahmin bile edemezsin dedi hızlı hızlı nefes alırken bende onunla aynı duyguları paylaşıyordum.Onunla her birlikteliğimiz harikaydı birbirimizi tamamlıyorduk bir yapbozun parçaları gibi. Üzerimde kalkmaya yeltenince kalkma poyraz biraz böyle uyuyalım deyip bir süre sonra yorgunluktan uykuya daldım. Poyrazın saçlarıma bıraktığı hafif öpücüklerle beni uyandırmıştı. Gözlerimi açtığımda dudaklarıma kısa bir öpücük kondurdu. Merhaba güzelim, dedi. Merhaba, gülümseyerek karşılık verdim. Saat kaç? diye sordum. Dokuza geliyor, güzelim, deyince gözlerim kocaman açıldı. Poyraz dört saattir uyuyor muyum ben, diye sordum. Evet güzelim, çok yoruldun; dinlenmen gerekiyordu. Peki ya sen? Ben de yeni uyandım. Beni bugün çok yordun, dedi gülümseyerek. Poyraz, utandırma beni, deyip yorganı yüzüme çektim. Naz, yüzünü aç, dedi. Ciddi bir ifadeyle: Benden utanma, çekinme. Sen bana aitsin; benim sana ait olduğum gibi.Benim bedenimin de ruhumun da sahibisin. Bugün bana yaşattıkların tek kelimeyle harikaydı. İçindeki o tutkulu kadının açığa çıkması beni mutlu etti. Naz, senle ilgili her şeye hayranım, dedi alnımdan öperken. Ben de sana aşığım, Poyraz. Seni çok seviyorum, deyip iyice kucağına sığındım. Poyraz sıkıca sarılırken yüzü ciddileşti. Naz, konuşmamız gerek, dedi. Dinliyorum, dedim ve kafamı salladım. Derin bir nefes alıp bir süre bekledikten sonra: Yakında bir görev var. Biraz uzak, biraz uzun, dedi. Sanki bir anda her şey durdu. Ondan ayrı kalmak istemiyordum; onun görevine ne kadar bağlı olduğunu ve vatanına olan sevgisini biliyordum. Kendimi ikileme sokmamak için düşüncelerimi içimde tutmaya karar verdim. Ne kadar uzun? diye sordum. Tarih tam kesin değil; belki üç hafta, belki daha uzun, dedi. Sessizlik. Yutkundum; aldığım nefes bir an yetmedi. Ardından kısık bir sesle: Anladım… dedim. Naz, Orman Gözlüm, yapma. Senden ayrılmak en son isteyeceğim şey. Biliyorsun ama ben askerim; bu tür görevler hep olacak. Seni böyle mutsuz ve düşünceli ardımda böyle bırakırsam kafam karışır, dedi. Poyraz, sana ve görevine sonsuz saygı duyuyorum. Sadece senden uzak kalma fikri canımı acıtıyor; seni şimdiden özlemeye başladım, dedim. Eğilip dudaklarımdan öptü. Güzelim, üç hafta tamam mı? Sonra yine sana döneceğim. Nereye gidersem gideyim döneceğim tek yer senin yanın, dedi. Gözlerim doldu. Söz ver, sapasağlam döneceksin ve elinden geldiğince beni habersiz bırakmayacaksın, dedim gözlerine bakarak. Eğilip yaş dolan gözlerimden öpüp: Söz, güzelim. Nereye gidersen gideyim sana sağlam döneceğim, deyip dudaklarımdan yeniden öptü. Poyraz, ne zaman gideceksin? Yarın akşam. Aslında vedalaşmak için çağırdım bugün seni, dedi. İçim burkuldu. Ama biliyordum poyraz verdiği bütün sözleri tutar. Gittiği gibi bana geri dönecek bu düşüncelerle kendimi teselli ettim. Poyraz tekrar dudaklarıma kapandı sanki hiç öpüşmemiş gibi tutkuyla öpüşmeye başladığımız sırada; Kapı ve telefon aynı anda çaldı; Poyraz şaşkın bir şekilde telefonu eline aldı. Alo? dedi. Karşıdan abimin sesi geliyordu: “Oğlum, kapıdayım, açsana.” İkimiz de şaşkınlıkla birbirimize bakakaldık.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD