"Üzgünüm..." dedi zor çıkan sesiyle yutkunurken. "Olanlar için gerçekten üzgünüm..." Derin bir nefes aldım fakat konuşamadım. Bedenim dilimden daha çok şey anlatacak gibiydi. "Hande..." dedi kısık ve çatallı bir mırıldanışla. "Daha başka bir yerde başka bir durumda seninle karşılaşmayı çok isterdim. Tüm bunlar..." derken konuşması daha çok duruldu ve devamı için yutkunmak zorunda kaldı. Burnu saçlarımın arasında geziniyorken tok sesiyle fısıldadı; "Ben senin hayatına böyle girmek istemezdim... Ve böyle de..." derken ansızın durdu. Devamını getirmedi. Yüzünü boynumdan çekip gözlerime baktı. O an berrak perdeler aralanmış ve tüm ruhuyla karşımda yüzüyordu. "Önemli değil..." dedim kısık bir mırıltıyla. "Ve..." derken ben de durdum ve en az onun kadar zor oldu konuşmam. "Ve geç de

