Bir insan bir gecede 23 yıllık hayatını bitirip yeniden doğabilir mi?
Galiba ben yaptım. Nasıl yaptığımı hiç bilmiyorum nasıl oldu onu da bilmiyorum.
Gözlerimi açtığımda bembeyaz bir tavanla karşılaştım. Burası neresi acaba? Kafamı oynayatamıyorum. Gözlerimle etrafı taradım tanıdık gelmiyor ama bir hastane odası. Benimle birlikte iki kişi daha var.
Sağ tarafta ki orta yaşlı gibi tam seçemedim yanındaki sandalyede bekleyen de aynı yaşlarda bi kadın. Kumral saçları var omuzlarının üstünde yüzü hastaya dönük gözükmüyor.
Bakışlarımı sol tarafıma çevirdim genç bir kız daha yirmilerin başında uyuyor. Onun yanında kimse yok belki de kimsesi yok. Sıkıntıyla bir nefes verdim. Ciğerlerimin havaya ihtiyacı var gibi sıkışık bir his. Hafif inlemiş bile olabilirim.
Yanımda ki orta yaşlı kumral kadın hemen kafasını bana doğru çevirdi.
" Oy uyandın mı kuzum. Dur ben hemen doktoru çağırayım "
Daha ağzımı açıp tek kelime edemeden dışarı fırladı. Yanında beklediği kişiye baktım. Gözleri hafif nemli
" Geçmiş olsun canim. Allah ın sevgili kulu muyuz yoksa günahlarını dünya da ödeyenlerden miyiz bilmiyorum" konuşurken dudakları titriyor ağlamamak için mücadele verdiği çok belli.
Ne oldu acaba? Offf beynim çalışmıyor. Kafama sanki defalarca vurup vurup içini boşaltmışlar ya da ne buldularsa içine doldurup ağırlaştırmışlar.
Kumral kadın bir doktorla içeriye girdi. Doktorun yanından ayrılıp gelip elimi tuttu. Çok güzel gamzeleri var gözleri ışıl ışıl. Acaba yandakinin değil de benim mi refakatçim. Kadına hafif gülümseyip doktora baktım.
" Geçmiş olsun kızım. Kendini nasıl hissediyorsun?" İlgiyle gözlerimin içine bakıyor. Duruşu bakışı yorgun ama mutlu gibi de.
Boğazımı temizleyip iyiyim demeye çalıştım. Sesim çok hırıltılı çıkınca kumral kadın hemen su katıp sırtımdan destekleyerek bana suyu içirdi.
Gözlerimi teşekkür ederim mahiyetinde açıp kapattım gülümseyerek geri çekildi elimi tuttu. Gözlerim ellerimize kaydı.
Bakışlarımı tekrar doktora yönlendirdim. Sesimi düzeltip " İyiyim" dedim.
Doktor anlayışla gülümseyip eline aldığı dosyaya baktı. Gözleri dosya üzerinde dolandiktan sonra bana döndü.
" Neler olduğunu hatırlıyor musun?"
"Hayır. Kafam bi dolu bir boş gibi"
Doktor" Peki bize adını soy adını söyler misin?"
Ağzımı açtım durdum kafamı zorladım düşündüm sonra da fark ettim. Ben adımı bilmiyorum. Gözlerim hemen yasarmaya başladı.
" Bilmiyorum Doktor bey" dedim. Kelimeler ağzımdan çıkar çıkmaz gözlerimden yaş dökülmeye başladı.
Doktor iki adımda yanıma gelip diğer elimi tuttu.
" Üzülme bu tarz travmatik vakalarda olur. Vücudun iyileştikçe sende birseyler hatırlamaya başlarsın"
Kafamı yapabildiğim kadar sallamaya çalıştım. Kumral kadın elimi okşayıp gülümsedi.
Yan yataktaki kadın " Keşke bende herşeyi unutabilseydim Mert oğğluuum" diye feryat edip ağlamaya başladı. Kumral kadın hemen yandaki kadına gidip sarıldı.
" Üzülme Esma bulucaz Mert i"
" Canım çok acıyor Huri ölmek istiyorum. Neden beni kurtardınız needeen!!"
Ne olduğuna dair hiç bir fikrim yok. Ama kadına çok üzüldüm. O ağladı ona bakarak ben ağladım. Genç kız hala uyanmadı.
Yandaki abla teyze artık kimse onunla birlikte ağlarken uyuya kalmışım. Kumral kadının hafif koluma dokunusları ile tekrar gözlerimi açtım.
Hafifçe gülümseyip " Aksam yemeği vakti canim. Hadi seni azcık doğrultalım da yemek ye"
Hafif gülümsemeyle kafamı salladım. Tepsiyi alıp sandalyesini yatağımın yanına yaklaştırdı. Çorbadan bir kaşık uzatıp
" Ben Huri Mersinde yaşıyorum. Sen de şuan Mersin Devlet Hastanesindesin. Normalde ücretli olarak refakatçılık yapıyorum. Ama son olan olaylardan sonra ücret almaya gönlüm el vermedi"
Çorbayı içerken kafamı salladım. Olayları anlamaya bana ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
" Son olaylar derken abla" Biraz üzülüp gözünün ucuyla yan taraftaki yatağa baktı.
" 6 şubat günü büyük bir deprem oldu. On ilde birden şehirler yıkıldı. Sizi de enkazdan çıkardılar. Sen 50 saat saat enkazın altında kalmışsın Hatay dan geldin. Hatırlıyor musun?"
Kaşlarım çatıldı. Düşünmeye çalışıyorum ama yok hiç birsey yok. koca bir boşluk.
Tekrardan elimi okşadı. " Üzülme bu tarz vakalarda olabiliyormuş. Bir kaç güne hatırlarsın."
Kafamı çevirip yan yataktaki kadına baktım. Onun gibi hatırlamak mı isterim yoksa bu halim mi daha iyi bilemedim. Ayıp olmasın diye hafif gülümseyip " İnşallah abla " dedim ama duamdan emin değilim.
Sol tarafımda yatan kıza baktım. Hala uyuyor neden bu kadar çok uyuyor acaba. Abla nereye baktığımı fark edip açıklamaya başladı.
" Adı Songül senin gibi iki gün önce geldi. Yaşadıklarınız çok ağır şeyler Allah kimseye göstermesin. Hep güzel anılarınız olsun" İşaret parmağıyla kızı gösterdi. "Uyanınca ailesini sorup sinir krizi geçiriyor. Doktorlarda uyutuyorlar"
Kafamı salladım. Acaba benim ailem de mi enkazın altında kaldı. Ya da kurtuldular mı? Beni arıyorlar mı? Off çok soru var. En önemlisi de ben kimim? Tekrar ablaya döndüm.
" Benim neyim var abla ?"
" Sağ ayağın iki yerden kırılmış ama kırıklar temizmiş alçiyla düzelirmiş. sol ayağın çatlak. Galiba kafana da darbe almışsın kafanın tepesinde dikişler var. Boyunluk da Galiba incinmeden. Çok şükür iyisin yani" Baş parmağının ucuyla yanağımı sevdi.
" Çok güzel bir kızsın. inşallah bundan sonraki hayatın daha güzel olur. Tuvaletin gelince sakın tutma altına bez bağladım yap gitsin ben temizlerim" Sahte bir kızgınlıkla kaşlarını çattı.
Hafif kıkırdamış olabilirim.
" Hahh söyle ya biri de gülsün gülsün ki bize verilen iki şansların değerini bilelim."
Kafamı salladım. Verilen ilaçlar ağır Galiba gözlerim kapanırken ablanın saçlarımı okşadığını hatırlıyorum.
Çok korkuyorum. Etraf karanlık sokak lambasının ışığında sadece koşuyorum nefes nefese. Arada arkama bakacak gibi oluyorum korkudan bakamıyorum bile. soluk soluğa kan ter içinde sadece koşuyorum.
Hıııhgh diye yarım yamalak nefes ile uyandım. Aynı rüyamda ki gibi nefes nefese ve ter içindeyim. Abla hemen kalktı. Besmele çek canim besmele çek deyip okuyup üfleyerek bir bardak su kattı." İç canim "
Suyu bittirip yatağın yanına oturdu.
" İyi misin ? Kötü bir rüyaydı. Geldi geçti. Ben biraz okuyayım sende rahatlarsın "
Gülümsedim Huri ablaya " Çok teşekkür ederim ablacım. iyiyim ben sadece gergin bi rüyaydı"
" Depremi mi gördün?"
Kafamı sağa sola salladım. " Yok abla kaçıyordum ama neredeydim ne neyden kaçtığımı hiç bilmiyorum sadece koşuyordum "
Hafif güldü. " Belli nefes nefese kaldın. Gerçekte yürüyemiyorum diye geceleri koşuya çıktın demekki"
çok tatlı çok pozitif bir kadın Huri abla insan onun yanında yaşlanmaz gibi.
" Öyle Ablacım yat yat nereye kadar formumu korumam lazım dimi?" deyip göz kırptım.
Elime şakadan vurup "manken gibisin ne formuymuş o öyle " deyip kıkırdadı. Bazı insanlara gülmek çok yakışıyor Huri abla gibi.
Ya da burası benim cennetim bu ablada Hurim .
of saçmaladım gene. Aha "saç ma la dım ge ne" Demek ben sürekli saçmalıyorum. Kendimle ilgili bulduğum ilk ip ucu. Hemen Huri ablaya söyleyeyim diye ağzımı açtım onun uyuyan yüzünü görünce hemen kapattım.
Kendimle ilgili olan ilk keşfimi saçmalamak komik bir durum.