KALP KIRIKLIKLARI

1427 Words
Nihayet beklenen nişan günü gelmiş, Kenan beylerin evi tam bir curcunaya dönmüştü. Her yerden yabancı bir adam kadın çıkıyordu adeta. Tutulan organizatörler gelmiş etrafı hazırlamaya başlamışlardı ama biraz kalbalıklardı. Eh kalabalık da varsa ses gürültü de vardı illaki. Hakan zaten düşünmekten geç uyuduğu için uykusuzdu bir de bu gürültü onu uyandırdığı için sinirlenmişti. Onun şu anlık kaldığı odası bahçeye bakıyordu ve gürültü çok daha net duyuluyordu. Kafasını yastıktan kaldırıp bir hışımla ayağa kalktı. Hızla odadan çıkıp, kendi odasına yani şu anlık Yasemin’in kullandığı odasına girdi. Burada ses falan duyulmuyordu. Yasemin gayet güzel bir şekilde mışıl mışıl uyuyordu. Uyurken bile o kadar güzeldi ki, Hakan bir müddet ona baktı ardından yan tarafına geçip yattı. Yasemin’in üzerine örttüğü ince çarşafı kendi üzerine de biraz örtmek için hafifçe kaldırdı. Keşke kaldırmaz olaydı. Yasemin’in giydiği şortlu ipek geceliğin şortu bir hayli yukarı sıvanmış sanki külot gibi duruyordu. İp askılı üstü de göbeğinden yukarı doğru çıkmış, resmen o güzel vücudu iç çamaşırıyla kendisine görsel bir şölen sunar gibiydi. Alt taraflarında hissettiği kıpırtıyla kafasını eğip baktı. Erkekliği sabah ereksiyonu ile zaten kalkmışken bu görüntü ile de iyice hareketlenmişti. Elinin parmak uçlarını Yasemin’in, uzun beyaz bacağının birine koydu ve yavaşça bacağı boyunca gezdirdi. Pürüzsüz, ten işleri daha da kötü yapmıştı. Hakan yataktan kalktı ve kendini lavaboya attı. Bir süre sakinleşmek için durdu. Ama aleti kendi kendine inecek gibi değildi. Üstelik canı da yanmaya başlamıştı. Elini eşofmanının yanlarına koyup iç çamaşırı ile birlikte dizine kadar indirdi. Aletini eline alıp bir kaç kere sıvazladı. Aklına sürekli Yasemin geliyordu. O pürüzsüz bembeyaz teni, uzun bacakları, incecik beli, biçimli dolgun dudakları. Hayal ederek kendini çektiği kadın içeride hiç bir şeyden haberi olmadan, açılan vücudu ile davetkar bir şekilde uyuyordu. Yakında o kadının yanında istediği gibi yatacağı, ve durmadan sevişeceği günler çok yakında gelecekti. Aslında bir şey vardı Yasemin’de çözemediği, ilk görüşte etkilendiği ve bu kadar istediği başka bir kadın olmamıştı hayatında. Melis’e bile zaman geçirdikçe aşık olmuştu, ya da kendisi öyle olduğunu sanıyordu. Belki de uzun zamandır karısı olması ve onu yeni görüp farketmesi bu kadar cazibeli yapıyordu. Kendine yaklaştırmaması ve istemediğini söylemesi, etkiliyordu Hakan’ı. Bilmiyordu. Şu anda bildiği tek şey içeride yatan kadını deli gibi arzuladığıydı. Güç bela işini halledip, eşofmanını düzeltti ve yeniden odaya geçerek Yasemin’in yanına uzandı. Bu sefer örtüyü kaldırmak gibi bir hata yapmadı. Gözlerini kapatıp rahatlamanın ve yanındaki kadının yatağı dolduran güzel kokusuyla uykuya daldı. Yasemin, yavaş yavaş uyanmaya başlarken, yanağının altındaki sert ve sıcak yere biraz daha başını bastırdı. Güzel bir koku doldu burnuna. Erkeksi ve hafif dert bir koku. İyice bilinci açılırken kaşları çatıldı. Gözlerini açtı. Sert ve kaslı bir göğüsteydi başı. Gözleri büyürken daha aşağılara kaydı bakışları, bacağının birini de göğsüne yattığı kişinin bacaklarının üzerine atmıştı. Ve neredeyse dizi o kişinin kasıklarına değecekti. Bu sefer başını yukarı doğru çevirdi ve o kişiye baktı. Hakan, gözlerini onun gözlerine dikip hafifçe sırıtarak göz kırptı. Yasemin’in kaşları bu kez öfkeyle çatıldı. Hemen doğrulmaya çalıştı ama yanlışlıkla dizi Hakan’ın kasıklarına çarptı. Hakan’ın dudaklarından acılı bir nida çıkarken, Yasemin endişeyle ona yaklaştı ve elini refleksle, dişinin vurduğu yere koydu ve acısını almak ister gibi okşamaya başladı. Aslında çok sert bir darbe değildi. Hakan biraz abartmıştı. Yasemin’in bilinçsizce kasıklarını okşaması, gözlerini karartmaya başlamıştı. Yasemin bir an sesi kesilen adama baktı. Arzu ve şehvetle kendisine bakıyordu. Kendine gelerek hemen elini olduğu yerden çekti. Utançla hafiften başını eğdi, az önce elinin olduğu yerde büyük bir çıkıntı vardı şimdi. Dehşetle gözleri açıldı. Bu durumdan kurtulmak için anında bakışlarını hızla Hakan’a çevirdi. “ Ne işin var senin benim odamda, benim yatağımda? “ “ Öncelikle canım karıcım, burası benim de odam. Ve şimdilik kaldığım odadan dışarıdaki gürültü çok duyuluyordu bende daha rahat uyumak için buraya geldim. “ “ Nasıl gelirsin ya, hadi geldin nasıl yanıma yatarsın? Ayrıca bana karıcım falan da deme, bir de üstün çıplak gelmişsin! “ “ Neden? Gayet hoşuna gitmiş gibiydi. Göğsüme yatman. Yanağını da sürtmüştün kedi gibi. Bacağını da üzerime attın ama hoşuna gitmedi öyle mi? “ “ Uyku halindeyken yapmışım. Habersizce yani. Hem ben neden sana açıklama yapıyorum ki? Çık odamdan! “ “ Utandığın için bir kaçış yolu olarak, sürekli odamdan çık deyip duruyorsun ya, sana öyle şeyler yapmak istiyorum ki, bilemezsin. “ “ Sen…terbiyesiz adam. Utandığım falan da yok ayrıca. Git çabuk, in yatağımdan. Odadan da çık. “ “ Tamam şimdilik yine gidiyorum ama yakında bu odada beraber kalacağız, karıcığım utanıp utanmadığını o zaman göreceğiz. “ Hakan, arkasında şok içinde ona bakan bir kadın bırakarak odadan çıktı. Yasemin kendine isyan ediyordu. Adam yatağına yatmıştı onun haber olmadan ama gidip kendisi sarılmıştı. Hayır, birine sarılarak uyumak gibi bir alışkanlığı da yoktu ki. Terbiyesiz neler söylemişti birde. Yasemin gözlerini kapatıp başını iki yanına salladı. Ne kadar adamdan uzak duracağını söylese de bir şekilde yanında buluyordu. Bu durum kalbine hiç iyi gelmiyordu. Yatağından oflayarak kalkıp banyoya girdi. Önce güzel bir duş alıp dişlerini fırçaladı. Ardından saçlarını kurutup taradı. Giyinme odasına geçip üzerine güzel bir elbise giydi. Odasından çıkıp aşağı indi ve salona geçti. Kimse yoktu. Bahçeye çıkıp etrafına bakındı. Çoğu yerin süslenmesi bitmiş çok güzel de olmuştu. Havuz tarafına ilerledi, Hale ve Nergis hanım neyi nasıl yapacakları konusunda çalışanlara talimat veriyorlardı. Yanlarına vardığında, gülümseyerek baktı. “ Her şey çok güzel görünüyor canım. Mükemmel olmuş. “ “ Ay bilemedim ki yenge. Şu masayı biraz daha mı sağa alsak yoksa sola mı koysak? “ “ Olduğu yer gayet iyi canım. Hadi biz seninle içeri geçelim yoksa sen burada kararsızlıklarınla adamları çok uğraştıracaksın! “ “ Bence de geçin güzel kızlarım. Bir şeyler atıştırın, dinlenin kuaförler gelecek. “ “ Ay ya göbeğim çıkarsa, elbisem kötü durursa? Yok ben yemicem bir şey. “ “ Saçmalama Hale! Gel hadi. Ben hafif bir şeyler hazırlarım şimdi. “ Yasemin, Hale’nin kolundan tutup, çekiştirerek evin içene soktu. Salonda koltuğa oturtup, mutfağa gitti ve kendilerine, güzel birer sandviç hazırladı. Yanına birer de portakal suyu koydu hazırladığı iki tabağı ve bardakları da tepsiye koydu ve salona geçti. Hale’nin yanına otururken, elindeki tepsiyi de önlerindeki sehpaya bıraktı. Hale güç bela sandviçinden bir kaç ısırık almıştı. Yasemin de tabağını bitirmiş, portakal suyunu yudumluyordu. Karnını doyurunca Hakan’la yaşadığı olayı daha iyi kavrıyordu. Resmen adamın orasını okşamıştı. Aklına geldikçe utançtan, dudaklarını ısırıyordu. Son baktığında da şişkin duruyordu. Bir de sertleştirmişsin adamı. Hale de Yasemin’in kafasında bir şeyler düşündüğünü yüzünün halinden anlamıştı. Zaten bahçeye gitmek için odasından çıktığında da ağabeyini üstsüz bir şekilde Yasemin’in odasından çıkarken görmüştü. Bunu sormayı çok istiyordu. Ağabeyi hemen misafir odasına geçince soramamıştı. “ Yenge. Sana bir şey sormak istiyorum. “ “ Tabii sor canım. “ “ Ben odamdan çıktığımda, ağabeyimde senin odandan çıkıyordu. Pek de uygun bir vaziyette değildi sanki. “ “ Dışarıdaki sesler odasında çok duyuluyormuş. Benim odama gelmiş. Hemde yanıma yatıp uyumuş. Rahatlığına bakar mısın ya? Ne cüretle? “ Hale Yasemin’e bakınca bu duruma sinir olduğunu görebiliyordu ama sanki başka bir şeyler daha olmuş gibiydi ve o olanlaraydı siniri. “ Sakin ol yengecim. Alt tarafı yanında uyumuş. Biliyorum istemiyorsun ama bir şey olmaz. “ “ Ne diyorsun Hale ya? Adam gizlice odama girmiş yanımda yatmış hem de üstünde bir şey yokken. Yüzünü görmek istemiyorum diyorum, adam yanımda yatıyor. Bir uyanıyorum adama sarılmışım göğsünde yatıyorum. “ “ Ha sen ona sinirlisin. Yengecim bir şey söylemek istiyorum. Sen ağabeyini halen seviyorsun değil mi? Uzak durmasını isteme sebebin de yeniden duygularına kapılmamak. “ “ Hale ben çok çok kırgınım. Düğünümden sonra terk edildim. Hemen ardından, babam ve halamı kaybettim. Bunların hiç birinde yanımda değildi. Cenazeye gelir diye beklemiştim aslında biliyor musun? Yada o kadından ayrıldığını öğrendiğimde, bir ümit buraya geri döner beni fark eder ve bir şeylere başlarız diye hep ama hep ümitliydim. Ama gelmedi. Gelmesini bırak ben o kadar hayatında yoktum ki adımı bile unutmuş. Hoş biliyor muydu ondan da emin değilim ya neyse. Şimdi bu kadar kırgınlığın üzerine ben nasıl onu affederim. Birden geri gelip karım karım diye ortalarda geziniyor. Adam akıllı bir kere bile özür dilemedi benden. “ “ Biliyorum yengem. Ağabeyim seni çok kırdı. Ve sen halen ona çok aşıksın. Bence şu bir kaç günde o da senden çok etkilendi. Zaten ilk gördüğünde, anlamıştım ben etkilendiğini. Yakındır sana aşık olması ben diyeyim. Ve mutlaka kendini affettirmek için de bir şeyler yapacaktır. Sen affetmeye gönüllü müsün onu söyle? “ “ Bilmiyorum, Hale. İçimdeki kırgınlık geçecek gibi değil. Ama kalbimdeki bu aşk da bitecek gibi değil. O kadar yıldan sonra sevmiyorum sanmıştım ama görünce kalbim hala hızla atıyor. “ “ Yengem, yüreğin çok güzel senin. Ağabeyim yakında gönlünü alsa da rahatlasak. Siz çok güzel olursunuz. “ “ Hayırlısı canım. “ Konuşmaları bittiği esnada kapı çalındı. Bir kaç dakika sonra hizmetli gelip kuaförlerin geldiğini haber verdi. Odalarına çıkarlarken Yasemin’in içinde büyük bir rahatlama vardı. Dertleşmek iyi gelmişti. Ama iki genç kadın da onları dinleyen bir kulak misafiri olduğunu bilmiyordu.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD