BABAM

1124 Words
YASEMİN’İN ANLATIMIYLA Kenan beyin söylediklerini algılar algılamaz göz yaşlarım çoktan akmaya başlamıştı bile. Ayağımın altındaki yer çekilirmiş gibi hissettim ve dizlerimin üzerine düştüm. Babam, benim babam. Kaza geçirmişti ve durumu ağırdı, öyle mi? Nergis hanım ve Hale yanıma gelmişler beni kaldırmaya çalışıyorlardı. Ama ben kitlenip kalmış gibiydim. Hiç bir şey algılayamıyordum. Dizlerimin titremesi, kalbimin şiddetle çarpması… adeta tüm gücüm çekilivermişti. Babam kaza yapmıştı ve durumu ağırdı. Daha iki saat önce yanımdaydı babam bana sarılmış, beni sevdiğini söylemişti. Daha bir saat önce, Kenan beyle konuşmuştu. Gözlerimdeki yaşları hızla silip, yerimde doğruldum. Kapıya doğru koşar adımlarla ilerlemeye başladım. Hepsi bu lanet olasıca düğün yüzünden olmuştu. Belki doğrudan değil ama dolaylı olarak yine bu aile suçluydu gözümde. Keşke hiç hayatımıza dahil olmasalardı. Hiç tanışmamış olsaydık. Kenan bey, Nergis hanım ve Hale de arkamdan gelirken, bir yandan da Kenan bey şoförü kapıya gelmesi işin çağırıyordu. Dışarı çıkıp etrafıma şöyle bir baktım. Şehir dışındaydı evleri. Kendim gitmek istesem gidemezdim de. Bu aile ile bir dakika daha muhatap olmak istemiyordum. Neyse ki çok beklemeden araba geldi ve hızlıca bindik. Gözlerim dolu dolu olmuştu ama ben ağlamak istemiyordum. Benim babam çok güçlü biriydi. Ölmezdi. Beni bırakmazdı babam. İçimden Allah’a dualar ederek, yolun bir an evvel bitmesini, babama kavuşmayı bekliyordum. Biliyorum sağ salim çıkacaktık o hastaneden. Olabildiğince hızlı bir şekilde gitmeye çalışsak da hafta sonu olması dolayısıyla trafik çok yoğundu. Büyük şehirde olmanın kötü yanlarından biriydi. Yine de bir saate yakın bir sürede hastaneye vardık. Yol bir an evvel bitsin diye yiyip bitirmiştim kendimi. Bu sefer kimseyi beklemeden, kapı açılır açılmaz arabadan indim. Hemen hastaneye girip, danışmaya babamın adını söyleyip, trafik kazası geçirdiğini belirttim. Ameliyathanede olduğunu söyleyip yerini tarif etti. Hızla asansöre ilerleyip kimseyi beklemeden binip ameliyathanenin bulunduğu kata gittim. Hastanede ilerlerken, bir çok insan garip garip bakmıştı bana. Sanki daha önce hiç gelinlikli insan görmemişler gibi. Ama kimsenin bakışlarını umursamadım. Şu an önemli olan tel şey babamdı. Babama kavuşmaktı. Ameliyathanenin kapısına vardığımda soluk soluğa kalmıştım resmen. Hemen kendimi bir koltuğa atıp nefesimi düzenlemeye çalıştım. Yavaş yavaş nefesim ve kalbim normale dönerken, sanki olanlar birden üzerime geliyormuş gibi bir aydınlanma yaşadım. Birden şu iki saatte yaşadıklarım bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. Babam kaza geçirmişti, durumu ağırdı ve ameliyattaydı. Ne kadar içimden babam çok güçlü beni bırakmaz diye geçirsem de gözlerimden yaşlar hunharca boşalmaya başladı. Bir yandan ağlıyor bir yandan da ellerimle gelinliğimi sıkıyordum. Az sonra Kenan bey, Nergis hanım ve Hale de yanıma geldiler. Hale yanıma oturdu ve bana bir şişe su uzattı. Ağlamaya devam ederken titreyen ellerimle şişeyi alıp açtım ve güç bela bir kaç yudum su içtim. Hale’ye baktığımda ağlıyordu. Kenan bey ve Nergis hanım da ağlıyorlardı. Onlara ne kadar sinirli olsam da göz yaşlarının sahte olduğunu düşünmüyordum. İçimden babam için sürekli dualar ediyordum. Yer yüzündeki en sevdiğim iki insandan biriydi ve ölürse ne yapardım bilmiyordum. Halam, halama da haber vermem gerekiyordu. Kardeşi kaza geçirmişti ve bilmesi gerekiyordu. Sağıma soluma baktığımda çantamın yanımda olmadığını gördüm. Evden aceleyle çıkarken almamıştım galiba. “ Güzel kızım ne arıyorsun? “ “ Telefonum, telefonum evinizde kalmış. Halama da haber vermemiz lazım. “ Tamam güzel kızım bende var halanın numarası ararım şimdi. “ Ne kadar bana yaptıklarını hiç bir zaman affetmeyecek olsam da, minnettarlıkla baktım gözlerine. O da bana hafif bir tebessüm göndererek çantasından telefonunu çıkardı ve bir kaç işlem yapıp kulağına götürdü. + Alo iyi geceler Melek hanım ben Nergis, Yasemin’in kayınvalidesi. + Telaş yapmayın ama kardeşiniz Mehmet bey bir trafik kazası geçirmiş. + Durumunun nasıl olduğunu bilmiyoruz henüz. Ameliyatta. + Sakin olun lütfen. Kemal Paşa hastanesindeyiz. + Tamam bekliyoruz. “ Çok telaşlandı. Ama hemen geleceğini söyledi. Güzel kızım biraz kendine gel. Güçlü durman lazım. Baban ameliyattan çıkınca seni böyle görmesin lütfen. “ Nergis hanımın dediklerini duyamıyordum. Güçlü olmakla ilgili bir şeyler diyordu sanki. Vücudum iflas etmiş gibi hissediyordum. Gözlerim kararırken, Hale’nin omuzlarına doğru başım düştü. Etrafta birden hareketlilik olurken kendimi karanlığa doğru bıraktım. Yemyeşil uçsuz bucaksız kırların olduğu bir yerdeydim. Neresiydi burası? Gördüğüm, gittiğim hiç bir yer değildi sanki. Çok da güzel bir koku vardı etrafta. Çok bilindik ama bir türlü çıkaramadığım bir koku. Üzerimdeki beyaz uçuş uçuş elbiseyle yavaşça koşturmaya başladım. İlerledikçe güzel koku kendini daha çok belli ediyordu. Biraz ileride arkası dönük upuzun simsiyah saçları belinde bir kadın gördüm. Ona doğru ilerlerken bana doğru döndü. Şaşkınca kadına bakmaya başladım. Bana oldukça benzeyen bir kadındı. Güzeldi. Çok güzel. Yanına yaklaşım karşısında durdum. İşte güzel kokunun kaynağını bulmuştum. Bu kadından geliyordu o koku. Elinin birini yanağıma uzatıp göz yaşımı sildi ve hafifçe okşadı. Ağladığımın farkında bile değildim. Sahi neden ağlamıştım ki? Gözlerime bakıp sıcacık bir şekilde gülümsedi. Ben gözlerine bakarken o birden arkamdaki bir noktaya bakışlarını çevirdi. Dudaklarında ki gülümseme tüm yüzüne hızla yayılırken, bende başımı çevirip arkaya baktım. Babam. Bize doğru geliyordu. Koşar adımlarla geldi ve kadına sarılıp onu bir tur etrafında döndürdü. Kadını geri yere bırakıp bana baktı babam. Yanıma gelip sıkıca sarıldı. Saçlarıma bir kaç öpücük kondurdu. “ Hiç kolay şeyler yaşamadın biliyorum güzel kızım. Ve belki hayatında karşına bir çok zorluk çıkacak. Bunun da farkındayım. Güçlü olman gerekiyor benim güzel kızım. Mutlu olman için sürekli dualar ediyor olacağız. Seni emanet edeceğim bir arkadaşım olduğu için mutluyum aslında. Yalan söyledikleri için üzgünsün biliyorum ama biraz sabırlı olursan sonunda çok mutlu olacağını da görüyorum. Sen benim kızımsın! Karşına çıkan en ufak bir zorlukta pes etmezsin. Edemezsin! Yolun ve bahtın açık olsun benim canım kızım. Biz hep seninleyiz. Senin yanında olacağız.” Sözlerini bitirip bana yeniden sarıldı. O güzel kadında yanımıza geldi ve bize sarıldı. Üçümüz bir birimize sarılırken sanki hayatımda eksik hiç bir şey yok gibiydi. Bir anlığına tam olmuştum. Ardından benden ayrıldılar ve el ele tutuşarak bana el salladılar. Bende onlara el sallarken arkalarını bana dönüp beraber yürümeye başladılar. Arkalarından gitmek istiyordum ama hareket edemiyordum. Göz yaşlarım akarken anlamıştım ki o güzel kokulu kadın benim annemdi. Burnuma hastanelerin o meşhur kokusu dolarken, gözlerimi açtım. Koluma bir serum bağlanmış hasta yatağında uzanıyordum. Hemen yanımdaki sandalye de Hale başı önüne düşmüş uyukluyordu. Rüyamda babamı ve annemi görmüştüm. Babamın bana dedikleri aklıma düştüğünde, Hale’ye bir bakış daha attım. Bana yalan söylemişlerdi evet ama yanımdan bir an bile ayrılmamışlardı. Sevgileri gerçekti. Kolumdaki serumu çıkartırken yaptığım sesle Hale hızlıca kafasını doğrulttu. “ Yenge iyi misin? Dur bekle kendin çıkarma. Doktor, hemşire falan çağırayım dur. “ “ Duramam Hale. Babamı son bir kez görmem lazım. “ “ Son kez mi? “ Kolumdaki serumdan kurtulunca hızla odadan çıktım ve ameliyathanenin olduğu yere doğru ilerlemeye başladım. Gördüğüm rüyayı anlatacak bir halde hissetmiyordum kendimi. Ameliyathaneyi görünce gözlerim yeniden dolmaya başladı. Kenan bey ve Nergis hanım ayakta halamla konuşuyorlardı. Ameliyathanenin kapısı açıldı ve bir doktor çıktı. Halamlara yaklaşıp bir şeyler söyledi ve halamın ağlamaları daha çok şiddetlendi. Nergis hanim hemen halama sarılmıştı. Doktor yanlarından ayrılırken bende onlara doğru ilerliyordum. Adım seslerimi duyup benden tarafa döndüler. Hıçkırmamak için büyük bir çaba göstererek onlara baktım. “ Babam, öldü değil mi? “
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD