OLMAMASI GEREKEN +18

1000 Words
Hakan merdivenleri hızlı hızlı çıkarak, odasının kapısına vardı. Çalma gereği duymadan açıp odaya girdi. Kendi odasıydı sonuçta. Bir müddet uzaklaştırılmıştı sadece. Etrafına baktığında Yasemin’i göremedi. Bu sefer adımları onu giyinme odasına doğru götürdü. Giyinme odasına geldiğinde Yasemin arkası ona dönük durmuş sırtındaki fermuara uzanmaya çalışıyordu. Kendini o kadar kaptırmıştı ki, Hakan’ın geldiğinden bile haberi yoktu. Hakan bir müddet bekledi. Bu sırada gözleri genç kadının üzerinden ayrılmıyordu. Yasemin oflayarak ellerini çekti sırtından. Sinirli olması da odaklanmasını zorlaştırıyordu. Hakan bir kaç adımda Yasemin’in arkasına geldi. Genç kadının sırtı, Hakan’ın göğsüne değince hafifçe irkildi. Hakan ellerini kaldırıp Yasemin’in fermuarını tuttu ve yavaşça aşağı indirmeye başladı. Ama o kadar ağır bir hareketle yapıyordu ki, Yasemin bir an titredi. Hakan nihayet fermuarla işi bitince bir kaç adım geri çekildi. Yasemin başta biraz utansa da içkinin de vermiş olduğu cesaretle elbisesinin askılarını yavaşça indirdi. Elbise üzerinden yere düşerken tok bir ses çıkardı. Üzerinde yalnızca bir iç çamaşırı ile duruyordu. Hakan genç kadının pürüzsüz teninde, düzgün vücudunda gözlerini arsızda gezdirdi. “Kocam değilsin diyorsun ama yanımda soyunmakta bir sakınca görmüyorsun bakıyorum da.” “Belki de ne kaçırdığını görmeni istiyorumdur.” Hakan yeniden Yasemin’in arkasına geçti. Elleri usulca genç kadının kollarını boydan boya okşamaya başladı. “Bunu ilk geldiğim zaman fark etmiştim zaten!” Kısık bir sesle Yasemin’in kulağına doğru söylediği sözlerle genç kadın kısa bir anlığına gözlerini kapattı. Hakan’ın nefesi kulağına doğru hafifçe vurmaya devam ederken, karnından, kasıklarına doğru ince bir yangının indiğini hissetti. Gardını ne kadar da çabuk indirmişti. Kısa bir an gözlerini kapattı. Açtığında öne doğru bir kaç adım uzaklaştı Hakan’ın yanından. Ama etkilendiğini de belli etmeye niyeti yoktu. Bu sefer önünü döndü adama. Hakan önce Yasemin’in gözlerine baktı, ardından bakışları genç kadının çıplak göğüslerine kaydı. Dik, yuvarlak, tomurcukları tıpkı daha açılmamış pembe gül goncalarına benzeyen, beyaz göğüsler. Gözleri gittikçe karartırken yeniden bakışlarını Yasemin’in gözlerine çıkardı. Dudakları arsızca kıvrılmış, yeşillerini adamın gözlerine dikmişti. Hakan bir kaç yavaş adımda yeniden dibine kadar geldi. Bu süreçte gözlerini birbirlerinin gözlerinden çekmemişlerdi hiç. Hakan bir elini kaldırıp hafifçe yanağını okşadı. Gözlerindeki arzu öyle bir kendini belli ediyordu ki, Yasemin gözlerini çekme isteğine engel olmaya çalışıyordu. Bütün gece yaşanan kıskançlık Hakan’ın daha fazla dayanamasınlar sebep oldu ve Yasemin’i belinden tuttuğu gibi kendine çekerek dudaklarına yapıştı. İçindeki arzunun büyüklüğüyle dudaklarındaki dudakları öperken, Yasemin karşılık vermiyordu. Daha doğrusu karşılık vermemek için kendini zor tutuyordu. Hakan, karşılık almadığını fark edince, “Karşılık ver!” diye fısıldadı. Duyduğu emir cümlesinin fısıltısıyla, kararlılığının son demlerini de bırakan Yasemin, Hakan’a karşılık vermeye başladı. Gözleri de anında kapanmıştı. Öpüşme Yasemin’in de karşılık vermesiyle daha ateşli bir hal aldı. Öyle ki Hakan, genç kadını bir kaç adım gerileyip sırtını duvarla buluşturdu. Kendini de genç kadının vücuduna bastırdı. Yasemin bedeninin duvar ile Hakan’ın arasında kalması sebebiyle hoş bir inleme bıraktı. Bu inlemeyi duyan Hakan, daha bir iştahla öpmeye başladı Yasemin’i. Bir eliyle de kadının bacaklarını okşamaya başladı. Hafifçe okşuyor bazen sıkıyor sonra yeniden okşamaya devam ediyordu. Yasemin’in belindeki elini çekip, üst vücudu ile ezdiği göğüslere götürdü. Eliyle avuçlayıp sıktı. Yasemin kısık bir inleme daha bıraktı. Hakan, göğüs uçlarını iki parmağına aldı bu sefer yavaşça sıktı. Kendine hakim olmak da o kadar zorlanıyordu ki, her bir hareketini yavaşça yapmaya çalışıyordu. Öpüşme ve dokunuşlar hızla devam ederken, Yasemin bir anda başını yana çevirdi. Hakan’ın dudakları boynuna doğru yönelirken, ellerini adamın göğsüne koyup ittirdi. Öyle kolay değildi, kalp kırıklıklarının tamiri. Gözlerini Hakan’ın gözlerine çıkardı. Nefes nefese kendisine bakıyordu. “Olmaması gerekiyordu. Kahretsin nasıl yaptım bunu?” “Pişman mı oldun? Benimle öpüştüğün için.” “Evet oldum.” “Bunu ağzıma inlemeden önce söyleseydin belki inanırdım karıcığım. Ama şu anda pişman olduğuna inanmıyorum.” “İstemsizce oldu. Bilerek değil yani. Neden açıklama yapıyorum ki?” “Beni seviyorsun Yasemin. Bunun için karşılık verdin. Bunun için sana dokunmama izin verdin.” “Sevmek istemiyorum ama seni! Artık istemiyorum.” “Bana söz verdin. Şans vereceğin konusunda.” “Sadece tek bir şansın var zaten. Kullanamazsan..” “Ne olur o zaman? Beni affetmeni sağlayamazsam ne olur?” “O zaman boşanma belgelerini hiç bir zorluk çıkarmadan imzalarsın!” “Ama boşanma falan olmayacak çünkü bana yeniden ve tüm kalbinle daha da fazla aşık olacaksın!” “Göreceğiz. Şimdi çık odamdan. Bu geceyi, az önceki yaşananları da unutalım.” “Ben unutabileceğimi sanmıyorum. Keza seninse öyle. Ama odandan çıkıyorum.” Hakan arkasını dönüp giysi odasından çıkıp gitti. Onun gittiğinden emin olan Yasemin hızla duvarın dibine doğru çöktü. Yapmaması gerekiyordu. Kendine hakim olmalıydı ama yapamamıştı. Kalbi beyinizden önce devreye girmiş, her şey bir anda olmuştu. Biraz o şekilde durduktan sonra çöktüğü yerden kalktı. Hızlıca üzerine bir gecelik geçirip, makyajını temizlemek için banyoya yöneldi. Banyodaki işlerini bitirip odaya geri geldiğinde kendini yavaşça yatağına bıraktı. Bir süre tavanı izledi. Sonrasında az önce olanlar hatırına geldi. İlk kez öpüşmüştü biriyle. Ve bu kişi yıllar önce onu terk eden kocasıydı. Her zaman acaba gitmese nasıl olurduk diye hayaller kurardı, yatmadan önce. Sonra kendi kendine kızar, üzülürdü. Kayıplarının acısını başkalarının değil de sevdiği adamın omzunda ağlarken gidermeyi de çok isterdi mesela. Eli dudağına giderken, hafifçe dokundu öpüşmekten şişmiş dudaklarına. Yüzüne bir gülümseme yayılırken, gözlerini kapattı. Hakan’da odadan çıkıp kaldığı misafir odasına geçerken, son andaki konuşmalar canımı sıksa da yüzünde hınzır bir gülümseme vardı. Sonunda öpmüştü o çok güzel görünen bak dudakları. Yasemin halen kendisini seviyordu bundan da artık emindi. Hem kendi söylemiş hem de öpüşürken inlemesi bunu kanıtlamıştı. Gönlünü de alacaktı. Ama önemli bir mevzu daha görmüştü o derin bakışlarda. Yasemin kendisini ne kadar sevse de kolay kolay affetmeyecekti. Üzerindekileri çıkarmaya başlarken, bir yandan da plan yapıyordu kafasında. Öncelikle buradan biraz uzaklaşmaları gerekiyordu. Ailesinin, Zonguldak Ereğli tarafında bir dağ evi vardı. Oraya götürmek istiyordu Yasemin’i. Bir kaç ayarlama yapmalıydı ama öncesinde. Üzerini çıkartıp iç çamaşırıyla kalırken banyoya gitti ve elini yüzünü yıkadı. Aynadan kendisine bir bakış attığında dudaklarının hafif şişliği gözlerine çarptı. Aslında öpüşürlerken de alt tarafları bir hayli sızlamıştı ama şu anlık bir sıkıntı yok gibi görünüyordu. Gönlünü aldıktan sonra, yataktan çıkartmayacaktı bir kaç gün. Sadece bir beğenme de değildi kalbinin içindekiler. Aşık da olmaya başlamıştı. Yatağına gidip uzandı. Gözlerini kapatırken, onun da yüzünde huzurlu bir gülümseme vardı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD