İLK GÖRÜŞ +18

1259 Words
Aras, o akşam işten çıkarken kafası dalgındı. Yağmur yeni dinmişti; yollar buz gibi, hava keskin bir sessizlikle dolduruyordu etrafı. Direksiyonun başında kendi zihninin içinde kaybolmuş halde giderken öndeki arabanın aniden fren yaptığını fark edemedi. “Tak!” Çok büyük olmayan ama içi titreten bir darbeydi. Aras’ın eli bir an havada kaldı. Kalbi hızla çarpmaya başladı. Hata yapmaktan nefret ederdi. Hatta kendisine en küçük kusuru bile yakıştırmazdı. Tam o sırada öndeki arabanın kapısı açıldı. Ve kız indi. Siyah saçları yüzünde sert bir ifade yoktu, sadece şaşkınlık. Gözleri Aras’ın zihnini kilitledi. Öyle bir bakıştı ki sanki bir anlığına bütün trafik, bütün dünya yavaşladı. Aras’ın boğazı düğümlendi. Kelimeler bir türlü çıkmadı ağzından. Yanlışlıkla çarptığına üzülmek yerine, gözlerini ondan alamadığını fark etti. Kız arabasının arkasına baktı. “Ah ya az dikkat etsene; Çok bir şey yok ama kiralık araba of! Geç kaldım zaten,telefonu ver sonra konuşuruz”dedi dudaklarını büzerek. Ve tam o anda Aras’ın içinde bir şey koptu. Sanki yıllardır bir boşluğun içinde dolaşıyordu da o boşluk, kızın iki saniyelik bakışıyla dolmuştu. Kalbinde bir titreşim, zihninde belirgin bir cümle vardı: Telefonu kızın elin eline tutuşturdu. “Telefon numaranı istiyorum,iyi misin? Şarhoş musun sen?” Diye sinirle bağırdı.. Ağzından tek kelime çıkamıyordu. Tuş kilidini açıp tekrar telefonu eline verdi. Kız sinirle telefonu açıp numarasını tuşlayıp kendi telefonunu çaldırdı. “Arayınca cevap ver! Pek tekin bir tipin yok ama dua et acelem var”diyerek dönüp arabasına bindi. Kız geri dönüp arabasına bindiğinde, Aras’ın içinden bir şey yükseldi: Takıntı..;sahip olma arzusuyla karışmış, kontrol edilemeyen bir merak. O an bile onu kaybetmenin öfkesini hissetti. Kız uzaklaşırken Aras direksiyon başında kıpırdamadan oturdu. Ne çarpmanın şokunu hissediyordu, ne trafiği.. Sadece onun gidişini izliyordu. Ve içinden tek bir söz geçiyordu: “Bitmedi.” Kız arabasına bindiğinde Aras hâlâ olduğu yerde donup kalmıştı. Motorunun çalışması, arabanın yavaşça uzaklaşması… her şey Aras’ın zihninde yankılandı. Kızın arabanın arka koltuğuna dönüp bir şey söylediğini fark etti. İlk kez o zaman gördü: Arka koltukta 4 yaşlarında bir çocuk oturuyordu. Yanında da yaşlı bir kadın—muhtemelen annesidir diye düşündü.. Öndeki koltukta sakince konuşan bir adam da babası olmalıydı. Aras’ın nefesi hızlandı. Kızın yalnız olmadığını fark etmek onda garip bir öfke yarattı… ama aynı zamanda merakını daha da körükledi. Kız arabayı çalıştırdı. Sinyali verip kavşaktan döndü. Tam o anda Aras’ın eli anahtara gitti. Duramadı. Motoru çalıştırdı ve aracı ağır ağır onların ardından sürdü. Kalbi göğsünde çarpıyordu… sanki bir yerlerde yanlış yaptığını biliyor ama duramıyordu. Bir süre mesafeyi koruyarak ilerledi. Kısa bir süre gidip u dönüşü yapınca aynı şekilde devam etti. Bir düğün salonunun bahçesine girince arabayı yol kenarına çekip kapıyı açıp çıktı. Kız öyle heyecanlıydı ki Aras’ı fark edecek durumda değildi. Aras’ın dönüp gitmesi lazımdı,yoksa eski haline dönmesi içten bile değildi. Ama gidemiyordu,o gözler aklına kazınmıştı. Kızın, “Hadi oğlum oyuncağını sonra alırsın”dediğini duyduğu an sinirden elleri yumruk oldu. Çocuğu vardı.. Ama yanında genç bir adam yoktu,bu Aras’a yeni bir heyecan dalgası yaratmıştı. Hemen telefonu eline alıp bu işlerini yapan adamı Murat’ı aradı. “Murat sana verdiğim plakayı araştır,bu kiralık bir araba kim kiralamış,bilgiler ulaşınca bütün hayatını istiyorum”karşıdan cevap gelmeden kapattı. Bir saat içinde bütün bilgiler elimde olacaktı. Kız içeriye girince düğün salonun kapısına kadar gitti. Şansına baya kalabalıktı, ama ne kadar bakarsa baksın kız ortalıkta yoktu. Ortada halay çeken gruba bakınca en son ne zaman düğüne gittiğini düşündü. Katıldığı davet tarzı düğünlerde de bu görüntü hiç olmazdı. Çoşkuyla zıplayan insanlara hipnoz olmuş gibi bakıp kalmıştı. Halay bittiğinde şarkı söyleyen anonsla sünnet çocuklarını ve aileyi davet etti. İki tane erkek çocuğun ellerinden tutarak sahneye çıkan kişilere bakınca çocukların yanında ki kadın o kıza çok benziyordu. Yeşil elbisesiyle alkışlayarak arkalarından çıkan kıza kilitlenip kalmıştı. Yaklaşık yarım saat izledi düğünü o kadar dalmıştı ki,burada ne aradığını bile unutmuştu. Gençten bir grup dışarıya sigara içmeye çıkmıştı. Kendi aralarında ki muhabbete göre hepsi kız tarafındandı. Herkese tek tek bakıyordu Aras,her ipucu kızı daha çekici hal getiriyordu. ARAS’TAN Karton bardaklarda birbirlerine içerecek ikram ederken benimle göz göze gelen çocuk, “Blader gel bir bardakta sana verelim”demesiyle hafifçe tebessüm ederek yanlarına yaklaştım. Bardağı elime aldığımda alkolün kokusu hafifçe geliyordu. Bir yudum alıp, “Bu ne” diye bana ikram için uzatan çocuğa baktım. Gayet rahat bir şekilde, “Ev yapımı votka, ben kendim yaptım beğendin mi?” şaşkınlığımı gizlemeye çalışarak, “Güzel beğendim” dedim. “Şansına alkolümüz bitti”deyince geçen hafta yurt dışından gelen içeceklerimin arabamın bagajında durduğu aklıma geldi. “Benimle gel”diyerek arabaya doğru yürüdüm. Peşimden gelip arabayı görünce, “Vay araban çok güzelmiş,sen erkek bizim damadın tarafından mısın?”demesiyle ilk izlenimin doğru olduğunu anladım. “Evet arkadaşıyım, sen kimin tarafısın”diye sordum. “Ben Aylin ablanın amcasının kızıyım,sana Erdoğan’ın eşinin”kızın ablası ve kocasınıda ögrenmiş oldum. Bagajda ki içecekleri görünce gözler büyüdü. Hepsini onlara bırakınca baya şaşırdılar,ama şuan içki düşünecek durumda değildi Aras. Murat,tan gelen mesajla gelip arabaya oturdu. -Ayça Ela TURA.. Ellerinin terini üzerine sildi,ismini öğrenmek bile kalbimi yerinden çıkaracaktı. -Bekar.. Ama oğlu var.. Olsun hiç sorun değil diye düşündü. -Kasiyer -26 yaşında Murat ev adresine kadar atmıştı. “Evet Ayça Ela o yeşil gözlerin benden başkasını görmemeli artık”. Ayrılma vakti gelmişti,birisinin daha fazla dikkatini çekmeden oradan uzaklaştı. Ama o içinde ki heyecan onu yiyip bitiriyordu. Deniz manzaralı lüks dairesine girince bugün Banu’yu eve çağırdığını hatırladı. Eve girdiği an Banu komple transparan kırmızı bir gecelikle karşısına çıktı. Daha anahtarı bırakmadan Aras’ın yanına gelip dudaklarına kapandı. Çağırırken bu geceyi hiç böyle hayal etmemişti. Ama şimdi karşında ki bu kadına hiç bir şey hissedemez oldu. Aklında sadece yeşil gözler vardı. Gözlerini kapatıp öptüğü kişinin o kız olduğunu düşündü. Dudakları hırsla parçalarcasına harekete geçti. Banu’nun inlemesini duyunca,bir adım geri çekilip, “Bütün ışıkları kapat ve tek bir ses bile duymak istemiyorum,ne noktada olursan ol konuşman yasak”Banu itihatkar bir şekilde başını sallayarak arkasını döndü. Bütün ışıklar tek tek söndü. Karanlık olmasına rağmen Aras gözlerini kapattı. Şimdi o kızı kucağına almış yatak odasına doğru götürüyordu. Yatağa geldiklerinde Banu’nun bacaklarını açıp kucağına oturttu. Öne doğru eğildiğinde yeşil elbisesi yırtarak o kızın memelerini ağzına aldı. Bir yandan memelerini emiyor,diğer yandan kalçalarını sıkarak okşuyordu. Yeşil gözlerinin ona nasıl baktığını hayal edince neredeyse çılgına dönecekti. Kucagınında ki banu’ydu ama o sadece Ayça Ela’yı düşünebiliyordu. Kalçalarına şaplaklar atmaya başladığında,odadaki sesler onu daha çok tahrik ediyordu. Aras belinin iki yanından tutup,onunereksiyon halinde ki erkekliğinin üzerine oturttu. İçine girmeden aletini başını sürterek daha çok zevke geldi. Memelerini tekrar ağzına alıp hızlı bir şekilde içine girdi. Bir inleme sesi duydu,tekrar aletini çıkarıp hızlıca tekrar soktu. İçinden çıkmadan tek hamlede üstte çıktı, altında ki Ayça’ydı. Gözlerini düşünerek daha hızlı gidip gelmeye başladı. Tenlerinin birbirine her çarpmasında çıkan ses ve inlemeler Aras’ı çıldırtıyordu. Artık çok yakındı,neredeyse boşalacakken Banu’nun “Ah Aras”demesiyle aniden üzerinden kalktı. Büyü bozulmuştu,saniyeler içinde penisi inmeye başlamış,aldığı zevk bitmişti. “Neden durdun,bu şimdiye kadar olanların en iyisiydi”diyen Banu bacaklarını havaya dikmiş devamını bekliyordu. “Kalk giyin ve çık! Bitti”diyerek banyoya doğru yürüdü. Hemen yataktan fırlayan Banu ilk şoku atlatıp, “Bu da ne demek! Ne bitti”diyebildi. Aras arkasını dönüp, “Bir daha görüşmeyeceğiz,şimdi çık yarın hesabına para gönderirim” bunları söylerken eli ile de kapıyı gösteriyordu. “Ne diyorsun sen senin parana mı ihtiyacım var benim”diye ağlayarak tekrar yüzüne bakmaya çalıştı. “Bitti Banu çık”diye bağırığ banyoya girdi. Artık o yeşil gözlü kız vardı,başka biri olamazdı. Küfürler ederek kapının kapanmasını duyunca rahat bir nefes aldı. Sabaha kadar ara ara uyanıp hem o kızı düşündü,sevgili var mı acaba diye düşünün “umarım yoktur,katil olmak istemem”diye kendine yanıt verdi. Bu hali kendini bile korkutsa da olan olmuştu. Artık Ayça’dan vazgeçemezdi.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD