Demir’e inat olsun diye Mete’nin teklifini kabul etmiştim ama içimde derin bir huzursuzluk vardı. Mete’nin gülümsemesi gözümün önünde, sesi kulaklarımda yankılanırken, yaptığım şeyin doğru olup olmadığını sorguluyordum. Olaydan hemen sonra Ayşe, beni kolumdan yakaladığı gibi sınıfa sürükledi. Kafamda binbir düşünce dolaşırken sınıfa girdiğimizde, Ayşe’nin avazı çıktığı kadar bağırmaya başladığını duydum. Sesindeki öfke, kelimelerini bıçak gibi keskin hale getiriyordu. "Naz, sen ne yaptığını zannediyorsun? Nasıl onun gibi bir orospu çocuğunun teklifini kabul edersin?" Naz, derin bir nefes alarak beni sakinleştirmeye çalıştı. "Tamam, sakin ol Ayşe, sorun yok," dedi. Ancak Ayşe’nin öfkesi sönmek bilmeyen bir ateş gibiydi. "Ne demek sorun yok? Okulun yarısı, ne okulu, şehrin yarısı o adamın y

