ÇİĞKÖFTE

925 Kelimeler
Arda'nın sözlerinin ardından ilk beş dakika kalakalmıştım. Ardından tekrardan mesaja döndüğümde benimle dalga geçen bir sürü mesaj atıp beni utandırmıştı. Popiş herif! Ben de ona bir şans vermek istemiştim, ve yine parkta buluşmuştuk. Bana aldığı pamuk şekeri hayran gibi ağzıma tıkarken, elini ittirdim. "Az yavaş ol be" diye cırladım. Yüzünü buruşturup kulağını tıkadı. Bende gözlerimi devirdim. "Mesajda bu kadar romantik olup, normal de nasıl bu kadar ormantik oluyorsun anlamış değilim" diye hayıflandım. "Hadi bana romantik bir şeyler söyle!" Deyip ona döndüm. Gözlerini kocaman açıp yutkundu. "Hadi!" Diye ısrar ettim. "Şey... " diye gevelerken ağzına bir tane yumuşakça vurup kaşlarımı çattım. "Sen şey gibisin... Kütük gibisin. Yani çok sağlamsın" dediğinde boş boş ona bakmaya başladım. Alt dudağını ısırıp stresle, "Şey gibisin şey... Yumuşatıcı gibisin, çok yumuşak kalplisin" "Arda..." dedim tehditkâr bir tonla. "Ne?" "Hemen" "Ömür törpüsü gibisin" sinirle ayağa kalkarak bacağına vurdum. "Ben insanlara sıkıntı mı veriyorum da sen bana ömür törpüsü diyorsun! Sensin ömür törpüsü!" Deyip bir de elimle ağzına vurduğumda kollarımı yakalayıp yanına otutturdu. "Kızım bir sakin ol" "Hem sen mesajlaşırken hiç böyle değildin!" Sol eliyle ensesini kaşıyıp yere bakınca, bir iş çıkacağını anlamıştım. "Ihm... Aslında, onu ben internetten bakmış olabilirim" YOK ARTIK! Çağla: Canım kankam. Çağla: Birtanem. Çağla: Nurtanem Çağla: Bebeğim. Çağla: Gülüm. Çağla: Seni seviyorum biliyorsun dimi kıssss Duru: Ne istiyorsun lan Çağla: aaaa bebeğim ben öyle biri miyim? Duru: evet Çağla: Beni bu kadar tanıman korkutuyor hayatım Duru: Arda siktir git Çağla: tvb Çağla: Ardaadımükemmeltaşımsı varlığın ben olduğumu nereden bildin? Duru: Çünkü Çağla bu kadar salak değil Çağla: Oyy  bana salak diyen ağzını öperim Duru: Hoşt ulan poposuna koduğğm Çağla: Bahçenizde bekliyorum sevdiceğim Duru: Arda. Sana tek bir soru. Çağla'nın telefonunun sende ne işi var? Çağla: Ehuheuheuheuh gelirsen anlatırım.  Duru: Ok. Telefonu bırakıp sinsice sırıtırken "Sen şimdi görürsün." Diyerek ayağa kalktım ve babamın yanına gittim. "Dünyanın en yakışıklı babası." Dedim babamın yamacına otururken. "Ne istiyorsun?" Diye sorunca bozuldum ama belli etmedim. Çünkü Duru olmak bunu gerektirir. "Baba bir sapık haftalardır beni takip ediyor." Dediğimde başını sallayıp kanalı değiştirdi. Sonra aniden ne dediğimi yeni kavramış gibi bana baktı ve hızla ayağa kalktı. "Ney ney ney?" "Şu an da bahçemizde... " dedim korkmuş gibi yaparak. "Hanım hanım!" Diye bağırdı anneme doğru. "Tüfegimi getir." Ben gözlerimi kocaman açtığım sırada annem merdivenlerden koşarak indi. "Ne tüfeği be?! Hamile hamile koşturuyorsun bir de beni?! Utanmaz arlanmaz! Senin gibi kocaya yazıklar olsun!" Deyip babama trip atarak koltuğa oturdu. "Yine ne yaptım ya?" Diye ağlamaklı gözlerle bana baktı. "Annemin karnına bebek koymuşsun daha ne yapacaksın babacımcım?" Deyince sabır çekip koltuğa geri oturdu ve annemin ayaklarına masaj yapmaya başladı. "Ay canım kocacımcımcım." Annem ikizler burcu. Ikizler burcu değilse terazi burcu. Net. Babam annemle ilgilenirken ben yavaş yavaş kapıya doğru gittim ve sessizce dışarı çıktım. Annemin hormunu ilk defa ise yaramış babamın katil olmasını engellemişti. Tabii canım Arda'dan bana ne? Sadece babam katil olmasın diye. Bahçeye inip kısık gözlerle etrafa bakmaya başladım. Neredeydi bu lanet olası yakışıklı şerefsiz çocuk? "Pişşt! Buradayım." Diye bana seslenen Arda'yı duyunca arkamı döndüm ve ağaç kavuğunun ardında bana gülümseyen Arda'nın yanına gittim. Gittiğim gibi ellerinden tutarak ağaç kavuğunun önüne çekerek birilerinin bizi görmesini engelledi. "Ne yapıyorsun sen gece gece?!" Dedim sinirle. Güldü ve "Şu an; Adnan'ın gazabından korkup da kıyıda köşede buluşan Behlül ile Bihter gibiyiz." Kıkırdayıp omzuna vurdum. "O nasıl benzetme ya?" Dedim ve devam ettim. "Burada galiba Adnan babam oluyor?" Gözleri gülüşüme kayarken "Hı hı" dedi transtaymış gibi. "Duru." Alnını alnıma yaslayıp derin bir nefes aldı. "Hmm?" Dedim. "Kızım sen şeker hastası mısın? Niye benden uzaklaşıyorsun?" "Dünyanın en yakışıklı babası." Dedim babamın yamacına otururken. "Ne istiyorsun?" Diye sorunca bozuldum ama belli etmedim. Çünkü Duru olmak bunu gerektirir. "Baba bir sapık haftalardır beni takip ediyor." Dediğimde başını sallayıp kanalı değiştirdi. Sonra aniden ne dediğimi yeni kavramış gibi bana baktı ve hızla ayağa kalktı. "Ney ney ney?" "Şu an da bahçemizde... " dedim korkmuş gibi yaparak. "Hanım hanım!" Diye bağırdı anneme doğru. "Tüfegimi getir." Ben gözlerimi kocaman açtığım sırada annem merdivenlerden koşarak indi. "Ne tüfeği be?! Hamile hamile koşturuyorsun bir de beni?! Utanmaz arlanmaz! Senin gibi kocaya yazıklar olsun!" Deyip babama trip atarak koltuğa oturdu. "Yine ne yaptım ya?" Diye ağlamaklı gözlerle bana baktı. "Annemin karnına bebek koymuşsun daha ne yapacaksın babacımcım?" Deyince sabır çekip koltuğa geri oturdu ve annemin ayaklarına masaj yapmaya başladı. "Ay canım kocacımcımcım." Annem ikizler burcu. Ikizler burcu değilse terazi burcu. Net. Babam annemle ilgilenirken ben yavaş yavaş kapıya doğru gittim ve sessizce dışarı çıktım. Annemin hormunu ilk defa ise yaramış babamın katil olmasını engellemişti. Tabii canım Arda'dan bana ne? Sadece babam katil olmasın diye. Bahçeye inip kısık gözlerle etrafa bakmaya başladım. Neredeydi bu lanet olası yakışıklı şerefsiz çocuk? "Pişşt! Buradayım." Diye bana seslenen Arda'yı duyunca arkamı döndüm ve ağaç kavuğunun ardında bana gülümseyen Arda'nın yanına gittim. Gittiğim gibi ellerinden tutarak ağaç kavuğunun önüne çekerek birilerinin bizi görmesini engelledi. "Ne yapıyorsun sen gece gece?!" Dedim sinirle. Güldü ve "Şu an; Adnan'ın gazabından korkup da kıyıda köşede buluşan Behlül ile Bihter gibiyiz." Kıkırdayıp omzuna vurdum. "O nasıl benzetme ya?" Dedim ve devam ettim. "Burada galiba Adnan babam oluyor?" Gözleri gülüşüme kayarken "Hı hı" dedi transtaymış gibi. "Duru." Alnını alnıma yaslayıp derin bir nefes aldı. "Hmm?" Dedim. "Kızım sen şeker hastası mısın? Niye benden uzaklaşıyorsun?" Arda: Nabeer gönlümün Leyla'sı Ben: Mükemmel Ben: Ultra ultra mükemmel Arda: Niye? Ben: Nasıl niye? O nasıl soru be?! Kötü mü olayım şğshshshs Arda: Hayır salak bu mutluluğun sebebi ne msmdmd Ben: heee tamam. Ben: Şimdi sana mutluluğun resmini atıcam Arda: Yolla gelsin Ben: *fotoğraf* Arda: Bu yapılır mı vicdansız Ben: şhskxndchsgs Arda: Bizim mahallenin orası mı? Ben: Evet Arda: Geleyim mi? :'))) Ben: Gel başımın belası... Gel.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE