Keyifli okumalar
Akşam yemeğinden sonra Şiyar'ın bakışları arkadaşına dönmüştü. "Kenan durumu nasıl?" diyerek sordu. Kardeşinin haline her geçen gün üzülüyordu. "Aslı'nın durumu iyi ilaçları kullanırsa sorun yok" dediğinde gözleri adama bakmıştı. "Ama diğer kardeşin için maalesef ki çözüm yolu yok" dedi.
Şiyar öfkeyle, "Benim zerre kadar umrumda değil." dediğinde Kenan başını salladığında gözleri genç kadına bakmıştı. O kadar kaptırmıştı ki arkadaşının ne dediğini bile duymadı. "Sen bacımı izliyorsun?" diyerek sordu. Derin bir nefes alırken, "Hemde benim yanımda." dedi.
"Yanlış anlıyorsun kardeşim." dediğinde kahkahayı atmıştı. "Hayır anlamıyorum kardeşime iki saattir bakıyorsun?" dediğinde gözlerini kaçırdı. "Sende nasıl adamsın lan başkası olsa kafama sıkar." dediğinde derin bir nefes almıştı. "Aslı benim değerlim onun mutluluğunu çok istiyorum ama." dedi.
"Tedavisi olacak düzelecek inşallah." dediğinde ayağa kalkarken, "Gitsem iyi olur." dediğinde gözleri kadına bakmıştı. Aslı onun gideceğini anladığında ayağa kalktı. "Aslı ilaçlarını iç tedaviye başlıyoruz." dedi. Derin bir nefes alırken Şiyar'ın bakışları arkadaşına dönmüştü. Kapıya kadar eşlik ederken Şiwan'ın aracını görmüştü.
Şiyar adamına işaret verdiğin de koruma araca yaklaştı. Şiwan'ın bakışları adama dönmüştü." Ağam gitmeni istiyor. "dedi..
Şiwan aracı çalıştırdı. Bu saatte evine gitmek istemiyordu. Gecenin bu saatinde annesinin ve babasının mezarına gitmişti. Araçtan indiğinde mezarlığa giderken içinde bir korku vardı. Abisinin sözleri kulağında fısıltı olmuştu.
" Ölülerden değil dirilerden kork." demişti. Ama insan korkuyordu. Her insanın sonu kara toprak değil miydi? Şiwan bunu düşünerek gelmişti. Derin bir nefes aldığında gözyaşları içinde kalmıştı. Kız kardeşine olan nefreti geçmemişti. Her geçen gün ondan nefret ediyordu.
" Anne sana söyledim onu istemiyorum. Bak o hayatını yaşarken sen kara toprak oldun. Onu asla affetmeyeceğim." dedi. Bütün suçu ona yüklüyordu. " Yaptıklarımın bedeli benden çıkıyor. Onun çocuğu olmayacak diye düşündüm. Ama aslında ahı benden çıktı." dedi. Hevin'in çocuğu olmayacağını öğrendi. Bu hayatı kendi seçmişti. Aslı'nın ahı onlardan çıkmıştı.
Şiwan gece boyunca içmişti. Sabaha karşı konağa gelmişti. Hevin yatakta uyurken odaya girmiş onun saçlarını okşamıştı. Ona kıyamıyordu ki gözünün yaşına kıyamazdı. Derin bir nefes alırken, "Sana kim ah ettiyse bedelini ağır ödeyecek." dediğinde genç kadın bunu duymuştu. O an kocasının ne yapacağını tahmin ediyordu.
Sabah erkenden kalkıp hastaneye giden genç kadın yine eli boş dönmüştü. Doktorlar onun çocuğu olmayacağını söylüyordu. Aslı'nın ahı onlardan çıkmıştı. Bunu gayet iyi biliyordu. Aslı kontrol odasında çıkarken ablasını görmüştü. Hevin'in bakışları ona döndüğünde, "Mutlu musun? Gerçekten bunu soruyorum sana bana ah ettin çocuğum olmayacak." dediğinde gözleri kadına bakmıştı.
"Herkes hakkettiğini yaşar. Sen yıllardır bana zülum ede ede sevdiğim adamla olmuştun. Şiwan adam değil üstüne kuma getirecek bunu biliyorsun." dediğinde gözleri doldu. "Şiwan beni seviyor yapmaz." dediğinde kahkahayı atmıştı. "Sen kendini kandırmaya devam et üstüne kuma geldiği zaman görürsün." diyerek giderken Hevin'in bakışları ona döndü. "Sen beni kıskanıyorsun o yüzden yalan söylüyorsun." dedi.
"Senin kıskanılacak neyin var? Neden kıskanayım ki umrumda bile değilsiniz." dedi. Derin bir nefes çekti. Arkasına bakmadan giderken araca binmişti. Hevin konağa gelmişti. Ama asıl kıyamet şimdi kopacaktı. Çünkü kocası üstüne kuma getirmek için aşireti toplamıştı.
" Şiwan kendine gel artık benim üstüme kuma aldığın kadın halamın kızı Meryem mi, olacak?" diyerek sorduğunda kocası başını salladığında, "Benim evlat sahibi olmam gerekiyor. Herkes arkamdan konuşuyor." dedi. Hevin'in bakışları ona döndüğünde, "Aslı'nın ahı tuttu." dedi. Genç adam öfkeyle hareket etti. "Hevin kes sesini." dedi.
" Aslı'nın durumu iyi çocuğu olacak ama benim değil." dediğinde gözyaşları akıyordu. "Sen bana söz vermiştin. Üstüne kuma gelmeyecek demiştin bana bu kadar mı? Yoksa herşey oyun muydu?" diyerek bağırdı. Konağın ortasında bağıran kadına bakmıştı. "Hevin evladım olmuyor benim." dedi. Derin bir nefes çekti. Mirvan konağa döndüğünde duydukları karşısında sinir krizine girdi.
"Ulan soysuz seni senin gibi kardeşim olmaz olsun. Ağalığı elimden alıyorsun öyle mi? Karının üstüne kuma getirdin utanmaz herif siktir git bir daha bu konağa sakın gelme."dediğinde gözleri öfkeden deliye döndü." Bana bak abi iyi bak çünkü bu yaptığının bedelini ağır ödeyeceksin. "dedi.
" Ne yapacaksın ki daha bugün senin nasıl bir şerefsiz olduğunu öğrendim. Annemin ölümüne sebep olduğunu öğrendim lan ben nasıl kıydın ona. "dediğinde gözleri şaşkınlık içinde kalmıştı. Mirvan ona öfkeyle bakmıştı." Ne oldu? Haberim olmayacağını mı, sanmıştın. "dediğinde kapıya koyarken gözleri doldu.
" Ulan öz anama kıymışsın yıllardır o kızı suçladın zulüm ettin. Meğer asıl katil sensin defol git. "diyerek bağırdı. Hevin duyduklarına inanmak istemedi. Zerda'nın suçsuz olduğunu biliyordu. Ama bu kadarını tahmin etmedi. Gözyaşları akarken konaktan çıkmıştı. Araca binerken yaptığı hatanın bedelini bedelini ödedi.
" Hanımım nereye? "diyerek soran adama bakmıştı. Genç kadın ona baktı." Soykan konağına. "dediğinde gözleri doldu. Arac harekete geçti. Şimdi ne yapacağını bilmiyordu. Çaresizce ağlaması dinmezken kapının önünde bekleyen adama bakıyordu. Kapının açılmasıyla herkes oraya bakmıştı. Hevin dolmuş gözlerle ailesine bakıyordu. Şiyar'ın bakışları ona dönerken, "Hayırdır ne oldu?" diyerek sordu.
"Ağabey hata yaptım özür dilerim. Affet beni göremedim onun yüzünü." dediğinde gözyaşları akıyordu. "Üstüme kuma getirdi hem de kim biliyor musun?" diyerek sordu. Genç kadın gözyaşları içinde kalmıştı. "Meryem."dediğinde genç adam başını kaldırdı." Ne diyorsun sen? Meryem sana kuma olarak geldi. "diyerek bağırdı.
" Ağabey sadece bu değil annesini de o öldürmüş. "dediğinde merdivenden inen kadın duydukları karşısında şok oldu. Abisi bunu nasıl yapmıştı. Gözleri dolduğunda yıllardır ona nasıl eziyet edildiğini hatırladı. Annesinin ölümüyle bile suçlanırken asıl katılın onun olduğunu kimse bilmiyordu. Şiyar karısına bakmıştı. "Zerda." dedi.
"Hevin duyduklarım doğru mu? Şiwan bunu gerçekten yapmış olabilir mi?" diyerek sorduğunda kapıya dayanan adamın sesini duymuştu. "Bırak lan karımı alacağım." dedi. Zerda utanmadan gelene bakıyordu. "Katil." diyerek bağırdığında Şiwan'ın bakışları ona dönmüştü. "Demek öğrendin." dedi.
"Neden yaptın bunu ya neden? anneme nasıl kıydın sen cani katil." dediğinde gözyaşları akıyordu. "Anneme seni istemediğimi söyledim. Eğer dünyaya gelirse öldüreceğimi söyledim. Ama o ne yaptı. Senin için beni dövdü." dediğinde öfkeyle baktı. "Onun göz bebeği bendim. Ama sen doğduktan sonra herşey değişti. Zehirledim onu ama sen değil o öldü." dedi. Şiyar duyduklarına inanmak istemedi. Bu nasıl bir öfkeydi.
"Sen sevilecek biri değilsin. Abim bile olamayacak kadar kötüsün. Hevin'in başını da yaktın. Ama artık yeter cezanı çekeceksin. Hayatın boyunca cezaevinde kalman için elimden geleni yapacağım." dediğinde gözyaşları akıyordu. Şiwan'ın bakışları ona dönmüştü. Gözleri karısına dönerken genç kız abisinin arkasına saklandı. Şiyar onu arkasına alırken tereddüt etmeden korudu.
Şiwan belindeki silahı çıkardığında gözleri kardeşine bakmıştı. Zerda dolmuş gözlerle bakarken, "Senin gibiler kendini adam sanıyor. Ama aslında bir çöpten farksız değilsiniz. Kendini adam sananlar ilk yaptıkları şey ne biliyor musun? En yakınlarına zarar vermek tıpkı senin yaptığın gibi." dedi.
"Zerda ben mutlu olamadım. Ama sende olamayacaksın gelinlik giyemeyeceksin." dediğinde gözünü kırpmadan kurşunu sıkmıştı. Mirvan yetişene kadar Şiwan onu vurmuştu. Zerda kanlar içinde kalmıştı. Şiyar'ın bakışları karısına dönerken dolmuş gözlerle bakmıştı." Zerda. "diyerek bağırdı.
" Üzülme böylesi daha iyi oldu. Bana seni seviyorum demiştin ya bende seni. "dediğinde gözleri kapanırken konağın avlusunda genç adamın feryatları yürekleri parçaladı." Zerda aç gözünü seveyim gitme beni bırakıp gidemezsin. "dediğinde gözyaşları akıyordu.
" Zerdaaaa. "dediğinde kadına daha çok sarılmıştı. Mirvan konağa girdiğinde gördükleri karşısında yıkılmıştı. Zerda'nın kanlar içinde yattığını görünce adamlara işaret vermişti." Götürün şunu depoya kapatın. "dediğinde gözleri doldu. Şiyar karısını kucağına alıp hızlıca araca koyarken ailesi de peşinden geliyordu.
" Oğlum hızlı ol. "diyen kadına bakmıştı. Karısı gözünün önünde can çekişiyordu. Gözyaşları sicim sicim akarken onu kaybetme korkusu yaşıyordu. Hastane önünde ani frenle durduğunda araçtan indiğinde karısını kucağına alıp hızlıca içeri girdi. Hemşire sedye getirdiğinde acil müdahale odasına koydular. Sonra ameliyata girdi.
Mirvan perişan haldeydi. "Mirvan bu sefer affetmem o iti öldüreceğim." dediğinde onu kimse durdurmadı. Kıyametler kopmuştu. Gözyaşları içinde kaldığında aracına atladığı gibi gitmişti. Onun nerede olduğunu biliyordu. Kapıyı sert bir şekilde çarptı. Silahını çıkarıp alnına dayadı.
" Sen.. Sen nasıl abisin lan şerefsiz ben onun saçının teline zarar gelmesin diye üzmekten korkarım. Sen nasıl kıydın. Madem bir boka yaramıyorsun. Ulan kafana sık geber benim kadınıma nasıl sıkarsın." diyerek bağırdı. Onun adı Şiyar Soykandı. Ailesine zarar veren kimse affetmezdi. Ucunda ölüm olsa bile mutlaka cezasını keserdi.
Vurdukça öfkesi daha çok kabarmıştı." Senin yaşamaya hakkın yok. "dediğinde silahın emniyetini çekmişti. Mirvan jandarma ekibiyle gelirken duyduğu sesle olduğu yerde kalmıştı. Şiyar gözünü bile kıprmadan Şiwan'ın alnına sıkmıştı. Sevdiği kadın için katil olmuştu. Jandarma içeri girdiğinde onun koluna kelepçe takarken gözleri karşısındaki adama bakmıştı.
"Sen abilik yapamadın. Ne bacını korudun. Ne de it kardeşini adam ettin. Bunun sorumlusu hep sensin." dediğinde karakola götürdüler. Geriye sadece ailesi dağılan bir Aladağ aşireti kalmıştı. İki kardeşini koruyamadığı için yıkılmıştı. Kardeşin biri can çekişiyordu. Diğeri de kara toprak olmuştu...
Bölüm sonu...