Sezgilerine güvenen ve hissettiği gibi önlemini alan Adar ağa hiç beklemediği iftirayı son ana kadar hissetmemişti. Dağ keçisi yalancı kızın gömleğinin düğmelerini açması ve sadece bir dakikalığına tuttuğu kolunu ağalara gözyaşları içinde göstermesi bile ona kötüsünü düşündürtmemişti. Ancak eliyle kendisini gösterip sol elinin işaret parmağını kanca çekline getirerek dudağının yanına yasladıktan sonra aynı eliyle serçe parmağını salladığını gördüğünde Adar ağa beyninden vurulmuş gibi yerinde donup kaldı. Ağalardan biri çıkıp yüksek sesle de işaret dilini çevirdiğinde ağaların buz gibi bakışlarının kurbanı olması kısa sürmedi. Bu kız ne diyordu? Namusunu kirlettiğini nasıl olur da onca ağanın içinde Adar ağa gibi birinin yaptığını söylerdi? Ona köyüne yollayacağı

