ELA KARAHAN’DAN Yarından sonra tam Arslan olacaksın ,” dedi . Ağzımdan istemsizce bir “Hah!” sesi çıktı. “Bu kadar emin olma ,”diye karşılık verdim . “Parmağında benim yüzüğüm var, Ela,” diye hatırlattı alçak ve güvenli bir sesle. O sırada etrafta bir kulaktan kulağa fısıldaşmalar ve yükselen alkış sesleri vardı. “Yalnız , senin parmağında da benim yüzüğüm var, Demir.” “İnkar eden olmadı ki.” “Ben de inkar etmedim zaten.” “Kesin öyle . Şimdi gülümse,” diye emretti adeta. Yüzüme o anda becerebildiğim en samimiyetsiz gülümsemeyi yerleştirip etrafa bakındım. Kına gecesi bittikten sonra herkes dağılmış, ailecek baş başa kalmıştık. Üstümdeki bindallıyı çıkarmıştım ve aşağıya inmiştim. Kınayı sevdiğim için ellerimdeki kınayı yıkamamıştım. Suzan Teyzeler henüz gitmemişti. “Ela , geld

