DEMİR Dayım, oyununu bozduğumu fark ettiği an, yüzünde beliren şok olmuş ifade, bir anda yerini kontrol edilemeyen bir öfkeye bıraktı. Yıllardır gözlerinde baba şefkatiyle, sevgiyle, her zaman gülümseyerek bana bakan o tanıdık adam, şimdi karşımda adeta başka biri gibi duruyordu. Gözlerindeki sıcaklık kaybolmuş, yerini kinle, nefretle dolu bir bakış almıştı. Dişlerini öyle sıkıyordu ki, çenesindeki kaslar belirginleşmiş, yüzü öfkeden kıpkırmızı olmuştu. “Herkes öğrenecek!” diye bağırdı, sesi avluda yankılanırken. Sesi, yıllardır tanıdığım o sakin ve sevecen dayımın sesi değildi; bu, içinde biriken hıncın ve hainliğin dışa vurumu gibiydi. Tam o sırada, avludaki tüm davetliler bir anda bize dönüp bakmaya başladı. Herkesin dikkati dayımın yükselen sesine ve bizim aramızdaki gerginliğe kilit

