DİCLE Demir, bir an için ışığa tutulmuş tavşan gibi donup kalmıştı. Aval aval yüzüme bakarken, saf bir merakla, “Tedavisi var mıymış?” dedi. Sanki az önce verdiğim haberi ya idrak edememişti ya da şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemeyip saçmalıyordu. Emin olamıyordum. Gözlerim tekrar dolarken, “Ne tedavisi, Demir?” dedim. “Hasta sayılmam ki. Hamileyim.” Silkelenir gibi oldu. Donmuş yüz ifadesi, eriyen buzlar gibi yavaş yavaş çözülmeye başladı. Dudağının sağ yanı, önce belli belirsiz, sonra giderek daha belirgin bir şekilde kıvrıldı. “Hamilesin,” dedi, Sanki bu kelimeyi söyleyerek gerçeği tartıyordu. Gülümsemesi, bir çocuğun ilk kez gökkuşağını görmesi gibi gitgide genişlerken, “Sen hamilesin,” diye tekrarladı. “Gerçek mi bu? Yoksa ben şirketten konağa giderken arabada uyuya mı kaldım” Rüya

