DİCLE Pazartesi sabahı erkenden çiftlik evinden çıktık. İlk durağımız, nikâh evrakları için vesikalık fotoğraf çektireceğimiz küçük bir stüdyoydu. Oradan sağlık raporu, kan tahlili ve bir yığın belgeyle uğraşarak koşturmacalı bir sabah geçirdik. Öğlene doğru, nihayet nikâh günümüzü almıştık; sadece bir hafta sonra resmen evlenecektik. Bu gerçek, içimde hem heyecan hem de tatlı bir huzur uyandırıyordu. Artık kimse bana kuma diyemeyecekti. Demir, omuzlarındaki gerginlik çözülmüş gibi derin bir nefes aldı. “Oh be, nihayet!” dedi, belediye binasından çıkarken. “Başvuru işini hallettik, artık rahatça karnımızı doyurabiliriz.” Yakınlarda, seçkin bir restoran bulduk. Siparişlerimizi verdikten sonra Demir, gömleğinin cebinden vesikalık fotoğrafımı çıkardı. “Bunu çok sevdim,” dedi “Çerçeveletip

