ŞEHVET+18

1003 Kelimeler
Memelerini emerken Hülya’nın inlemesi,biraz aklını başına getirir gibi oldu,ama durabilecek noktayı geçmişti,Hülya bakiremi onu bile bilmiyordu,şuan tek istediği içine girip,sabaha kadar sikişmekti. Kucağına aldığı Hülya ile birlikte yatağa doğru yürüdü,dudakları hiç Ayrılmıyordu,sanki yıllardır bu anı beklemiş gibi zevkten gözleri dönmüştü. Yatağa yatırdığı Hülya’nın yardımıyla,üzerindekilerden hızlıca kurtuldu,biraz daha yalayıp öyle girmek mantıklı diye plan yapmayı ihmal etmedi,eğer bakire ise acısı fazla olacaktı. Bacaklarını iki yana açıp diliyle klotirisini yalamaya başladı,Hülya öyle sesler çıkarıyordu ki,aklı yok gibi sadece avına odaklanmıştı. Tekrar yukarı çıkıp memelerini emmeye başladı,penisini girişe dayamıştı,yavaş yavaş giriyordu. Bir engel vardı,ama kolayca geçmişti,öyle anlatıldığı gibi Hülya acıdan ağlamamıştı. Tempoyu tutturup deli gibi başladılar,Hülya istediği her pozisyonda,duruyor harika vücudu Emre’yi dahada azdırıyordu. Sabaha kadar durmadan seviştiler,sabaha karşı uykuya daldıkları için,sabah kapının yumruklanmasıyla,gözlerini zor açtılar. Emre gözlerini açıp Hülya’nın memeleri arasında uyuduğunu anladığımda,dünyası başına yıkıldı. Bunu nasıl yapmıştı,ama şuan daha önemli bir sorun vardı,kapıdaki konuşmalar,resepsiyondan kart almaktan bahsediyorlardı. Hemen hızlıca düşündü,hala kendini aramakta olan Umut’a hızlıca mesaj yazdı, “gece Hülya rahatsızlandı,acildeyiz açamam,sonra aratacağım.” Planının işe yaraması için dua ediyordu,yolsa bütün sınıf,en yakın arkadaşıyla neler yaşadığını öğrenecekti. Umur mesajı okuyup,hocam Emre yazmış “Hülya hastaymış beklemeyin diyor”diye ona anlattığım mesajı anlatıyordu. “Tamam hadi biz gidelim çocuklar,onlar sonra ararlar bizi”deyip kapıdan ayrıldılar. Hala yatakta çırılçıplak Hülya ile yatıyordum,saçımı başımı yolmak istiyordum,biz nasıl böyle bir hata yapmıştık,ne olacaktı şimdi. Asya bunu duyarsa,bizi öldürse halkıydı,yüzü gözümün önüne geldi,elime düşen gözyaşım beni kendime getirdi. Elimle Hülya’yı dürttüm “kalk uyan bana bir açıklama yapman lazım”hiç kibar olamayacaktım,sarhoştum kendimi kullanılmış hissediyordum. Hülya gözlerin açıp, “ne oluyor beni dürtüyorsun” diye pişkince sorunca daha çok sinirlendim. Artık bağırmama engel olamıyordum, Hülya sen ne yaptın, biz ne yaptık bunu Asya’ya nasıl açıklarız, deli olacağım diye bağırdım. “Sabaha kadar sevişirken aklım neredeydi acaba, şimdi aklın başına geldi, salak salak konuşma, sanki ben tek başıma yaptım” deyip yataktan kalktı. “Kızım sen beni deli mi edeceksin, neydi o akşam çıplak karşıma çıkmak, dudaklarıma yapışmak, sarhoştum karşı koyamadım, beni mi suçluyorsun?” “Kes sesini Emre, sen sarhoştum ben değil miydim? Şimdi bütün suç benim mi oldu? Kendini hemen kurtardın galiba bunu beraber yaptık, kabul etsen iyi olacak !” Diye bağırdı. “ Allah kahretsin” deyip yataktan kalkıp üzerimi giyinmeye başladım, yatakta ki kanı görünce, “biz şimdi ne yapacağız Hülya?“ Asya bunu öğrenmemeli diyebildim. “Ne oldu korktun mu? Gece boyu hiç mi ayılmamıştın, sabaha kadar sevişirken hiçbir şey yok, şimdi benim suçluyorsun.“ Sen de istedin kabul et! Ben kendi başıma yapmışım şu an beni suçlaman, anlamsız pişmanım unutalım diyorsan, hiçbir şey olmamış gibi devam edelim. “Senin yüzünü dahi görmek istemiyorum artık, bunları yaşadıktan sonra, hiçbir şey olmamış gibi üçümüz yine beraber mi gezeceğiz, sen kafayı yemişsin benim yanıma bir daha yaklaşma deyip sinirle kapıyı çekip çıktım. Odaya girip hızlıca bir duş aldım, cebimdeki telefona hiç bakmamıştım, Asya şimdi meraktan deli olmuştur, ama mesaj yazacak yüzü kendimde bulamadım. Hülya’nın dediği gibi her şey bu kadar basit olabilir miydi? Hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza devam edebilir miydik, etmeliydik Asya’yı kaybetmeyi göze alamazdım. Gece yola çıkana kadar odadan çıkmadım, otobüse bindiğimizde bir çok soru soruldu, çok hastayım konuşacak halim yok diyip hiç kimseyle konuşmadım. Hülya sanki gerçekten hiçbir şey olmamış gibi, gece nasıl hasta olduğunu benim onunla nasıl ilgilendiğini ballandıra ballandıra anlatıyordu. Bu kızı hiç mi tanımadım diye düşündüm, benim de hatam vardı, ama deli gibi pişmandım. Hülya’da hiç pişmanlık görmemek, beni daha çok korkutuyordu. Asya’ya sadece “geç geldiğimiz sabah erkenden parkura gittigimizi, çok yo”ğun geçeceğini döndüğümde arayacağımı yazan bir mesaj göndermiştim. Bir anlatmayi düşündüm, ama bunu hiçbir insan evladından anlamayacağını biliyordum, hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını da biliyordum, gerçekten dünya başıma yıkılmış gibi hissettim, ama bunu söylersem dönüş olmazdı, o yüzden susmaya karar verdim. Pazartesi okula giderken, otobüs gelmeden gelmişti Asya, “seni çok özledim “ deyip boynuma atladı, sarıldım ama pişmanlıktan deli oluyordum. Hülya Asya’nın yanına gidip, seni çok özledim bu küstünlük bitsin deyip sarıldı, beni şaşırtmaya devam ediyordu. Gezinin üzerinden bir ay geçmişti, Hülya’yla hiç konuşmuyorduk, mecbur kalmadıkça Asya bazen fark ediyordu, “bu ara kafan çok yatmıyor diye, çok konuşmuyorum” deyip geçiştirmeye çalışıyordum. Bir gece Hülya ağlayarak aradı, “Emre annemler memlekette, sanırım eve hırsız girdi, çok korkuyorum ne olur hemen gel”dedi. O an aklıma yaptıkları gelmedi, ya da geldi ama zor durumda diye yardımına koştum, çiçeklerin altında hep yedek anahtarları olurdu, onu bulup hızlıca kapıyı açıp içeri girdim. Hülya karşıma transparan bir gecelikte duruyordu, “seni çok özledim, başka türlü gelmeyecektin bana başka seçenek bırakmadın, ne olur seni çok istiyorum,”deyip boynuma sarıldı. Memelerini göğsünde hissediyordum, ellerini boynundan çekmeye çalıştım her hareket ettiğinde daha çok sürtünüyordu bir süre sonra istemeden ellerim poposuna kaydı, o yuvarlak harika poposu, yine beni baştan çıkarmayı başarmıştı. İlk hataydı, ama bundan sonrası nasıl olacaktı ben de bilmiyordum. Okulun bitmesine bir aydan az kalmıştı,Hülya’yla müsait olan her yerde sürtünmeye sevişmeye başlamıştık. Harika bir vücudu vardı her dokunduğum da beni zevkten çıldırtıyordu Asya’ya baktığımda vücudu o kadar yağlıydı ki asla Hülya’yla olan gibi bir seks hayatımız olmayacağını biliyordum. Ve sanki hiçbir zaman yakalanmayacak gibi seks ilişkimiz her buluşmamızda daha çılgınca oluyordu. Artık sabahları otobüs durağında, Asya’yı beklemiyorduk bir an önce kampüse ulaşıp, bulduğumuz her yerde birbirimize dokunmak isteğimiz, resmen doyamıyordum Hülya’ya. Asya sürekli şikayet ediyor, artık eskisi gibi sohbet edemediğimizden, dışarıya hiç çıkmamadığımızdan şikayet ediyordu. Ama sevişmek öyle cazip biliyordu ki, Asya’yla dışarı çıkmak zaman kaybı gibi gelmeye başladı. Giderek daha çok kilo alıyordu Asya, sabah ilk dersi boş olduğu için biz kantinde otururken kampüse girdi, bizi fark etmediği için derslerine doğru yürümeye başladı, arkasından baktığımda benim aşık olduğum kadın bu olamaz dedim. Annemin dediği kadar vardı galiba, bacakları birbirine sürtüyor, büyüdükçe paltonun yukarı doğru çekiliyordu, kalçası biçimsiz omuzları çok genişti. Hülya sanki neye baktığımı bilir gibi, bacağını bacağını sürttü, bu gece sana bir süprizim var deli olacaksın deyip gerçekten hastayı kafamdan komple sildi. Dış görünüşünü beğenmesende Asya’ya hâlâ aşık olduğumu düşünüyordum, ondan ayrılmayı bir gün bile düşünmedim, sanırım Hülya’yla yaşadığımızı yaşayıp, Asya’yla evlenirim gibi hayallerim vardı. Ama hiçbir yalan sonsuza kadar sürmezmiş öğrenmen çok yakında.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE