Aşkın ne olduğunu anladığımda yedi, Aşkı bulduğumda on dört, Onu kaybettiğimde on sekiz yaşındaydım. Kaybettiğim için hiç üzülmemiştim, bulduğumda hiç sevinmediğim gibi. Çünkü bir gün kaybedeceğimi biliyordum, bunları hak etmediğimi biliyordum, arkada kalacağımı biliyordum. Bu yüzden ne arkada kaldığımda üzülmek için kendime fırsat verdim, ne de ona vermek istedim. "Bazen, o güne dönmek istiyorum." dedim itiraf ederek. Sedef bayık gözleriyle içkisinden koca bir yudum aldı. Sude önündeki mezeden başını kaldırarak göz kırptı. "Hangi gün?" dedi ama doğru düzgün konuşamamıştı bile. Biraz olsun kendimden uzaklaşmak için 'içmeye gidelim, eskisi gibi.' demiştim ve sanki bunu dememi beklemişler gibi buradaydık. Ve biraz sarhoştuk. "O güne." dedim yeniden ve şarabı kadehime doldurdum. "Dön

