"Kedi." "Irmak." deyince "Ya!" diye mutlulukla bağırdım. Irmak, Kağan'ın küçük kız kardeşiydi. Barın çatısındaki minderde saatlerdir oturuyorduk ve ben bir oyun fikri sunmuştum. Dediğimiz kelimede aklıma ne geliyorsa onu söylüyorduk. "O nasıl?" diye sorunca "İyi iyi." dedi ve sırıtarak kolasından içti. "Medyaya bizim fotoğraflar yansıyınca hemen aradı beni...bir güzel azar çekti." deyince güldüm. "Nasıl söylemezsin falan klasik, yurt dışına çıkmak istiyor." gözlerimi kırpıştırdım. "Hiç değişmemiş." "Hıhım." dedi ve devam etti. "Yaprak." deyince "Efendim?" diye sordum. Güldü. "Hayır. Yaprak deyince ne geliyor aklına?" dediğinde "Ha." diyerek gözlerimi kıstım. Pislik. "Kağan." dediğimde "Hm?" dedi. Sırıttım. "Yaprak deyince Kağan geliyor aklıma." bu sefer gözlerini kısan oydu. "Çatı.
Ücret ödemeden günlük olarak güncellenen sayısız kitap ve hikayeyi okumak için QR kodunu tara ve hemen indir


