Eve dönüş yolculuğu, elektrik yüklü bir sessizlikle geçti. Yaman'ın parmakları direksiyonu öyle bir sıkıyordu ki, eklemleri bembeyaz olmuştu. Yan koltuğunda ise Hayal, camdan dışarıyı izliyor, ıslak caddelerde yansıyan neon ışıklarının içinden geçip gidiyordu. İçi, restoranda yaşadığı küçük zaferin verdiği geçici bir güçle hâlâ çarpıyor, ama bunun bedelini ödeyeceği korkusuyla da buz kesiyordu. Malikanenin devasa kapıları ardlarından kapandığında, dış dünyayla olan son bağlantı da kesilmiş gibi oldu. İçerideki hava, dışarıdaki soğuk havadan daha ağırdı. Yaman, paltosunu öfkeyle bir vestiyere fırlattı ve dönüp Hayal'e baktı. "Şimdi," dedi, sesi tehlikeli bir alçaklıkta, restorandaki şaşkınlığın yerini yeniden katı bir kontrol almıştı. "Orada tam olarak neyin cüretini gösterdin?" Hayal, t

