Yoruldum bu dünyadan
Sarmış karanlık her tarafını
Hiç iz kalmamış hayâdan
Çevirmiş hayâsizlar etrafını
Bir ferman geldi dediler sevdadan
Sevenler silmiş sevdasını
Çıkardım hançeri kalbimdeki yaradan
Ama unutmadım gözlerinin karasını.....
Ve işte ben gidiyordum senden,
Anılarımı da alıp yanıma
Kırgınlıklarımı gömüpte toprağa
Gözyaşlarım ıslatirken dudaklarımı
Ve işte ben gidiyordum senden
En çok acıtan hangisiydi diye sorsan
Kalmak derdim elbette
Yanındayken acılarım kanatiyordu kalbimi
Gidiyorken ise en mutlu hatıraların saklıydı koynumda
Kolay olan seni sensiz benimle götürebilmekti
Ve işte ben gidiyordum senden
Ruhumu ellerine bırakıp
Nefesini iyice içime çekip
Gözlerini kalbime saklayıp
Ve işte ben gidiyordum senden
Yüreğimde buruk bir his vardı
Üzgün müydüm yoksa kırgın mı bilmiyordum
Yüzümdeki gülümseme solu vermişti sanki
Aslında nadir solardı, mütemadiyen gülerdi yüzüm.
Üzgün olsam bile gülerdi.
Ama şuan mutsuz asabi bir bakış vardı yüzümde.
nedenini benim bile bilmediğim bir kırgınlık vardı içimde....
Galiba ben kendini tekrar eden arsız bir yalanciydim. Her seferinde seni unuttuğum konusunda kendime yalan söylerken, sana olan aşkımada arsız bir aşık gibi davranıyordum...
bence ne istediğimi bende bilmiyordum. Tek bildiğim şey ise ben sensiz kafese kapatılmış bir kuş gibiydim.. Sanki aşkım bir kafes kalbimde içinde öten bülbül olmuştu.
Kapısını açsan kaçabilir miydim hiç bilmiyorum. Ama şunu biliyorum ki bu bülbül bir tek senin için dillenirdi.......