Ateş'in gidişini o görüşümden çıkana kadar izlemiştim. O görüşümden çıktığındaysa derin bir iç çekmiş ve Merih'in yanına geri dönmeyi düşünmediğim için basamaklara doğru bir adım atmıştım. "Bu kadar çok mu üzüldün?" Merih'in hemen arkamdan gelen sesinin içindeki iğneleri çıkarıp kenara koydum. Her seferinde lafı ondan hoşlanıyor musun sorusuna getirmesinden bıkmıştım. Aslında bıktığım temel şey oydu. "Seni ilgilendirmez." En alttaki basamağa uzanan ayağım onun bileğimi yakalayıp beni geriye çekmesiyle durdu. Konuşacağımız hiçbir şey yokken nasıl sürekli iletişim halinde olup diyaloglar kuruyorduk anlamıyordum. "Merih ne istiyorsun?" dedim bıkmış bir sesle, artık ona üzülen ve suçluluk duyan yanımın sesi çıkmıyordu. Yaşadıkları için üzgündüm ama hepimiz zor şeyler yaşıyorduk nihaye

