Adriana kalenin geniş koridorunda bir hizmetçinin eşliğinde ilerlemeye başladı.Alt kata inen merdivenler oldukça dar ve kıvrımlıydı.Hizmetçi kendisine verilen görevi yerine getirmeye çalışıyordu haliyle.Bütün kale çalışanları arasında Lordlarının Leydi Beatrice değil de, kız kardeşi Adriana ile evlendiği bir anda yayılmış,hepsi şaşkınlığını gizleyememişti.Kimse henüz işin iç yüzünü bilmiyordu.Nikah sonrasında Lord Desmond'un yeni karısına hizmetçilerin odalarının bulunduğu katta oda verilmesini emretmesi,herkeste şok etkisi yarattı ve Lordun bu kadar öfkelenmesinin sebebini oldukça merak ettiler.
Genç hizmetçi Amy,arkasında sessizce yürüyen kadına göz ucuyla bakındı.Kendisine eşlik eden Leydinin bu karara boyun eğmesi, Amy e göre çok ilginçti.Çünkü asil kadınlar sıradan insanlar değillerdi ki,kalenin bakımsız,kasvetli,küçük odalarında yaşasınlar.Asil biri için,düştüğü durum gerçekten vahimdi.
Ayrıca bu kadın Lord Desmond un biraz önce karısı olmuştu.Nasıl bir adam karısını böylesi aşağılık bu duruma düşürür,gururunu hiçe sayardı? Bir kaç kapı geçtikten sonra,koridorun sonunda bir kapının önünde durdular. Amy uzun süredir kullanılmayan odalardan birine getirmişti onu ve muhtemelen temizliğe ihtiyacı vardı.Kapıyı açmadan önce Adriana ya bakarak,
"Şey...Leydim"dedi çekingen bir tavırla."Oda çok pis ve bakımsız.İnanın en kısa sürede temizler ve rahat kalabileceğiniz bir yer haline getirebilirim.Eğer haberimiz olsaydı..."sonra düşündü ve kendine kızdı.Tanrım!Bazen inanılmaz aptalca konuşuyordu.Kalenin sahipleri yeni geline hizmetçi odası hazırlayın demezlerdi herhalde.
Adriana kendisine telaşla açıklama yapmaya çalışan hizmetçiye içten bir şekilde gülümsedi.Onu anlayabiliyordu.Daha önce bir asilin hizmetçiler için ayrılmış odalarda kalması nerede görülmüştü?Aslında Lord Desmond'un vermiş olduğu bu karar kendisini hiç de üzmedi.Aksine o ve kız kardeşini
burada kaldığı sürece çok fazla görmemek en iyisi olacaktı.Pek sevgili kocasına kararından dolayı kesinlikle teşekkür etmeliydi. Kocası mı? Gerçekten onunla evlenmişti... Tüm bunların kâbus olmasını diledi bir an.Uyanmalı ve herşey sona ermeli,evine dönmeliydi.Ama maalesef ki,her şey o kadar gerçekti ki,geri dönüşü olmayan bir yola girmişti.Bugünden sonra başına ne geleceğini bilmiyordu.Ancak içinde Lord Desmond'a karşı en ufak bir korku yoktu.Zaten korksaydı onunla evlenmeyi,bedel olmayı kabul etmezdi kesinlikle.
"Benim için hiç sorun değil inanın."diye cevap verdi ciddiyetle."Kendim de halledebilirim.Nasıl olsa yapacak hiç bir işim yok."
Amy kesinlikle kibar ve alçakgönüllü olduğuna karar verdiği Leydiye hayranlıkla bakakaldı.Düştüğü durumdan hiç de rahatsız görünmüyordu.Ama çok merak ediyordu,bu kadın Lord Desmond a ne yapmıştı?Neden onu böyle ağır bir şekilde cezalandırmayı seçmişti.Kapıyı sert bir şekilde açarak, odaya girdiler.İçeri girer girmez odadaki toz kokusu boğazlarını yakınca,ikisi de olduğu yerde durdu.Köşede bulunan küçük pencereden odaya yayılan ışıkta,etrafta uçuşan toz tanelerini net görmek mümkündü.Burunlarını kapasalarda öksürmekten kurtulamadılar. Amy koşarak pencereye ulaştı ve açmaya
çabaladı.
Üsteki mandalı nasıl takıldıysa,oldukça zorlandı genç kız.Ve bu arada sessizce lanet okudu.Adriana odanın içinde bulunan eşyaları incelemeye başladı.Sağ tarafındaki duvarın hemen önünde demir kısımları iyice paslanmış bir yatak vardı.Üzerindeki sedir nemden yer yer sararmış,kokusu içeriyi sarmıştı.Hemen yanında küçük tahta ayaklı bir masa ve tek ayağı kırılmış bir sandalye duruyordu.Sol taraftaki duvarda elbise dolabı olsa da,kapakları yere düşmüş,muhtemelen artık tutmuyordu.
Amy sonunda pencereyi açmış,içeriye biraz olsun hava girmişti.Sonrasında Adriana gibi etrafına bakındı.Fakat onun tepkisi, Leydininkinden daha sertti.
"Aman tanrım!Burada bir hayvan bile yaşamaz Leydim!Siz nasıl kalacaksınız?"diye seslendi endişeyle.
Genç kız düşüncelerinde tamamıyla haklıydı aslında.
Adriana,Amy e gülümseyerek gözleri ile dolabın arkasını işaret edip,
"Bence yanılıyorsunuz."dedi oldukça rahat ve keyifli bir ifadeyle."Bak burada yaşayan bir canlı var."
Amy hızla o yöne döndü. Onlara doğru bakan küçük fındık faresi sanırım davetsiz misafirlerinden pek hoşlanmamıştı.Odanın içinde yankılanan çığlık,narin hizmetçi Amy'e aitti.Adriana yaşadığı kötü anlardan sonra ilk defa içinden gelerek kahkaha atmış,eski yatağın üzerine çıkmış korku ile zıplayan hizmetçiyi seyrediyordu.Biraz sonra inanılmaz bir ses duyuldu.Amy,üzerinde tepindiği yatakla birlikte olduğu yere çöküverdi.Başta ne olduğunu anlamasa da kaba etinin üstüne yere çakıldığında kendine gülen Leydisini fark etti ve tüm korkusunu unutup aynı şekilde gülmeye başladı.İki bayanın neşe dolu sesleri odada yankılandı.
"Sanırım küçük fare çok mutlu olmuştur.Şuanda yatacak bir yatağınızda kalmadı Leydim..."dedi Amy kahkahalarının arasından.
Bir süre daha etrafı incelediler.Adriana yapacak bir işi olmadığı için bundan sonra kalacağı bu odayı temizlemeye başlamalıydı.
Amy kalbinin ısındığı Leydisine yardım edecekti çünkü bu kadından gerçekten hoşlanmıştı.
Adriana tüm gününü kalacağı odayı temizlemekle geçirdi.Böylelikle aklındaki düşüncelerden,nikah sonrası duyduğu öfkeden biraz olsun uzaklaşmayı başarabildi.Her ne kadar odanın daha temiz ve yaşanabilir bir hal almasını sağlamaya çalışsa da,içindeki his bu kalede çok uzun süre kalmayacağını fısıldıyordu.Belki de çaresizce umut ediyordu.
Amy diğer boş odalardan topladığı sağlam masa,sandalye dolap ne varsa bahçıvan Hector la birlikte odaya taşımış,odanın havasını değiştikçe neşesi iyice yerine gelmişti.Gerçi zavallı Hector artık o kadar yaşlanmıştı ki,Amy eşyaları taşımadan ölmesin diye dua etti.Yaşlıydı ama çenesi hiç durmuyor,gelip giden hafızası ile geçmişte yaşanan bir dizi savaş,yanında çalıştığı Lordlar ve onların hazin sonları... aklına ne geliyorsa anlatıp duruyordu. Her zamanki gibi tabi ki... Kalede çalışan hizmetkarlar defalarca dinledikleri anılarına artık aldırmaz olmuş,onu dikkate bile almıyorlardı.Bu demek değildi ki Hector sevilmeyen biriydi,bilakis herkes onu sever ve saygı duyardı. Yaşlı olması bir yana,kültürlü bir adam olması saygı duyulması için en güzel sebepti şüphesiz.
Adriana temizlik boyunca tüm dikkatini Hector a verip,oldukça iyi bir dinleyici oldu.Tıpkı okuduğum kitaplar gibi diye geçirdi içinden. Hector istese anılarını bir kitaba dönüştürebilir,ilgi çekici eserler çıkarabilirdi. Adriana kendince bir kaç güzel hikaye yazmış,ama bunu kimse ile paylaşmamıştı.Kadınların içinde yaşadığı toplumda yeterince değeri yokken,bir kadın tarafından yazılan bir kaç yazının nasıl bir değeri olabilirdi ki?Toplumun ön yargısı maalesef ki,kadınların sanat konusunda kendilerini ispat etmelerini engelliyordu.
Amy ilk içeriye i girdiklerinde yaşanmaz olarak düşündüğü odaya,şimdi beğeni ile bakarak gülümsedi. İnanılmaz bir güçle çalışıp,odayı temizlemişlerdi sonunda.Ama şuan görünen o ki lekeden ve tozdan yüzleri ve elleri inanılmaz pis görünen iki şey kendisi ve Leydi Adriana idi.Bir an önce yıkanmaları ve bedenlerine yapışmış kirden arınmaları şarttı.Tüm bunları düşünürken odanın kapısı hızla açıldı.Anlaşılan gelen kişi terbiyeden pek bir yoksundu.Kapı çalmanın ne demek olduğunu bilmiyordu.Karşısında Melani yi görünce hiç de şaşırmadı genç kız.Bu kaba,kendini beğenmiş kızıl saçlı cadolazdan kibarlık beklemek saçma olurdu elbette.
Hizmetçi Melani karşısında duran iki kadına alaycı bir şekilde baktı bir süre.Yüzündeki ifadeden çok eğlendiği anlaşılıyordu maalesef.Amy onun tavrından oldukça rahatsız olmuş bir şekilde,
"Melani sen insanların odasına hep böyle mi girersin?" dedi oldukça sert bir ses tonuyla."Almış olduğun terbiye sanırım yetersiz.Bir Leydinin odasına kapıyı çalmadan girmek çok ayıptır.Bunu gayet iyi bilmen gerekiyor."
Melani kendisini uyaran Amy'e alaycı bir bakış atarak,kollarını göğsünün üzerinde birleştirdi.Karşındaki kadınların halinden çok fazla hoşnut olduğu küçümser tavrından belli oluyordu.
"Amy buranın bir Leydinin odası olduğunu nereden çıkardın?"diye cevap verdi.Ve sonrasında belli belirsiz gülümsedi."Senin de bildiğin gibi asil hanımlar bizim yaşadığımız katlarda değil, kalenin en güzel ve şık odalarında yaşarlar.O yüzden bu konuda benimle tartışmasan iyi olur canım."
Amy o an onu kırmızı saçlarından tutup,küçük kafasını pis su dolu kovaya sokmayı çok istedi.Uzun süredir birlikte çalışmalarına rağmen bu kızdan hiçbir zaman hoşlanmamış,kibirli ve büyük burnu ile onu çok çekilmez ve itici bulmuştu.
Adriana iki kadın arasında oluşan gerginliği anlamış,ortalığı yumuşatma çabasına girdi.
"Amy doğru söylüyor."dedi araya girerek."Şuan burada sizlerden hiç bir farkım yok.Benim için insanların sahip olduğu konum değil.Saygı sadece kendinden daha üstün yada zengin insanlara verilen bir değer değildir.Kendinizi bana karşı nasıl görüyorsanız öyle davranabilirsiniz."
Melani kendini haklı görürcesine omuzlarını dikleştirdi.Demek Leydi yenilgiyi kabul ediyordu.Ne hoş...
"Ne istiyorsun Melani? Niye geldin söyler misin?"dedi Amy.
"Lord Desmond derhal tüm çalışanları yukarıya istiyor.Bizimle konuşacakları varmış."Adriana ya baktı dikkatle."Ve özellikle sizi de bekliyor.Hemen!"
Amy bu ani çağrıya ne diyeceğini bilemedi.
"Ama bu halde...önce yıkansaydık... Pislik içinde yuvarlanmış farelere benziyoruz."diye geveledi.
"Biliyorsun ki sevgili Lordumuz bekletilmekten çok hoşlamaz.Emirlerine karşı gelmezsen iyi olur.Yoksa yanındaki kadına mı güveniyorsun?"Küçümser bir bakış attı."Onun da senden farkı yok tatlım inan."
Adriana gelen çağrıyı gayet sakin karşıladı aslında.Elbet bu adamla karşı karşıya gelecekti.Sonuçta Lord kendisini bedel olarak kabul etmiş,öfkesini bir şekilde çıkarmak için elinden geleni yapacaktı. Hizmetçileriyle birlikte kendisini de çağırmak, sen benim için onlardan birisin demekti.Gerçekten hiç önemli değildi.Lord onu aşağılamak için elinden geleni yapabilir,yüzüne nefretini istediği gibi kusabilirdi. Adriana çelik zırhını kuşan ve bu adamın karşında eğilme sakın dedi sessizce. Seni üzebilmesi için o insanın senin gözünde değerli olması gerekir biliyorsun. Bu imkansız olduğuna göre,yapılan hiç bir şeye üzülmeye de gerek yok. Savaş başladı Leydi Cromwell...
İki kadın hızlı adımlarla salona doğru yol aldılar.Yüzlerini yıkamaya,elbiselerini değiştirmeye fırsatları bile olmadı.Onlardan önce gelen bir kaç hizmetkar,salonun ortasında yanyana dizilmiş bekliyorlardı. Adriana onların arkasında durup,başını dik tutarak,kendinden emin ve korkusuz bakışlarını onları izleyen adama dikti.
Desmond oturduğu masadan gayet ciddi bir ifade ile ayağa kalkıp karşısında saygı ile boyun eğen hizmetçilerine bakındı. Gözlerindeki soğuk ifade hepsinin kanını dondurdu adeta.Çünkü bu adamı hiç bu kadar öfkeli ve otoriter görmemişlerdi.Sevgili Lordları ne olmuştu da,hizmetçilerine karşı sert davranmaya başlamıştı?
Lordun bakışları Adriana ya kaydı usulca. Ne kadar pis göründüğünü fark etmiş olacak ki,yüzü ekşidi. Genç kız midesinin bile bulandığını hissetti.
Ama bu durum garip bir şekilde Adriana'nın hoşuna gitti.Ve çok eğlendi.Zavallı adam evlendiği kadının görüntüsü ile şaşkına dönmüş,ben ne yaptım demişti kesin.Gözlerini Desmond'an kaçırmadı.
"Sizi buraya neden topladığımı hepiniz merak ettiniz sanırım."dedi Desmond ve bunu söylerken Adriana'yı izliyordu."O yüzden hemen konuya gireceğim.Biliyorsunuz ki şuan arkanızda bulanan Leydi Adriana ile maalesef ki evlendik.Bunun gerçek bir evlilik olmadığını herkes biliyor.
Gerçi gördüğüm kadarıyla,ona asil demekle çok abartmış oluruz.Sanırım kendisi de bunun farkındadır."derin bir nefes aldı.Bu kadınla nasıl evlenmişti?Bu hatayı nasıl yapmıştı?Hala aklı almıyordu."Her neyse...bundan sonra Adriana sabah, akşam yemeklerini sizinle mutfakta yiyecek.Ona herhangi bir ayrıcalık tanımanızı istemiyorum.Artık o da sizlerden biri.Şu pis..."küçümser bakışlarıyla baştan aşağı genç kızı süzdü." haliyle de bunu kanıtladı zaten.Söyleyeceklerim bu kadar."Ve Melani'ye kaydı bakışları"Bu arada Melani, Adriana'ya bazı işler vermeni istiyorum.Tüm gün odasında boş oturmasın.Burada yaşamanın bir bedeli olduğunu bilmesi gerek."
Amy içinden bu adama küfür ediyordu sessizce.Keşke cesareti olsaydı da,içinden geçenleri yüzüne söyleyebilseydi.Kahretsin ki yoktu!
Leydisini aşağılamak için büyük savaş verdiği kesindi.Oysa evlendiği kadını,gözündeki perdeyi kaldırıp bir görebilse,nasıl pişman olurdu kim bilir.Ve dua etti,Tanrım lütfen şu adamı Leydi Adriana'nın aşkı ile cezalandır da aklı başına gelsin!Lütfen...
Adriana Desmond un söylediği hiçbir şeyi umursamadı kesinlikle.Arkasına saklandığı çelik zırh onu gerçekten korumuştu.Zaten kendini bu evin hanımı,onun karısı olarak görmüyordu.Verecekleri bir avuç yemek için,çalışmak utanç verici de değildi.Ne olursa olsun bu kaderi kendisi seçmişti ve geri adım atamazdı.Lord Desmond karşısındaki kadının aciz ve çaresiz olduğunu düşünürek ne kadar büyük bir yanılgıya düştüğünü elbette ki anlayacaktı.Üstelik çok kısa sürede...
Hizmetçiler verilen emirle dağılırlarken, Adriana da salondan çıkmak için adım attı. Ne var ki Desmond'un onun adını söylemesi ile olduğu yerde durmak zorunda kaldı.Derin bir nefes alıp, ona doğru döndü ağırca.Kendisine tiksinir gibi bakan adam bir süre sessizce onu izledi.Sonra yine o aşağılayan tavrıyla,
"Sanırım aldığım kararda yanılmadığımı görüyorum."dedi küstahça gülümseyerek."Yeni yaşantınıza çok çabuk adapte olmuşsunuz bakıyorum da Leydi Cromwell."
Adriana kendisi ile dalga geçerken eğlenen zavallıya acıyarak baktı.
"Leydi Cromwell."diye cevap verdi ciddiyetle."Hala bu soyadını taşımaktan gurur duyuyorum inanın.Kalbim evet demedikten sonra,rahibin karşısında dilimin söylediği evetin hiç bir önemi yok.Ben de sizi eşim olarak değil, alalade bir insan olarak görüyorum.Şuan karşınızda çok pasaklı ve pis duruyor olabilirim,fakat bilin ki halimden hiç şikatyetçi değilim çünkü sizin kalbiniz benim şuanki görüntümden daha kirli.En azından ben yıkanır ve temizlenirim,ya sizin içinizdeki kir! Ondan nasıl kurtulacaksınız merak ediyorum."
Sonra hızla salondan çıktı genç kız. Desmond'un arkasından bir şeyler mırıldandığını duydu ama aldırmadı.Çünkü bu adam onun için asla önemli değil ve olmayacaktı.