1.BÖLÜM
DİLA
“ Hayatının aşkı kapına evine kadar gelmiş desene . “
“ Ya ne hayatımın aşkı ama tam hemşireye yakışır elinde silahlı yaralı bir adam gökten salonuma düştü ne aşk ama . “
“ Tamam işte hem iş aşk , sen yarasını iyileştir o da seni . “
“ Ya kızım saçmalama ya benim aşk işlerinde gözüm yok . “
“ Aşksız yaşanmaz kızım . “
“ Bunu bana sen mi diyorsun . “
“ Ne varmış bende seçiciyim sadece . “
“ Evet hem de ne seçici ilk buluşmada adam başka yere baktı diye adamı dönüp hastanelik etmiştin . “
“ O da bana baksaydı madem bakmayacaktı niye geldi , hak etti öküz . “
“ Neyse sohbetine doyum olmaz ama benim uyumam lazım malum işe gidiyorum bazıları gitmese de .
“ Okuyorum kızım ben . “
“ Aman nasıl okumak 2 yıllık üniversiteyi 4 yılda bitiremedin . “
“ Kısa yoldan 4 yıllık okul okuyorum işte daha ne . “
“ Okulun senden haberi bile yok , okulun kapısından kaç defa girdin ? “
“ Yakışıklı erkekler olduğu sürece girmişimdir saymadım malum bereketi kaçmasın . “
“ Aman kaçmasın hadi sana iyi avlanmalar . “ Kısık sesle erkek avcısı diyerek odama girdim ve kapıyı örterek yatağıma yattım .
Aklım hala dün gece ki adamdaydı . Kimin nesi , nereden çıktı ve ne için geldi ama her halinden tekin bir adam olmadığı belliydi . Neyse inşallah bir daha aynı şartlarda karşılaşmam diyerek gözlerimi kapattım . Sabah yedi de uyanıp acelece üzerimi giyinip odamda kulaklığımı aramaya başladım ama bulamayınca diğer odalara teker teker bakınmaya başladım . Her yeri aradıktan sonra sıra oturma odasına geldi . Yastıkları teker teker kaldırıp altına bakarken tam yastığın birini kaldırdığım sırada yere bir şey yuvarlandı . Küçük flaşa benzer bir şeydi ama ne olduğunu tam anlayamadım . Belki filizindir diye düşünerek ten odama kalemliğin içine koydum . İşe geç kalmamak için kulaklığımı bulamadan evden çıktım . Durağa ilerleyip otobüse binerek hastaneye gittim . Hastane bu gün çok telaşlıydı çünkü yeni bir cerrah ve aynı zamanda baş hekim gelecekti . Her kez iyi giyinmiş ve bir düzen içerisindeydi . Her kez baş hekimin kim olacağı hakkında ve kimi sekreteri veya baş hemşiresi yapacağı hakkında konuşuyordu . Kimseyle bu tarz konuları konuşmayı sevmediğimden iş yerinde de pek arkadaşım var denilemezdi . Bir nevi yalnız kurttum . Hastanenin hem yeni baş hekimi hem de cerrahı geldiğinde her kez o nu görmeye toplantı salonuna doluşmuştu . Kapıdan geçerken bakmaya çalıştım ama o kadar kalabalıktı ki hiçbir şey göremedim . “ Aman sanki bana mı geliyor , geliyorsa gelsin bana ne diyerekten toplantı salonunun kapısından çıkarak geri işime odaklandım . Acile gelen bir kaza vakası vardı ve herkes baş hekimin peşindeydi . Yaralılara müdahale ederken durumu çok ağır olan bir hasta geldi . Kolu kopmak üzereydi ve bilinci kapalıydı . Ameliyathaneyi hazırlayarak doktorlara bilgi geçtim ama ses eden olmadı bir kişi haricinde . Ameliyata Ameliyat a girdiğimizde daha önce hiç görmediğimi düşündüğüm bir doktor ile girdim . Doktor kolu iptal etmemizi söylediğinde karşı çıkarak geri bağlayabileceğimizi söyledim .
“ Bu delilik ve zaman kaybı olur zamanını başka önemli işlere harcayabilirsin . “
“ Bu mümkün siz üstlenmezseniz ben üstlenirim . “
“ % 10 şansın var . “
“ En azından % 10 luk bir ihtimal var ve denemeye değer . “
“ Vazgeçmeyeceksin dimi ? “
“ Asla . “
" Peki madelim görelim . "
Mecbur ameliyatı yapmayı kabul etti ama böyle büyük bir işe kalkıştığım için ceza alma riskini de göze almış oldum . Dokuları iyi yerleştirmek 8 saatimiz i alsa da başardığımızı düşünüyordum . Ameliyattan çıkarken aklımda olan tek şey vardı ‘ inşallah yanılmamışımdır . ’ Ameliyathanenin kapısından çıkarken doktor “ azmin takdir edici ama akıllıca değil dikkatli ol . “ diyerek yanımdan geçti ve gitti . Sahi kimdi bu doktor ? ağzında maskesi olduğu için yüzünü tam göremedim ama renkli gözleri gerçekten hoş görünüyordu . Hastanın yoğun bakım sürecini riski ben alan olduğum için yakından takip etmek istedim . Tahmin ettiğim gibi her savaşın bir sonucu vardır ve benim de bu savaştan nasıl bir hasar alacağım hastanenin anons undan baş hekimin çağırdığına dair konuşmayla adım adım yaklaşıyordu . Yoğun bakımdan çıkarak baş hekimin kapısının önüne kadar geldim . Derin bir nefes alıp kapıya tıklatarak içeri girdim . Baş hekim arkası bana dönük bir şekilde duvarda duran hastane bina planlamasına bakıyordu . Ufak bir öksürük ile sesimi toplayıp “ Beni çağırmışsınız . “ deyip baş hekimin ne söyleyeceğini merakla bekledim . Derin bir nefes alıp duruşunu hiç bozmadan ,
“ Ne yaptığının farkında mısın , yoksa sırf çıkarların için kahramanlık peşinde koşan birisi misin ? “
“ Bir hastanın hayatını kurtarmaya çalışmaktan ne gibi bir çıkar elde edebilirim . Hipokrat yemininin çıkarlar üzerine kurulduğunu hatırlamıyorum . “
“ Çok cesursun , eğer o hastayı kurtaramasaydın bedelini belki hayatınla ödeyebilirdin ne yaptığın hakkında hiçbir fikrin yok . “
“ Ben kararlarımdan çok eminim ve hep öyle davranmaya da devam edeceğim . Bunun sonucu ne olursa olsun . “
“ Kiminle konuştuğunu unutuyorsun sanırım . Bu kadar öz güven iyi değil dikkatli ol . “
“ Yüksek mevkide olmanız düşüncelerimi ifade etmemi engelleyemez maalesef . Cezam neyse razıyım . “
“ Ne olursa olsun mu ? “
“ Evet bedeli ne olursa olsun öderim . “
Azarlar bir üslupla “ cezanı sonra söylerim şimdi çık dışarıya “ dedi . Ne kadar saygısız bir adam konuşurken yüzümü bile bakmadı diye içimden söylenerek dışarıya çıktım . Cezamın ne olacağını düşünürken aradan geçen birkaç saniye sonra yanıma gelen bir hemşirenin “ Hayırlı olsun “ demesiyle dumura uğradım .
“ Ne için ? “
“ Yeni cerrahın baş hemşiresi olmuşsun , herkes bunun için yarışıyordu “
“ Yeni cerrah kim ki ? “
“ Sabah ameliyata girdiğin doktor yeni cerrahtı , sen de nasıl bir kızsın anlamadım ki hıh . ” Diyerek yanımdan uzaklaşarak gitti .
İçimden “ demek yeni cerrah oydu o yüzden hiç tanıdık gelmedi . Neyse görürüm artık bir ara yüzünü diyerek acil bölümüne inerek mesai bitimine kadar çalıştım . Etrafımdaki hemşire ve çalışanların gözü hep üzerimdeydi ve sürekli kendi aralarında fısıldaşmaları beni rahatsız etmeye başlamıştı . Şükür ki mesaim bitmişti ve eve gitmek için hastaneden ayrılıp durağa doğru yürümeye başladım . Birkaç dakika sonra otobüsün gelmesi ile otobüse binerek eve doğru gittim . Evin iki alt sokağındaydı durak . Orada inerek eve doğru yürüyerek ilerledim . Binaya girip kendi katıma doğru çıktım . Kapının önüne geldiğimde kapının aralık olduğunu görünce eve girmek istemedim ama belki filizin aralık bırakacağı düşüncesi ile kapıyı yavaşça kıyıl ayarak açtım .
Eve girdiğimde ev darmadağın olmuş ve hemen hemen her şey kırılmış bir vaziyetteydi . Odaları teker teker gezdiğimde ise diğer odaların da birbirinden bir farkı yoktu . Telefonu elime alarak filizi aradım ama çaldı çaldı açmadı . Polisi aradım ama evde parmak izine veya başka bir şeye rastlamadılar . Polis inceleme yapıp gittikten sonra evde sağlam kalan birkaç eşyayı topladıktan sonra her şeyi çöpe attım . Filize evi topladığımı ve evden taşınacağımı , birkaç gün arkadaşlarında kalmasını söylediğim bir mesaj attım ve evin güvenli olmadığını düşünerekten birkaç eşyamı alarak evden çıktım . Gidebileceğim tek yer hastaneydi , birkaç gün orada idare edebilirdim ama kesin çözüm bulmam lazımdı .