Keyifli okumalar
Gecenin bir yarısı hafiften yağmur yağıyordu. Elindeki kahveyle kitabını alırken aklında hala Yavuz'un cümlesi tekrar ediyordu. "Karım" demişti. Yüzünde sırıtış belli ederken Ayşenur hanım kızına baktığında, "Gülşah" diyerek seslendiğinde yerinden sıçramıştı. Elindeki bardak terastan düşerken Bekir geri adım atmak zorunda kalmıştı. Üst kattaki kardeşine bakarak, "Kafamı kırsaydın." dediğinde kahkahayı atmıştı. "Ağabey yengeme selam söyle" dediğinde gözleri ona bakarken hızlıca yukarı çıkmıştı.
"Ne dedin anlamadım." dediğinde," Elif’i sevdiğini biliyorum." dedi. Genç adamın bakışları şaşkınlık içinde kalmıştı. "Sen nasıl öğrendin." dediğinde kaşını kaldırdı. "Asker olduğumu unuttun mu? Hem o kadar belli ediyorsun ki anlamamak için aptal olmak gerekiyor." dedi. Derin bir nefes çekti. "Benden kaçısın yok Ağabey arkadaşıma sevdalısın haberim yok." diyerek sitem etti.
"Benim suçum değil Elif’in endişesi vardı. Belki kızarsın." dediğinde gözleri abisine şaşkınlık içinde kalmıştı. Derin bir nefes alırken, "Karışmam ben öyle" dediğinde odasına giderken Ayşenur hanım onlara bakıp gülümsedi. Kazım ağa karısına bakarken, "Senin evlendiğim güne şükürler olsun." dediğinde kocasına bakmıştı. "Yavuz'un onu fark etmesi lazım bu kız ne zamana kadar acı çekecek" dediğinde gözleri kadına bakmıştı.
"Ağam Gülşah ona sevdalı çocuktan beri ilk defa o zaman bana anne demişti." dediğinde gözleri dolduğunda, "Bak bunu bilmiyordum." diyerek karısına bakıyordu. "Senden korktu kızarsın sanmış." dedi. Derin bir nefes alırken, "Kuş olup yuvadan uçacak" dedi. Gülşah odasına girdiğinde yaşadıklarını düşündü. O her geçen gün ona bağlanırken Yavuz'un kalbinde hala o kadın olacaktı. Gözyaşları yanaklarına kayarken boğazında düğüm oluştu. " Seni her zaman seveceğim." diyerek gözlerini kapattı.
Yavuz'un hala kafası karışıktı. Sevdiği kadının bunu yapması canını yakıyordu. Terasta oturmuş çay içerken Gülşah'ın aslında onu içten affetmediğini görmüştü. " Ah be kadın bana ne yaptın böyle hem aşiretin kızı hemde askersin." diyerek mırıldandı. Annesinin sesini duyduğunda ona dönerken, "yaptıkların hiç hoş değil kıza kurduğun cümle yanlış ben seni böyle mi, yetiştirdim." dedi. Havva hanım oğluna kızgındı. Derin bir nefes alırken, " O kız seni affedene kadar ben seni affetmiyorum." diyerek gitmişti.
.....
Bu olaydan sonra üç hafta geçmişti. Düğün günü geldiğinde herkes konakta hazırlık yapıyordu. Gülşah yatakta gerinerek kalktığında karşısında asılı gelinliğe bakmıştı. Derin nefesler aldığında banyoya giderek duş almıştı. Sıcak bedenini gevşetirken yaşadıklarını düşündü. Sevdiği adamın sözleri kafasında tekrar ediyordu. Kapının tıklanma sesiyle yerinden sıçradı. "Gülşah kızım." diyerek seslenen annesine, "çıkıyorum anne" dediğinde bornozu giyerek çıkmıştı.
Ayşenur hanım kızına endişeyle bakmıştı. "Anne ben nasıl dayanacağım şimdi bana söyle" dediğinde gözyaşları akmıştı. "Ah güzel kızım keşke elimden gelse seni kurtarsam." dedi. Annesine sarılırken gözyaşları firar etmişti. Boğazında bir yumru oluştu. "Hadi hazırlan kuaför gelmiş." diyerek çıkmıştı. Gülşah'ın içinde bir sıkıntı vardı. Hazırlandığında kuaför saçını hazırladı. Bindallı giyerken, "Asuman'ın sesinin çıkmadığını görmüştü.
Kına için hazırlık yapıldığında akşamı beklemeye başladı. Ama içindeki sıkıntı sanki onu boğacaktı. Akşama doğru herkes toplanmıştı. Asuman hırs yapmıştı. Yavuz onun olacaktı. Telefonu eline aldığında ağlamaklı sesiyle onu aradı. Yavuz takım elbise giydiğinde arayana bakmıştı. "Asuman ne istiyorsun? Yine hangi oyunun peşindesin." dediğinde derin nefes almıştı.
" Yavuz yetiş kurtar beni öldürecekler." diyerek ağlamıştı. "Ne diyorsun sen kim öldürecek? Asuman'ın sesinin titrediğini anladığında," Kimse öldüremez nerdesin geliyorum. "dediğinde hemen telefonu kapatıp çıktığında herkes ona bakıyordu." Oğlum nereye gidiyorsun kınan var. "dediğinde kimseyi takmadı. Asuman yemin etmişti ki herşeyi hazırlamıştı. Yavuz bağ evine geldiğinde karşısında gecelikle bekleyen kadına bakmıştı. Genç adam ona öfkeyle baktığında tuzağa düştüğünü anlamıştı.
" Bana yalan söyledin yine oyun oynadın benimle." dediğinde tam çıkacakken dudaklarına yapışan kadınla kendini kaybediyordu. Asuman istediğini elde etmişti. Kendini ona teslim ederken bile hiçbir şey umrunda değildi. Kına gecesi günü evleneceği kadına ihanet etmişti. Gülşah'ın telefonuna gelen bildirimle okuduğu mesajla olduğu yerde kalmıştı.
"Evleneceğin adam benim koynumda zevk alıyor." gözyaşları akarken hızlıca hazırlanıp konaktan çıkmıştı. Herkes onun bu haline baktığında Ayşenur hanım endişeyle, "Gülşah kızım." dedi. Ama onu bile duymak istemedi. Onun şuan bu halde nereye gittiğini düşünmek bile istemiyordu. Derin bir nefes alırken bağ evine gelmişti. Kapı yarım bırakılmıştı. İçeri adım attığında gördükleri karşısında donup kalmıştı.
Asuman'ın yüzünde sinsi bir gülüş belirince Yavuz onun baktığı yere dönerken anlamazca bakmıştı. "Gülşah" diyerek mırıldandı. Ağlamamak için zor duran genç kadın sevdiği adama hayal kırıklığıyla bakıyordu. "Hayatımda gördüğüm en iğrenç insanlarsınız seni sevdiğim aşık olduğum güne lanet olsun." diyerek ağladığında arkasına bakmadan çıkmıştı.
Bekir'in gelmesiyle gördüklerine inanmak istemiyordu. Yavuz'un böyle bir insan olduğunu tahmin etmişti. Gülşah'ın gözyaşları akıyordu. Onun kalbi kırılmış, incinmiş paramparça olmuştu. Bekir onu araca koyarken gaza bastığı gibi konağa gelmişti. "Kazım Ağa" diyerek bağıran kızına bakmıştı. Yaşlı adam merdivenden inerken kızının ilk defa bu kadar çaresiz görmüştü.
"Bak bana baba berdel dedin kabul ettim sevdiğimi bile diyemedim sana kına gecemde bana ihanet etmiş onun koynuna girmiş baba canım yanıyor benim baba kalbimi kırdılar kanatsız bıraktılar söyle bana nereye gideyim he." dediğinde gözleri öfkeden deliye döndü." Kalk hadi sen benim kızımsın berdele gerek yok "dediğinde gözleri babasına dönerken," Kalbimi yaktılar baba ben burada kalamam artık nefes alamıyorum. "diyerek bağırdı.
Ayşenur hanım haberi aldığında konağı inletti. Kimse kızına bunu yapamazdı. Yavuz'un konağına geldiğinde ortalığı ayağa kaldırdı." Hakkı Ağa oğlunu yetiştiremedin kızıma yapılan reva mı? "diyerek sordu." Senin oğlun kaç kere kızımın canını yakacak "diyerek bağırdı. Havva hanım ona döndü." Hele dur bakalım ne olduğunu söyle bana? "diyerek soran kadına öfkeyle bağırdı." Ne olduğunu söyleyeceğim oğlun o kadının koynuna girmiş kızıma ihanet etmiş daha ne olsun. "diyerek bağırdığında Hakkı Ağa şaşkınca bakıyordu. Evleneceği kadına böyle kötülüğü etmişti.
" Berdel bozulmuştur ağa soysuz oğluna gül gibi kızımı vermem gerekiyorsa kan dökerim yine de vermem. "dediğinde konaktan çıktığında Yavuz'un gelmesiyle yüzüne bile bakmadı. Yavuz geldiğinde annesi sinir krizine girdi." Yazıklar olsun sana kına gecesinde yaptığına bak senin gibi evladım olmaz olsun hakkımı helal etmiyorum. "diyerek bağırdı." Ana tuzağa düşürerek yaptı. "dediğinde gözleri öfkeyle bakmıştı." Rezillik diz boyu dilerim gün yüzü görme."dediğinde babasına bakıyordu.
" Defol git elimde kalacaksın evlat katili olmak istemiyorum ağalık da hakkın değil senin. "dediğinde genç adamın bakışları ona dönerken," Baba "diyerek seslenen oğluna bakıp," Senin gibi oğlum yok "diyerek kovmuştu. Yavuz öfkeden delirmek üzereydi. Hala nasıl ihanet ettiğini anlamıyordu. Asuman'ın tuzağına düştüğünü geç olsa da anladı.
Bağ evine tekrar dönerken öfkeyle kapıyı çarptığında korkuyla bakan kadına bakmıştı. Asuman'ın yüzüne bir tokat attı. Saçından tutup, "Beni tuzağa düşürmek ne demek göreceksin." dediğinde genç kadını yere fırlattı. Asuman sırıtarak ona döndü. "Hiçbir şey umrumda değil hem biliyor musun? Senin çocuğunu taşıyorum daha önce yaşadık bunu hatırla aileme söyledim sabaha aşiret toplanacak" dediğinde gözlerini kapattı. "Gerizekalı babam ağalık hakkın yok diye evlatlıktan reddetti." dediğinde genç kadın derin bir nefes almıştı. "Umrumda değil senin karın olacağım." dediğinde kahkahayı atmıştı. "Benim karım olduğuna pişman olacaksın üstüne kuma geldiği gün ölmekten beter edeceğim gün yüzü göstermeyeceğim sana." diyerek bağırdı.
"Yavuz bana bunu diyemezsin buna hakkın yok" diyerek ağladığında arkasına bakmadan giden adama öylesine baktı. Gülşah'ın canı yansın istemişti. Ama asıl canı yanan kendisi olduğunu tahmin edemedi. Gülşah odasından çıkmıyordu valizini hazırladığında annesine bakmıştı. "Ben.. Benim gitmem lazım anne dayanamam bu acı beni öldürecek nefes alamam." dediğinde gözyaşları akmaya başladı. "Tamam kızım nasıl istersen öyle olsun ama hep yanında olacağım." diyerek sarılırken Kazım ağa kızına gözyaşları içinde bakmıştı. Canının canı perişan haldeydi. Gülşah ilk uçakla memleketini terk etti.
....
Sabaha karşı Kazım Ağa acil toplantı istemişti. Bütün Ağalar neden böyle yaptığını bilmiyordu." Hayırdır Kazım Ağa?" diyerek sordu. "Bilirsiniz ki oğlum Hakkı Ağa'nın kızını kaçırdı. Sonra berdel kararı aldık ama ben bilemedim Yavuz'un böyle yapacağını." dediğinde herkes şaşkınlık içinde kalmıştı. "Biliriz de sorun nedir?" diyerek soran yaşlı adama bakınca, "Yavuz kına gecesinde kızıma ihanet etmiştir. Yapılacak iş değil berdeli bozuyoruz gelinim evde kalacak kızımı tanırsınız size yaptığı iyiliğe karşı kabul edin." dediğinde genç adam öfkeyle bağırdı. "Bozmam." dediğinde yaşlı adam ona bağırdı. "Senin konuşma hakkın yok." dedi. Yavuz'un öfkeyle çıkmasıyla aldığı haberle olduğu yerde kaldı. Gülşah memleketi terk etmişti....
Bölüm sonu