📖 TEKLİFTEN SONRA – DERİN’İN ANNESİ VE BABASIYLA İLK TANIŞMA
Tekliften hemen sonra Derin’in elleri titriyordu. Mutluluk vardı ama nefesinin altında başka bir heyecan daha… Alp, onun elini yavaşça sıktı.
“Bunu annenle ve babanla paylaşmalıyız,” dedi kararlı bir sesle.
Derin tereddütle baktı.
“Onlar… şaşıracak.”
Alp gülümsedi.
“Şaşırsınlar. Ama bilsinler.”
Kapının Açılışı
Evin kapısı açıldığında Derin’in annesi ile Derin’in babası aynı anda kapıda belirdi.
Bakışları önce kızlarına, sonra Derin’in parmağındaki yüzüğe kaydı.
Derin’in annesi kısa bir nefes aldı.
Derin’in babası ise yüzünde hiçbir duyguyu belli etmeden:
“Gelin bakalım içeri,” dedi.
Dördü salona geçip oturduğunda, odaya derin bir sessizlik çöktü.
Ailenin İlk Sorusu
Derin’in annesi yüzüğe dikkatle bakarak konuştu:
“Bu doğru mu kızım?”
Derin başını öne eğmedi, net bir şekilde:
“Evet anne. Doğru.”
Bu kez Derin’in babası, bakışlarını Alp’e çevirdi.
“Peki oğlum… bu işin ucu nereye varacak?”
Alp omuzlarını dikleştirip kararlı bir sesle konuştu:
“Niyetim ciddi. Derin’i seviyorum. Hayatımda onun olmasını istiyorum. Bu adımı atmadan önce sizin bilginiz olsun istedim.”
Derin’in babasının bakışı sertleşti ama ses tonu sakindi:
“Sevgi kolaydır. Asıl zor olan sorumluluk.”
Alp’in sesi güven doluydu:
“Sorumluluğunu almaya hazırım.”
Annenin Endişesi
Derin’in annesi araya girip Alp’e döndü:
“Kızım kolay bir hayat yaşamadı. Yüreği hassastır. Kolay kırılır, zor toparlanır.”
Alp, Derin’e baktı sonra tekrar annesine:
“Geçmişini biliyorum. Ve onunla birlikte yürümekten korkmuyorum.”
Bu cümle Derin’in annesinin yüzündeki sertliği yumuşattı. Kadın bir anne titizliğiyle Alp’in gözlerinin içine baktı. Yalan olup olmadığını anlamaya çalışan derin bir bakıştı bu.
Sonunda yavaşça başını salladı.
“Kızım mutlu olacaksa… benim için yeter.”
Derin’in gözleri doldu.
Babanın Son Sözü
Uzayan sessizlikten sonra Derin’in babası konuştu:
“Kızımın gözlerine baktım. Korku yok, pişmanlık yok. Bir baba için bu yeterlidir.”
Alp derin bir nefes alıp saygıyla başını eğdi.
Derin’in babası devam etti:
“Benim tek şartım var. Kızıma yanlış yapan kim olursa önce beni karşısında bulur.”
Alp’in sesi netti:
“Buna asla izin vermem.”
Kabulleniş
Derin’in annesi elini Derin’in elinin üzerine koydu.
“Mutlu ol kızım… gerisini düşünme.”
Derin’in gözlerinden yaş süzüldü.
Annesi ve babası onu sarıp sarmaladığında, Derin ilk kez gerçekten büyümüş gibi hissetti.
Ailesi onu bırakmaya hazırdı.
O da hayata elini uzatıyordu.
İKİ AİLENİN BİR ARAYA GELİŞİ
Derin, kendi ailesiyle konuşmanın ağırlığını üzerinden yeni atmışken, Alp onun elini tekrar tuttu.
Bu sefer bakışlarında daha derin bir kararlılık vardı.
“Artık iki taraf da biliyor,” dedi.
“Şimdi… sıra ailelerimizin birbirini tanımasında.”
Derin’in nefesi bir anlığına kesildi.
“Aileler… birlikte mi?”
Alp başını salladı.
“Evet. Bu yol sadece ikimizin değil.
Onların da birbirini bilmesi gerekiyor.”
Derin derin bir nefes aldı.
Bu düşünce hem heyecan veriyor hem de ürkütüyordu.
“Tamam,” dedi sonunda.
“Birlikte gidelim.”
Bir Masa, Altı Nefes
Akşam olduğunda Derin’in annesi ve babası, Alp’in annesi ve babası aynı masada oturdu.
Derin ile Alp karşılıklı oturmuş, ikisinin eli de masanın altında sıkıca kenetlenmişti.
Masada önce sessizlik vardı.
Kimse ilk cümleyi söylemeye cesaret edemiyordu.
Sonunda Derin’in babası konuştu:
“Hayırlı bir adım atmışlar. Biz de bilip arkasında durmak isteriz.”
Alp’in babası başını salladı.
“Biz de aynı düşüncedeyiz.
İki genç bir yol seçmişse… aileler engel değil, destek olur.”
Masadaki hava biraz yumuşadı.
Annelerin Sessiz Kabulü
Derin’in annesi, karşısındaki Alp’in annesine baktı.
İki kadın arasında söze dökülmeyen bir değerlendirme vardı.
Derin’in annesi:
“Kızım hassastır. Zorluk gördü, kırılgan yerleri var.”
Alp’in annesi sakin bir sesle cevap verdi:
“Oğlum güçlüdür ama kalbi yumuşaktır.
Birlikte durabilirler.”
Derin hafifçe gözlerini kapadı.
Bu cümle, yıllardır duymadığı kadar güven verdi ona.
Babaların Ciddiyeti
Bu kez Alp’in babası Derin’e dönerek konuştu:
“Bizim evde laf ağırdır.
Bir söz verildiyse tutulur.
Sen de bizim oğlumuzun yol arkadaşı olacaksın.”
Derin heyecanla yutkundu.
“Evet… elimden gelen her şeyi yaparım.”
Derin’in babası devam etti:
“Biz de kızımızın arkasındayız.
Onu incitmeyeceğini bilmek isteriz.”
Alp hiç tereddütsüz konuştu:
“Derin benim için değerlidir.
Onu üzmemek için elimden geleni yaparım.”
Masadaki İlk Gülümsemeler
Yemek devam ederken hava yavaş yavaş açıldı.
Anneler kendi aralarında konuşmaya başladı.
Babalar, gençlerin planlarını dinledi.
Derin ise baskının azaldığını hissettikçe derin bir nefes aldı.
Alp, masanın altında onun elini sıktı ve fısıldadı:
“Gördün mü?
Artık gerçekten bir aile oluyoruz.”
Derin’in gözleri doldu ama gülümsedi.
“Evet… fark ettim.”
Gecenin Sonu – İki Ailenin Ortak Sözleri
Vedalaşırken Alp’in annesi, Derin’e sarıldı:
“Bu ev sana açık kızım.”
Ardından Derin’in annesi, Alp’in annesinin elini tuttu:
“Biz de her zaman kapımızı açarız.”
Alp’in babası Derin’e:
“Oğlumun yanında durursan… biz de senin yanında dururuz.”
Derin’in babası Alp’e:
“Kızımı incitme. Gerisi bize emanet.”
Genç çift evin dışına çıktığında Alp derin bir nefes verdi:
Bu adımı da atlattık.”
Derin yüzüğe baktı.
“Artık iki aile, tek masa…”
Alp onun alnına dokundu.
“Ve tek yol.”
Derin gözlerini kapadı.
Hafiflemişti.
Artık sadece bir çift değillerdi.
İki ailenin kabul ettiği… yarına birlikte yürüyen iki kalptiler.
GECE YÜRÜYÜŞÜ, İLK KORKU VE SESSİZ SÖZLER
Evin kapısından çıktıktan sonra Derin ve Alp bir süre konuşmadı.
Hava serindi ama içlerinde taşınan sıcaklık, adımlarını hafifleten bir huzur bırakmıştı.
Derin, parmağındaki yüzüğe tekrar baktı.
Işığın altında parlayan o küçük metal…
artık iki aile tarafından da kabul edilen bir gelecekti.
Alp sessizliği bozdu:
“Bugün… düşündüğünden daha güçlüydün.”
Derin başını küçücük bir gülümsemeyle kaldırdı.
“Yanımdaydın. O yüzden.”
Alp, Derin’in saçının bir tutamını düzeltti.
“Sadece yanında durmak değil, yanında yaşlanmak istiyorum.”
Bu cümle Derin’in nefesini kesti.
Kalbi bir anda hızlandı.
“Ben de…” dedi, utangaç ama gerçek bir sesle.
“Ben de seninle bir ömür isterim.”
Alp onu kendine çekti, alnını Derin’in alnına yasladı.
“Hangi zorluk gelirse gelsin, birlikte.”
Derin, gözleri dolu dolu:
“Birlikte.”
Onlar böyle sakince yürürken, sokağın ucundan hafif bir adım sesi yankılandı.
Derin irkildi, omzundan baktı.
“Sanki biri… yürüyor.”
Alp hemen elini Derin’in beline koydu, onu kendi tarafına çekti.
“Hissettim,” dedi alçak bir sesle.
“Bakma, ben bakarım.”
Derin gözlerini devirmeden Alp’e döndü.
“Delikanlılık yapma, korkuyorum.”
Alp onun elini daha sıkı tuttu.
“Korkma. Ne olursa olsun yanındayım.”
Adım sesleri bir an durdu…
sonra bir gölge köşeden kayıp gitti.
Alp hafifçe kaşlarını çattı.
“Bir şey var. Takip gibi… ama emin değilim.”
Derin’in boğazı kurudu.
“Bugün aileler bir araya geldi…
Kim böyle bir anda bizi izlesin?”
Alp derin bir nefes aldı.
“Bilmiyorum. Ama bir daha seni tek başına bırakmam.”
Derin, Alp’in göğsüne yaslandı.
“Zaten istemiyorum.”
Derin’in Kapısının Önü – Sessiz Bir Uğurlama
Eve vardıklarında Derin’in annesi pencereden hafifçe bakıyordu.
Kızının yüzündeki endişeyi görünce içi burkuldu ama ses etmedi.
Alp, Derin’in kapısında durdu.
“Bugün… yeni bir yol açıldı.”
Derin hafifçe başını salladı.
“Evet. Ama yol kadar… yolun gölgesi de var sanki.”
Alp kaşlarını çattı.
“Ben o gölgeyi bulurum.”
Derin gülümsedi.
“Söz mü?”
Alp elini onun yanaklarına koydu.
“Söz değil… yemin.”
Derin gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.
“İyi geceler.”
Alp ona uzun uzun baktı.
“İyi geceler güzelim.”
Derin içeri adım attı.
Kapı kapanmadan önce Alp bir şey fark etti:
Koridor karanlıktı…
ama merdiven boşluğunda, sanki biri az önce saklanmış gibi bir gölge kıpırdaması vardı.
Alp’in bakışları sertleşti.
“Kim olduğunu bilmiyorum ama… seni bulacağım.”
Derin İçeride, Alp Dışarıda
Derin kapıyı kapatınca sırtını duvara yasladı.
Yüzüğüne baktı.
Ailesi kabul etmişti.
Alp kabul etmişti.
Hayat önü açılmıştı.
Ama içindeki ufak bir kıpırtı gitmiyordu.
Bir sanki…
birileri tüm bu mutluluğu kıskanıyor gibi.
Alp dışarıda adımlarını yavaşlattı.
Sokağı dinledi, gölgeleri izledi.
Bu gece yalnızca aile birleşmemişti.
Bu gece yeni bir savaş da başlamıştı.
SESSİZ EV, UZAKTAN BAKAN BİR TEHLİKE
Derin kapının arkasında bir süre kıpırdamadan durdu.
Nefesi hızlıydı, kalbi hâlâ dışarıdaki gölgenin bıraktığı huzursuzlukla çarpıyordu.
Bir yandan da günün ağırlığı…
Ailelerin kabulü…
Alp’in sözleri…
Her şey bir anda üzerine çökmüştü.
Derin’in annesi koridora çıktı.
Kızının yüzündeki gerilimi görünce yaklaştı.
“Kızım? Bir şey mi oldu?”
Derin dudaklarını ısırdı.
“Biraz… tedirgin oldum. Sanki biri bizi takip etti.”
Derin’in annesinin yüzü anında sertleşti.
“Kim?”
Derin başını iki yana salladı.
“Bilmiyorum. Belki de ben abartıyorum.”
Derin’in annesi kızının çenesini usulca tuttu.
“Sen kolay kolay abartmazsın.
Bir şey hissettiysen… vardır.”
Tam o sırada içeriden Derin’in babası seslendi:
“İyi misiniz orada?”
Anne, eşine seslendi:
“Kız tedirgin olmuş. Bir şey duymuşlar.”
Derin’in babası kapıya doğru geldi, ceketini giyerken konuştu:
“Ben bir bakayım. Kimmiş, neymiş.”
Derin hemen koluna dokundu.
“Baba… gerek yok. Alp baktı zaten.”
Derin’in babası kızının gözlerine dikkatle baktı.
“Oğlan yanında mıydı?”
Derin hafifçe gülümsedi.
“Evet.”
Adam başını salladı.
“O çocuk sağlam. Gözünden belli. Ama yine de… biz de bakarız.”
Derin’in annesi araya girdi:
“Hadi kızım, içeri geç. Bu gece çok yoruldun.”
Derin odasına doğru yürürken, annesi arkasından bakıp iç geçirdi.
“Mutluluk bazen korkuyla gelir,” dedi kendi kendine.
Alp – Sokağın Karanlığında
Bu sırada Alp hâlâ merdiven boşluğunun olduğu yerde duruyordu.
Gölgenin çekildiği yöne bakıyordu, gözleri kararmıştı.
Kendi kendine fısıldadı:
“Sen buradasın… ve saklanıyorsun.”
Sokağın karanlığına doğru adım attı.
Ay ışığı zayıftı, rüzgâr hafifçe yaprakları kıpırdatıyordu.
Bir anda ileriden bir metal sürtünme sesi duyuldu.
Alp hemen başını o yöne çevirdi.
Bir anlığına bir gölge yeniden hareket etti…
sonra kayboldu.
Alp, dişlerini sıktı.
“Beni izliyorsan… yanlış adamı seçtin.”
Birkaç adım daha attı, etrafı kolaçan etti.
Ama sokak bomboştu.
Alp içinden geçen rahatsızlığa rağmen geri dönmeye karar verdi.
Derin’in kapısının önüne geldiğinde kapıya yaslandı.
Elini yüzüne götürdü, sakinleşmeye çalıştı.
“Kim olursan ol… yaklaşmana izin vermeyeceğim.”
Derin – Gece Yalnız Kalınca
Derin odasında yatağa oturdu.
Yüzüğe baktı.
Tüm günün duyguları kalbine çarptı:
Mutluluk, kabul, gurur… ve korku.
Kapı tıklatıldı.
Derin’in annesi içeri girdi.
“Kızım… iyi misin gerçekten?”
Derin başını hafifçe salladı.
“Sadece… bugün çok oldu.”
Annesi yanına oturdu.
“Korktuğunu hissettim.”
Derin’in gözleri doldu.
“Evet… biraz.”
Annesi kızının saçlarını okşadı.
“Korkmak ayıp değil.
Korkmayı bilmek bile güç ister.”
Derin, annesinin omzuna yaslandı.
“Ben… Alp yanımdayken güçlüyüm.”
Derin’in annesi gülümsedi.
“O çocuk doğru biri. Bunu gördüm.
Baban da gördü.”
“Evet… o da onayladı,” dedi Derin fısıldayarak.
Annesi gözlerini kızının yüzüne kaldırdı.
“Kızım… bugün hayatın değişti.
Ama unutma… değişen her şeyin bir sınavı olur.”
Derin’in içi ürperdi.
“Anlamadım…”
Annesi derin bir nefes aldı:
“Bazı mutlulukları herkes görmezden gelemez.
Bazıları… rahatsız olur.”
Derin irkildi.
“Yani… biri bizi takip ediyor olabilir mi?”
Annesi omzuna hafifçe dokundu.
“Olası.”
Derin’in gözleri büyüdü.
“Peki… ne yapacağız?”
Derin’in annesi arkasına yaslandı.
“Biz güvendiğimiz insanlarla büyüdük, kızım.
Sen de güvendiğin adamla yürümeye devam et.”
Gecenin Sonu – İki Kalp, Bir Savaşın Başlangıcı
Derin yatağa uzandığında gözlerinden yaş süzüldü ama bu korkudan değildi.
Hem güzel bir gün yaşamıştı
hem de hayatının yeni bölümüne adım atmıştı.
Yüzüğü parmaklarıyla okşadı.
“Ne olursa olsun… birlikte.”
Bu cümleyi fısıldadı.
O sırada dışarıda Alp hâlâ penceresine bakıyordu.
Derin ışığı kapatınca iç çekti.
“Ben buradayım,” dedi kendi kendine.
“Ve sen uyurken bile seni koruyorum.”
Sokağın ucunda ise biri sessizce izliyordu.
Ne yüzü görünüyordu ne de nefesi duyuluyordu.
Ama varlığı belliydi.
Gece boyunca bir savaş başlamıştı:
Aşkın sessiz korumasıyla
karanlığın görünmez adımları arasındaki savaş.
GECENİN ARDINDAN
O gece herkes kendi odasına çekildi.
Ama kimse gerçekten uyumadı.
Derin, kalbinin hızına rağmen gözlerini kapattığında tek bir cümle taşıdı içinde:
“Her şey değişti… ve ben hazırım.”
Alp, karanlık sokağın ortasında durup Derin’in penceresine son kez baktığında kendi kendine fısıldadı:
“Kim yaklaşırsa yaklaşsın, önce beni geçmek zorunda.”
Ve gece…
sessizce üzerlerine kapanırken,
gölge hâlâ bir köşede bekliyordu.
Ama artık iki aile vardı,
iki kalp vardı,
iki yol tek olmuştu.
Bu gece bitmedi.
Bu, sadece başlangıçtı.