GİRİŞ
Lady Estelle Seville’in Günlüğü…
11352 - Malaga | İspanya
Başlangıçlar ve sonlar.
Aydınlık ve karanlık.
Yaşam ve ölüm.
İşte insanlığın hayatı, bu zıtlıkların arasındaki ince çizgi üzerinde kuruluydu. Bir başlangıç ve sondu hayatları. Aydınlıktan karanlığa, yaşamla ölüm arasında.
Su ve toprak.
Hava ve ateş.
Yerle gök arasında bir hikayeydi hayatları. Toprağa düşen her bir su damlasında yazıldı. Hava anlatırdı bu hikayeyi, ateş silerdi.
Rüzgar sardı tüm bedenimi. Toprak duydu beni, önümde eğildi. Gökyüzü gürledi, damlalarını bana gönderdi ve ateş, büyüyü mühürledi.
İnce bir çizginin üzerindeydi hayatları. Bir lütuftu bu. Benim büyüm, bu lütfu bir lanete çevirecekti.
Başlangıçlar ve sonlar.
Aydınlık ve karanlık.
Yaşam ve ölüm.
Artık aradaki perde kalkıyordu.
Su ve toprak.
Hava ve ateş.
Artık hepsi benim yakarışlarıma kulak kabartıyordu.
Ölüm ve ölümsüzlük,
İnsanlar ve cadılar… Artık roller değişecekti. Bizden üstün değillerdi. Canları gözümüzde bir su damlası kadar kıymetli değildi. Fakat yine de tutsak etmişlerdi bizi. Saklanmaya, korkmaya zorlamışlardı.
Acımasızlardı. Korkaklardı.
Artık bana zarar veremeyeceklerdi.
Bir koruma değildi bu.
Bir intikamdı.
Her gün ölümle yaşamıştım ben. Her gün saklanmıştım. Korku benim için hava gibi, su gibi, ateş ve toprak gibi bir ihtiyaç olmuştu.
Şimdi sıra onlardaydı. Artık daha fazla korkmayacaktım, çünkü bu büyüyle ölüm benim dostum olacaktı. Birlikte, her gün ölümlülere hayatlarının kısalığını tekrar tekrar hatırlatacaktır.
Ölüme susamışlara, ölümsüzlükle saldıracaktım. Bomboş bir can taşıyorlardı bedenlerinde. Bir ruha sahip olmayı hak etmiyorlardı. Bu dünyada fazlalıktı her biri. Günahlarıyla ölümsüzlüğümüzü kirletmişlerdi ve artık temizlik zamanıydı.