Kafamın içi karmakarışık bir haldeydi. Bir yerden başlamak gerekiyordu ve ben dün gece ilk adımı atmıştım. Başlamak bitirmenin yarısı sayılıyorsa yolu yarılamış da sayılırdım. Yine de adımlarımı çok dikkatli atmam gerekiyordu. Kapıyı birkaç kez tıklayıp odaya girdim ve ardından hızlıca kapatarak masasında oturan Chang Wook'a döndüm. "Nasılsın?" Gülümseyerek kafasını belli belirsiz salladı ve önündeki sandalyeyi işaret ettiğinde hızlıca oturdum. "Ben iyiyim güzelim. Sen nasılsın?" Omuz silkerek bakışlarımı odasında gezdirdim. Odası boydan boya kitaplıkla ve içinde bir sürü kitapla doluydu. Eminim ki buradaki her kitap çok değerliydi. "Luna, bir şeyler karıştırıyorsun." Yargılamaktan çok uzak sakin bir şekilde konuştuğunda bakışlarım anında ona döndü ve kafamı iki yana salladım. "Seni t

