Ecrin Ergani “Oyun oynayacak yaşı çoktan geçtik. Kabul et gideceksin.” dedim onu orada bırakarak. Arkamı döndüm ve dar sokakta yürümeye devam ettim. Topuklu ayakkabılarımın sesi öfkemin dinmek bilmeyen ateşi... Benimle bir sokağı sardılar. Gözüm yeri ateş kırmızısı görüyordu. Her şeyi yakıp yıkma arzusuyla dolup taşarken arkamdaki adım sesleri yaklaştı. “Yanlış yoldan gidiyorsun!” dedi sinirle ve kolumdan tutup beni kendisine çevirdi fakat çevirdiği gibi de yüzünün ortasına kafamı gömmüşüm. Kesinlikle farkıdna değildim. “Hassiktir!” Beni sıkıca tutmaya devam ederken diğer eliyle yüzüne bastırdı. Yüzü kan içinde kalırken kolumu çekiştirdim. “Kışlaya gideceğim! Bırak!” “Hiçbir yere gidemezsin!” diye beni kendine çekti. Yetersiz ışık saçan sokak lambas

