Uyandığımda havanın kararmış olduğunu görmemle kaşlarımı çattım, ne kadar uyumuşum böyle? aşağıdan gelen sesler bizimkilerin hala uyumadığını gösteriyordu, pikeyi üstümden atıp boy aynasının önüne geçtim, elimi kullanarak tarak gibi saçlarımı düzeltmeye çalıştım. Kapının bir anda açılması üzerine yerimde sıçrayıp kimin geldiğine baktım. "Uyandın demek sonunda" Rüzgar'a gözlerimi devirdim ve yanından geçtim, tabi ki de omuz attım. "Naber kız uyuyan güzel" Ulaş'a omuz silkip "Yemek var mı?" diye sordum. Bana bakıp "Ben nereden bileyim kızlara sor" gözlerimi devirip "He kanka he, yemek olup olmadığını senden daha iyi bilen yoktur." somurtup "Nutella var" dedi. Ona gülerek havadan öpücük attım ve mutfağa girdim, masanın üzerinde olan nutellacığımı görmemle çekmeceden kaşık alıp yemeye başla

