SİNİR

1059 Kelimeler
Bir buçuk hafta geçmiş ayağım iyileşmişti, şu anda da Rüzgarlar ve bizim kızlar olarak benim odamdayız. Meltem ve Aylin dedikodu yaparken Ulaş ile Emre birbirine girmiş Rüzgar da onları ayırmaya çalışıyordu. Peki ben mi? biliyorsunuz ki kavgalara bayıldığım için birbirlerine gaz veriyordum. "Oooooo Ulaş Emre'ye ne dedi?" deyip elimi ağzıma götürüp şok olmuş imajı vermeye çalıştım. Rüzgar bana yandan bakıp "Sen de gaz vereceğine şunlara yardım et" deyince omuz silktim Rüzgar da bu harakete karşı 'Allahım sen sabır ver' dedi. Yaaa gördünüz mü? işte insanı böyle imana getirirler. "Ben nasıl ayrılacaklarını biliyorum ama bir şartla" dedim Rüzgar a bakarken. "Ne istiyorsun?" diye kuşkula sordu. "Bana bir koli karam alırsan neden olmasın" deyip sırtımı sandalyeme yasladım. Rüzgarda gülüp "Tamam Allahın manyağı yeter ki ayır şunları" dedi. "İzle ve gör" Telefonumu çıkarttım ve bizimle birlikteyken çektiğim ifşaları onlara göstererek son derece sakin ve bir o kadar sinir edici bir sesle konuştum. "Eğer kavganızı bitirmezseniz bu güzel ifşalarınızı sosyal medyada görürsünüz" dedim. Tabi onlar anında birbirinden ayrıldı ve sanki hiç kavga etmemiş gibi birbirilerine sarıldılar. Rüzgar kendi kendine "Oha bu kadar döneklik olmaz" diye söylendi. "İsterim bir koli karamımı" dedim ve bilgisayara kuruldum o da "Alırım yarın" dedi. Aha aklıma ne geldi üniversite sonuçları, hemen siteye girip tc kimlik numarası vb. bilgilerimi girdikten sonra sonuca baktım. Akdeniz Üniversitesi psikoloji bölümü KAZANMIŞIM HEMDE İSTEDİĞİM YERİ Çok güçlü bir çığlık attım, benim çığlık atmamla herkes yerinde zıpladı. Bir kez daha çığlık attıktan sonra yatağa çıkıp zıplamaya başladım, ben böyle giderken. Rüzgar tarafından durduruldum. "Kulağımı siktin mal niye çığlık atıyorsun" diye sordu. Onu takmadan yatakda tekrar zıplamaya başladım ve "Kazanmışım istediğim yeri kazanmışım" dedim gülerek. Aylin "Oha ciddili misin" diye sordu "He kankaların gülü ciddiyim Akdeniz üniversitesi psikoloji bölümü"bunu demele erkekler yuh dedi. Biz onlara anlamzıca bakarken Rüzgar "Desene üniversite de birbirimizden kurtulamıyoruz diye ben İnşşat mühendisliği bölümüne girdim" deyince gözlerimiz şokla açıldı. Sonra Emre "Hukuk fakültesi" dedi en son Ulaş ise "Gastronomi ve mutfak sanatları" deyince güldüm ve "Bir insana bir meslek ancak bu kadar yakışabilirdi" dedim çünkü çok abur birisiydi nasıl kilo almıyor anlamıyorum. Benim bunu dememle kahkahalar evi çınlattı desem yeridir "Hadi kızlar sizede bakalım" diyerek bilgisayarın önüne kuruldum. İlk Aylin'e bakmaya başladık. Akdeniz Üniversitesi sinama ve televizyon Cidden oha diyorum çünkü Aylin küçüklükten beri bunu istiyordu. Aylin sevinçle çığlık atarken ben "Ulaş sana dediğim lafı geri alıyorum çünkü bir meslek Aylin'e bu kadar yakışabilirdi" deyince, Emre "Neden" diye sordu benim yerime Meltem Emre'yi cevapladı. "Çünkü çok güzel rol yapıyor bir keresinde ölme numarası yapmıştı ödümüz koptu" "Ohaa" dediler aynı anda. "Tamam sıra Meltem de" deyip Meltemin bilgilerini girdim. Akdeniz Üniversitesi iç mimarlık "Yes be" deyip elimizi tokuşturduk çünkü üçümüzde istediğimiz bölümü okuyacaktık. Ve ayrılmayacaktık en önemlisiyse buydu zaten ayrılmamak Ayyhhh canlarım iki gündür üst üste sırf siz istediniz diye bölüm attım ama bir daha ki bölüm büyük ihtimalle cumartesi. Ve bölümü okuduktan sonra oy verip yorum yapmayı unutmayın. Sizi seviyorum Kişisel hesap i********: / ssiladogru * Bugün Rüzgarlara gidecektik o yüzden kızlar gelince hep beraber üst kata çıkmaya başladık.Üst kata çıkınca hayvanca kapıyı çalmaya başladım bir yandan da ayaklarımla tekmeliyor diğer elimle de zile basıyordum. "Kırsaydın" diyerek açtı bende ona bir bakış atıp onu iterek içeri girdim. "Eğer çok istersen bir gün kırarım" dedim. Salona gelince Emre ve Ulaş koltuğa uzanmış cips yiyerek maç izliyorlardı. Sinsice sırıtarak hemen cipslerini ellerinden aldım. Onlar neye uğradığını şaşırmış bakarken ben yemeye başlamıştım bile. Ulaş bana aynı korku filmlerindeki gibi yavaşça dönerek "Şimdi sakin ol ve elindeki tabağı yere bırak" dedi. Ona dil çıkarak daha hızlı yemeye başlayınca beni kovalamaya başladı.Biz böyle koltuktan koltuğa zıplarken Rüzgar "YETER" diye bağırdı Emre de "Şu şeker gibi çocuğuda kızdırmayı başardınız ya..." diye söylenince kahkaha atmaya başladım. "N-ne de-dedin şeker gibi ço-cuk mu" kahkaha atarken bir yandan da konuşuyordum. Rüzgar "Allah belanı vermesin Emre" dedi ve bana döndü "Sende sus" demesine rağmen hala katıla katıla gülüyordum. Bir anda havalanmam ile neye uğradığımı şaşırdım şimdi de onlar gülüyorlardı çünkü şuan Rüzgar beni omzuna atmıştı. "Ya Rüzgar bırak bak üstüne kusarım" dememe rağmen beni döndürmeye başladı. "Rüzgar beni çabuk hemde çok çok çabuk yere bırak. Vallahi sabah yediğim omleti üstüne kusarım" "Ooo kanki omlet mi yedin. Bize de getirseydin açız" dedi Ulaş. Rüzgar da beni yere bıraktı ve "Bir daha gülmeden iki defa düşün" dedi. "Öyle mii o zaman bunu hak ettiniz"Onlar bana anlamsızca bakarken ben gülümseyerek "Kurallar çiğnenmek içindir, sakızda çiğnenmek içindir, öyleyse kurallar sakızdır..." benim espirimin devamını da Ulaş getirdi "Ve sakız okulda yasaktır yanı okulda kural yoktur" diye bitirdi. Rüzgar,Emre ve kızlara bakınca hepsi kendini yere attı ve aynı anda "GEBERİN" diye bağırdılar * "Yeter artık Gökçe bırak şu telefonu sabahtan beri telefondasın,alıcam en sonunda o olacak." annem sabahtan beri sürekli telefonda olmamdan yakınıp duruyordu. "Of anne uyuşturucu bağımlısı da olabilirdim ne kadar şanslı olduğunun farkında mısın?" diye sorunca annem ellerini açıp "Allahım sen sabır ver sakinim tamam sa- aman sakin falan olamıyorum çıldırttın resmen beni çıldırttın" "Of tamam anne dışarı çıkıyorum ben" dedim koltuktan kalkarken "Tamam hadi yallah" dediğinde "Anne sende amma meraklıymışsın ha" dedim ve kızlara parkta buluşacağımıza dair bir mesaj attıktan sonra ayakkabılarımı giyip apartmandan çıktım. Parka gelip salıncağa oturdum ve hafif hafif sallanırken elimle pantolonumun cebinden telfonumu çıkardım ve kızlar gelene kadar oynamaya başladım. "Napıyon bre" diye bir ses duyduğumda karşıya baktım Rüzgar,Ulaş,Emre,Aylin ve bana bu şiveyle konuşan salak arkadaşım Meltem duruyordu. "Telefonla oynuyorum siz?" deyince Rüzgar "Gün intikam günü" demesiyle hiç bir şey anlamadım ve ona 'hangi gezegendensin' bakışı atıyordum. Sırıtarak "Senin telefonun oynuyor mu ki?" deyince neye uğradığımı şaşırdım. Herkes halime gülerken ben de şoktan çıkarak "İğrençsiniz" dedim. "Hadi sahile falan inelim sıkıldım" Aylin'in konuşmasıyla "ok" dedim. Ulaş da "Yay" deyince kahkahalarla güldük. Harbi gerizekalıyız ya Biz sahilde yürürken Ulaş espri yapıp bizi güldürüyor Rüzgar da Ulaşın doğmamış yiğenlerine küfürler ediyordu. "Ayağın iyileşmiş" Yiğit'in sesini duymamızla kasıldığımı hissettim ve kızlara baktım en az onllar da benim kadar şaşırmıştı. Erkekler de bizdeki bu değişimi hemen fark etmişlerdi zaten. "Evet gördüğün üzere iyiyim" diyerek cevabı yapıştırdım. O ise bana sırıtarak "Yoksa hala Gökhan burda olduğumu bilmiyor mu" diye sordu benim yerime Aylin konuştu bu sefer "Hala hayatta olduğuna göre söylememişiz demek ki Yiğit" "Hadi ağbi aldın cevabını şimdi uza yoksa seni seke seke göndericem" diye sinirle konuştu Rüzgar. "Hadi ya ne yaparsın" of Yiğit resmen kışkırtmaya çalışıyor. Rüzgar da gayet rahat bir tavırla "O zaman sana dünyanın kaç bucak olduğunu gösteririm" deyince Yiğit'in biraz bozulduğunu hissettim. "Inan bana" dedi. "O zamanı merakla bekliyor olacağım"
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE