Gözlerimi alarm sesiyle açtım, esneyerek yataktan kalkıp saati kapattım. Eğer zengin olsaydık fırlatırdım ama zengin değiliz. Elimi yüzümü yıkayıp dolabımın karşısına geçtim. Havalar soğuduğu için asker yeşili ince kazak, altıma da siyah pantolonumu giyip makyaj yaptım.
"Günaydın" diye bağırarak girdim mutfağa, bağırmamdan ötürü hepsi zıplamış ellerini kalplerine koymuşlardı. "Niye bu kadar enerjiksin?"sırıttım. Ulaş, "Kanki ben bu gülüşü biliyorum" dediğinde Emre konuştu, "Ne gülüşüymüş" Ulaş sanki çok önemli bir şey diyecek gibi öksürdü.
"Çok ama çok sinsi planlarım var, sonumuz karakolluk olacak" sesimi taklit ederek söylemesi daha komik yapmıştı. "Tamam tamam, üst kattaki teyzeler konuşurken duydum. Bugün mahallede düğün varmış, ona katılabiliriz" onlara baktığımda Meltem hevesle kon
