Böyle Olsun İstemedim (Türkçe)

Film Gecesi

"Neden telefonlarıma cevap vermedin?" Alev'in aklına sessize aldığı telefonu geldi. Bocalayarak baktı Şamil'e. Ağzını açıp kapadı. Ne diyeceğini bilemedi. Sonrada içeriye girmesi için kenara çekildi. Genç adam eve girince ardından kapıyı itti ve kapı gürültüyle kapandı.

"Ben... Telefonumu sessize almıştım. Sabahtan beri birçok gazeteci ve ajans arayınca bende..." suçlu bir çocuk edasıyla boynunu büktü. Adamın önünde durdu. Yeşil gözleriyle masumane bir bakış attı ona. Şamil'in kaçışı yoktu bu bakışlardan. Bu kıza giderek bağlanıyordu. Onu omuzlarından tuttu ve kendine doğru çekip sıkıca sarıldı.

"Telefonlarıma cevap vermeyince senin için çok endişelendim. Başına bir şey geldi sandım." Alev daha önce kendisini hiç bu kadar iyi ve güvende hissetmediğini fark etti. O da ellerini, onun beline sıkıca sardı.

"Özür dilerim" Adamın muhteşem kokusu başını döndürüyor düşüncelerini etkiliyordu. Başka kadınların üzerinde de aynı etkiyi bırakıyor olabileceğini düşününce içi kıskançlıkla doldu. Şamil Vural onundu. Ah şu gelgitler başlamıştı yine.

"Sakın telefonunu bir daha sessize alma. İstediğim an sana ulaşabilmeliyim."

"Peki anlaştık. Ama fazla evhamlısın."

"Öyle miyim?"

"Fazlasıyla."

Şamil çenesinden tutup başını kaldırdı. Kızın zümrüt yeşili gözlerinin içine baktı. Alev endişesini hissettiğinde bu adamın onu böylesine önemsemesi hoşuna gitmişti. Daha önce hiç bir erkek ona kendisini bu kadar özel ve değerli hissettirmemişti. Sanki nadide bir çiçekmiş gibi özenle bakıyordu ona. Kalbinin hızla çarptığını hissetti. Yanakları al al oldu. Bu güne kadar hiçbir erkekle böylesine yakınlaşmamıştı. Erkeklere güven duymadığı için onlardan uzak durmayı tercih etmişti, bir nevi korunma yöntemiydi bu. Ama Şamil farklıydı. Her şeyiyle farklıydı.

Şamil bakışlarını dudaklarına indirdiğinde, genç kız ne yapmak istediğini anladı ve zoraki bir şekilde yutkundu. O da bunun olmasını tüm kalbiyle istiyordu. Şamil ona doğru eğildiğinde, itiraz etmeden yavaşça göz kapakları ağırlaştı. Yüzleri birbirine yaklaşırken nefesleri birbirine karışmıştı. Dudakları tam birleşecekken Ela anahtarıyla dış kapıyı açtı. Kapının açılmasıyla ikisi de aynı anda uzaklaştılar birbirlerinden. Ela yanakları kızarmış bir Alev görünce zamanlamada hata yaptığını anladı ve bozuntuya vermemeye çalıştı.

"Selam. Hoş geldin Şamil seni minik evimizde görmek ne güzel." Keyfi kaçan Alev arkadaşına ters ters bakarken Şamil’in mutluluğu gözlerine yansıyordu.

"Hoş bulduk Ela nasılsın?" Adamın rahatlığına hayran olmamak elde değildi.

"Harikayım sen nasılsın?"

"Gayet iyiyim."

"Fantastik bir film almıştım, bize katılmak ister misin?”

Şamil onay beklercesine Alev'e baktı. O isterse elbette kalacaktı. Alev hala onun tarafından öpülmenin nasıl bir şey olacağını düşünürken Şamil'in kendisinden cevap beklediğini görünce, yavaşça başını salladı.

"Çok isterim" diyerek yanıtladı Şamil. Yemekten sonra Ela mısır patlattı. Alev içecekleri getirdi. Hep birlikte salonda ki televizyonun karşısında yerlerini aldılar ve Prestij filmini takıp seyrettiler.

Filmin sonunda Ela film hakkında yorumlar yaptı, biraz sohbet ettikten sonra esnemeye başladı ve izin isteyerek odasına çekildi. İki sevgili salonda baş başa kaldıklarında sessizleşen ortamı bozmak için;

"Nasıl filmi beğendin mi" diye sordu Alev.

"Seninle olduktan sonra yılın en berbat filmi bile olsa izlerim." Alev kıkırdayarak alt dudağını ısırdı.

"Beni şımartıyorsun. Bak buna alışırım sonra."

"Benim için sakıncası yok." Gözlerini kaçırdı mavi gözlerden. En iyisi konuyu değiştirmekti.

"Gazetede ki haberi gördün mü?"

"Evet gördüm. Canını sıkma kötü bir şey yazmamışlar." Şamil ikili koltukta yan yana oturduğu genç kıza doğru yanaşırken elini uzatıp saçını okşadı. Nihayet onunla yalnız kalmıştı.

"Reklam ilişkisi olabileceğini ima etmişler. Bu beni çok üzdü."

"Sence reklama ihtiyacım var mı? Böyle aşağılık bir şeyi asla yapmam." Reklama ihtiyacı olmadığı doğruydu genç adama hak verdi. Aklını toparlamaya çalışarak konuşmayı sürdürdü.

"Annem ve babam çok kızdılar."

Şamil’in eli yanağında tüy yumuşaklığında gezinirken dokunuşları nazik olduğu kadar şefkat doluydu. Bu kız için deli olduğu da bir gerçekti. Mavi gözleri arzudan ışıl ışıl parlıyordu.

"İstersen onlarla konuşabilirim, beni tanıyınca birlikteliğimize bir şey diyemezler."

"Yani o kadar güveniyorsunuz kendinize Şamil Bey." diye takıldı ona. Yanağında gezinen ele kayıtsız kalmaya çalışmak oldukça güçtü.

"Fazlasıyla" diyerek baştan çıkarıcı bir sesle fısıldadı kulağına. Bu cevap hoşuna gittiği için gülümsedi adama. Bu defa Alev onun kulağına eğildi.

"Bunu gerçekten yapar mısın?" Genç adam kızın gözlerinin içine baktığında söyleyeceklerine oldukça ciddiydi.

"Senin için yaparım. Ailenle tanışmayı çok isterim." Bu söylediği kendisini bile şaşırtmıştı. Alev için çok daha fazlasını yapabileceğini henüz bilmiyordu.

Aralarındaki çekim gitgide dayanılmaz bir hal almaya başladığında biraz daha sokuldu ona. Alev'den gelen hoş parfüm kokusu burun deliklerinden içeriye girerken anın büyüsüne kapılmıştı. Gözlerini kapatarak kokusunu içine çekti. Yoğun ve sıcak arzu dalgası bütün vücudunu kaplıyor içten içe kıvranmasına neden oluyordu.

Tutkuyla yanan kararmış gözlerle baktı kızın güzel yüzüne. Elini uzatıp parmaklarını yanağından çenesine doğru hafifçe kaydırdı. Nazikçe çenesini okşadıktan sonra parmaklarını yavaşça ensesine doğru kaydırdı. Ensesini hafifçe okşayıp sıktı ve ardından ensesinden sertçe tutup kendine doğru çekti. Genç adamın ateşi kızı hem panikletmiş hem de heyecanlandırmıştı. Kalp atışları hızlanırken önce gözleri buluştu son olarak da dudakları. İlk kez öpüşmenin verdiği heyecanla ikisi de sarsılmıştı. Nihayet uzun zamandır yapmak istediği şeyi yapmıştı Şamil.

Adamın dudaklarını kendi dudaklarında hissettiği an, donup kalmıştı genç kız. Şamil'in yumuşak öpüşleri onu baştan çıkarmaya yetmişti de artmıştı bile. Ona tutkuyla karşılık vermeye başladığında adeta bedenleri alev almıştı iki sevgilinin. Genç kızın adını fısıldadı.

"Alev." Bir isim ancak bu kadar iyi ifade edebilirdi onun ruhunu. Genç kız gözleri kapalı yarattığı muhteşem ötesi duygu yoğunluğunu sindirmeye çalıştı. Bir süre hiç kımıldamadan öylece öpüştüler. Adeta büyülenmişçesine kendini ona bırakmıştı. Ruhuyla ve bütün bedeniyle kendini ona ait hissediyordu.

Daha önce hiç öpücük deneyimi yaşamadığı için bu tahmininden de daha güzel hissettirmişti. Bu adam hem yakışıklı hem zengin hem düşünceli hem de öpüşmeyi çok iyi biliyordu. Diğer eliyle kalçasını kavradığında vücutlarını birbirine kenetledi. Bir eli ensesini okşuyorken diğer eli kalçalarını yoğuruyordu. Alt dudağını tutkuyla öpen genç adama o da aynı tutkuyla karşılık verirken bütün vücudunda ki en hassas yerler zevkle kasılıyordu o anda.

Genç adam onu kanepeye sırt üstü yatırdığında kendini bulutların üzerinde hissetti. Kollarını genç adamın boynuna dolayarak karşılık verdi. Her bir öpüşüyle nefesi kesiliyordu. Köprücük kemiğine masum olmayan öpücükler konarken zevkle kıvranıp inledi. Kulağa bir melodi gibi gelen bu sesin karşılığı olarak Şamil'in öpüşü hızlandı. Dilini genç kızın ağzının içine daldırdı. Hasretle susuz kalmışta bir pınar bulmuşçasına kana kana içti onu. Alev zor da olsa kapalı olan gözlerini açmayı başardığında baygın bakışlarla baktı Şamil'e. Mavi gözler arzu dolu bakıyordu. Adamın dudakları boynunda gezinirken tekrar kapadı gözlerini. Ona dur demeyi istese de yapamıyordu, dili varmıyordu buna. Adamın elleri göğüslerinde ve kalçalarında dolaşmaya başladı. Az sonra kalçalarından tutup onu kasıklarına doğru bastırdı. Bu hareketiyle Alev kapalı olan gözlerini korkuyla açtı ve dudaklarını ayırdı, nefes nefese kalmıştı ikisi de.

"Şamil." Aklından geçen müstehcen düşünceler genç kızı korkuturken zorda olsa kendisini toparlamaya çalıştı.

"Gitsen iyi olacak." Şamil duymamış gibi uzanıp bir daha öptü onu. Alev itiraz etmedi bu öpücüğe.

"Şamil. Lütfen." diye söylenirken halinden pek memnun görünüyordu.

"Gitmek istemiyorum" Alnını Alev'in alnına dayadı ve nefesini düzene sokmaya çalıştı. Genç kızın kafası iyice karışmıştı. Hayatta yapmam dediği şeyleri nede çabuk unutup yapmıştı. Bu kadar iradesiz olduğu için kızıyordu kendisine ama bu adamın karşısında hangi irade yerle bir olmazdı ki.

“Geç oldu yarın yorucu bir gün bizi bekliyor.”

“Haklısın.” Parmaklarını dağılmış saçlarının arasından geçirdi ve zoraki ayağa kalktı. Alev onu kapıya kadar geçirdi. Genç adam son kez kızı belinden tutup kendine doğru çektiğinde hızla dudaklarına yapıştı ve uzun bir öpücük aldı ondan.

"Hadi git artık." Yoksa her an onu göndermekten vazgeçecek gibiydi.

"İyi geceler bebeğim."

İçinin ısındığını hissetti ardından kapadığı kapıya yasladı sırtını ve gözlerini kapatarak Şamil'i ve öpüşünü düşündü. Bir öpücüğün bu kadar güzel olabileceğini hiç düşünememişti. Dokunuşlarının yumuşaklığını, bedenini kontrolündeki güveni, ona hissettirdiği yoğun heyecan dalgasını... Ne muhteşem bir erkekti bu. Kesinlikle aklını başından almıştı onun.

*

Ertesi akşam bir gece kulübünde dört kişilik rezervasyon yaptırdı. Niyeti Kerim ve Zehra'yı yakından takip edebilmekti. İlişkilerinin durumunu merak ediyordu acaba ne kadar ilerleme kaydetmişlerdi. Bir de Şamil ile birlikte hoş vakit geçirmek vardı işin içinde ama kendince bunu ikinci planda görüyordu. Kerim Zehra'yı, Şamil de Alev'i evinden aldı ve kulüpte buluştular. Kızlar alkolsüz içecek içerken erkekler de onlara ayak uydurup alkolsüz bir şeyler içmeyi tercih ettiler.

"Mutlu görünüyorsun?" diyerek fikrini söyledi Zehra. Alev karşısında durmuş kuzeniyle konuşan Şamil'e baktı. Evet, hiç olmadığı kadar mutluydu.

"Evet mutluyum."

"Şamil sayesinde bayağı ünlü oldun." Sesi iğneleyici ve soğuktu. Hafif bir kıskançlık hissetti ama bunun saçma olduğunu düşündü. Zehra'nın onu kıskanma olasılığı yoktu. O zaten her şeye sahipti. Kendisini neden kıskanacaktı ki. Umursamaz bir edayla konuştu.

"Ünlü olmak umurumda bile değil. Onunla bu yüzden beraber değilim.”

"Haklısın. Baksana ne kadar hoş ve yakışıklı... Üstelikte zengin. Kadınların onun etrafında pervane olmamasına şaşmamak gerek." Alev etrafına bakındı. İki erkek, kadınlar tarafından göz hapsine tutulmuştu. Neyse ki iki adamın da bu durum umurlarında değil gibi görünüyordu.

"Göz hapsinde olan bir tek Şamil mi? Kerim de fazlasıyla ilgi odağı." Bunun üzerine Zehra dişlerini sıkarak bakındı etrafa.

"Gazetedeki resminizi gördüm. Çok güzel çıkmışsın" Sesindeki alayı hissedince sinir oldu resmen onunla dalga geçiyordu onunla.

"Ne o yoksa siz Kerim ile hiç öpüşmediniz mi?" diyerek konuyu onlara bağlayarak akıllıca davrandı. Zehra'nın yüz ifadesi değişirken kendini çabuk toparladı.

"Tabi ki de öpüştük. O harika bir erkek. İnan bana çok şey kaçırmışsın." Bu imalar canını sıkıyordu Alev'in bu defa dişlerini sıkan o olmuştu. Sinsi yılan gerçek yüzünü göstermeye başlamıştı yine. Zehra kendinden emin gülümsemeyle onu kışkırtmaya devam etti.

"Görüyorsun değimli Kerim'in bana nasıl baktığını. O kadar aşık ki gözü benden başkasını görmüyor."

"Peki ya sen, sen de ona aşık mısın?" Bu sorunun cevabı önemliydi.

"Onu beğeniyorum. Kim bilir..." Umursamazca omuz silkti.

"Belki zamanla bende ona aşık olurum."

Alev Kerim'e çevirdi bakışlarını dikkatlice inceledi çocukluk arkadaşını. Uzun boylu ve atletik yapılıydı. Kumral dalgalı saçları buğday teniyle uyum sağlıyordu. İri ela gözleriyle fazlasıyla yakışıklı bir delikanlıydı. Küçükken onu koruyup kollayan Kerim büyümüş çekici bir delikanlıya dönüşmüştü. Oynadıkları oyunu bilse ne yapardı acaba diye düşününce tüyleri diken diken oldu.

"Sakın onu üzecek bir şey yapma Zehra. Kerim çok iyi biri onun kalbini kırma." Zehra acımasızca gülümseyerek karşılık verdi.

"Kalbini kırarsam ne olur? Ona o kadar çok değer veriyorsun ki onun üzülmesine dayanamazsın değil mi?" Bu kız tam bir baş belasıydı. Acımasız ve bir o kadar merhametsiz.

"Sen onu hak etmiyorsun."

"Kim hak ediyor peki sen mi?"

O gece Alev'i sinir etmek için Şamil'e kur yapmayı denemiş ama sonucunda başarılı olamamıştı. Adamın gözü Alev'den başkasını görmüyordu ki. Bu gerçek iyice canını sıktı Zehra'nın. Alev ile çocukluğundan beri rekabet etmeyi seviyordu. Onun hayattaki en büyük rakibiydi bu kız. En çokta onu annesine karşı küçük düşürmek hobisi haline gelmişti. Her daim ondan bir adım önde olmalı ve ondan daha çok sevilmeliydi. Onun sahip olduğu her şeye imreniyordu. Acayip kıskanıyordu onu. Çocukken Alev'i zor durumda bırakmak ve annesiyle arasını açmak için az uğraşmamıştı ama buna değmişti doğrusu. İkilinin arsında esen soğuk rüzgarları gördükçe kendisiyle gurur duyuyordu. Alev'in ayağa kalktığını ve erkeklere doğru yürüdüğünü görünce nefesini tutarak izledi.

"İzin verirseniz bu gecenin ilk dans açılışını arkadaşım ile yapmak istiyorum." Meraklı bakışlara aldırmadan sevimli ve masum bir gülücük gönderdi. Kerim ayağa kalkarken şaşkın ama keyifli görünüyordu.

"Onur duydum Alev Hanım." diye takıldı.

Birlikte dans pistine çıktıklarında Kerim'in yüz ifadesi değişti. Kızgın ve mesafeli gibiydi sanki.

"Gazetede ki haberden dolayı bana kızgınsın değil mi?" O günden beri görüşemedikleri için bu konu havada kalmıştı. Saklama gereği duymadı ne de olsa ona karşı her zaman açık sözlü olmuştu.

"Evet sana yakışmayan davranışlar bunlar.” Alev Şamil ile öpüşmelerini hatırlayınca kızararak alt dudağını ısırdı. Aklına gelen bu düşünceyi geri postalayıp Kerim’e odaklanmaya çalıştı.

"Nasihat etmek gibi olacak ama davranışlarına dikkat etmelisin. Artık göz önünde olan, birisin Alev. İnsanların senin hakkında yanlış düşünmelerini istemezsin değil mi?" Genç kız başını sallarken onun haklı olduğunu biliyordu.

"Her zaman benim iyiliğimi düşündüğünü biliyorum. Senin düşüncelerine çok önem veriyorum biliyorsun. Bu konuda ne desen haklısın." Şamil ve Zehra'nın oturdukları masaya çevirdi gözlerini, ikisinin de kıskançlıktan kısılan gözleriyle karşılaşınca eli ayağı birbirine dolanacak gibi oldu.

"Farkında mısın bilmem, Şamil ve Zehra ikimizi kıskanıyorlar." Kerim onlardan yana bakmaya gerek duymadan yanıtladı.

"Şamil kıskanç biridir Alev. Onunla olmak istiyorsan her bir adımına dikkat etmek zorundasın. O yönetmekten hoşlanır ve söz dinleyen kadından. Uysal olmalı ona ayak uydurmalısın. Bu pek senlik değil ama. Çünkü seni çok iyi tanıyorum aynı şekilde Şamil'i de.” Kısa bir duraksadığında söyleyeceklerini toparlamaya çalışıyor gibiydi.

“Belki de ikinizin de kırılmasındansa bu ilişki daha fazla uzamadan bitmeli.” Ayrılma fikri içi sızlattı Alev'in. Şamil'in hoşlandığı hiçbir özelliği taşımıyordu demek.

"Haklısın nede olsa ben asi, kavgacı ve sinir bozucuyum. Benden neden hoşlansın ki. Ben bir ilişkiyi yürütebilecek biri değilim." Kerim başını önüne eğen kıza baktı sesindeki hüzün beklemediği bir şeydi.

"Yapma Alev. Bunu kast etmediğimi biliyorsun." İncinmişliğini gözlerine yükleyerek baktı Kerime.

"Ne demek istedin öyleyse?" Kerim tedirgince etrafına bakındı. Doğru kelimeleri bulmalı kendini doğru ifade etmeliydi fakat karşısındaki Alev iken bu pek mümkün olmuyordu.

"Sen" dedi bakmaya çekindiği yeşil gözlere odaklandı.

"Sen tanıdığım en duygusal, incinmiş, hayatı kendi bildiği gibi yaşamak isteyen, özgür ruhlu, zeki, başarılı, kendi içindeki güzelliklerin farkında olmayan, yeri geldiğinde sevimli, yeri geldiğinde asi, kafasına koyduğunu yapan ve hak ettiğin mutluluğu arayan birisin." Sözünü bitirdiğinde Alev'in ağzı açık kendisine hayranlıkla ve minnetle baktığını görünce derin bir rahatlama yayıldı yüreğine. Adamın sesindeki içtenlik yüzünden boğazının düğümlendiğini hissetti. Gözleri heyecanla parlıyorken dikkatlice konuştu.

"Sen de kadın ruhundan iyi anlayan..." Ardından göz kırptı ona ve devam etti. Kerim bir an ağzının kuruduğunu hissedince inceleyen bir bakış attı kıza.

"Etkileyici bir duruşu olan, karizmatik, iyi bir konuşmacı, işinde başarılı, kızların içini eritecek kadar yakışıklı, zeki, yardımsever, sert mizaçlı ama ben onun ardında saklanan duygusal ve romantik bir adam olduğunu görebiliyorum." Kerim hoş bir kahkaha atınca Alev ciddi tavır takındı.

"Kendi içindeki cevherin farkında olmayan, eğlenceli, iyi bir dinleyici, iyi bir dost, sadık, güvenilir ve samimi birisin." Kızın gözlerindeki sıcak bakışı yakaladığında göğsü sertçe inip kalktı.

"Benim hakkımda bunları düşündüğünü bilmiyordum."

“Sana söylemediğim şeyler var.”

“Ya! Nelermiş bunlar?”

“Bende kalması daha uygun olur.” Adamın zihnine bir virüs yerleştirmişti.