Defne, kendine zümrüt yeşili çok güzel bir elbise almıştı. O akşam söz merasimi için giyecekti bu kıyafeti. Elbise, ona âdeta bir peri masalından fırlamış gibi yakışmıştı. Dökümlü kumaşı zarifçe beline oturuyor, ince hatlarını zarafetle vurguluyordu. Diz kapağının biraz üzerinde bitiyordu elbise; hafif göğüs dekoltesi ve kısa kollarıyla hem sade hem de şık bir görünüm sunuyordu. Kumaşın rengi, Defne’nin buğday tenine ayrı bir ışık katmıştı. Aynanın karşısında döndü, elbisenin her kıvrımına hayran kaldı. İçinden bir cümle süzüldü: "İşte bu! Tam da hayal ettiğim gibi." O an biliyordu. Bu gece sadece bir söz gecesi olmayacaktı... Bir başlangıcın ilk adımıydı bu. Defne, son bir kez aynaya göz attı. Elbisenin zümrüt yeşili tonu, ışıkta farklı bir büyüye bürünüyordu. Telefonunu eline aldı.

