Zaman durmuştu şu an benim için.İçimde anlamsız bir mutluluk vardı.Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu.Elimi yavaşça kalbime götürdüm.Sakin ol!dedim ona.Gözlerim onu buldu.Bir şeyler olmuştu yüz hatları gerilmişti.Öfkeyle soluyordu.Gözleri kararmıştı.Oysaki az önce ne güzel bakıyordu o gözler.Elim yavaşça boğazımda olan fermuarıma gitti.Gözlerim usulca kapandı.İyi değildim.İçim yanıyordu.
AŞK
diye fısıldadı kalbim.Olamazdı.Olabilirmiydi.Gözlerim karşımda telefonda hararetetle konuşan adamı buldu.Başka şeyler hissediyordum ona karşı bunu biliyordum ama aşk olamazdı.Beynim babamı hatırlattı bana.Tokat gibi çarptı gerçekler yüzüme.Ben babamı kaybetmiştim ,o artık yoktu.Bense tanımadığım bir adama karşı yoğun hisler beslenmekle meşguldüm.Düşündüğüm sarsıcı gerçeklerle gözlerim doldu.Sineme doğru aktı göz yaşlarım.
Bana doğru gelen adamı izledim bir süre.Ruhum bedenimden ayrıldı ona doğru koşar adım ilerledi.
-'Gitmemiz gerek' dedi.Buram buram öfke kokan sesiyle.Beynimde yankılandı bu cümle.Gitmem lazımdı.Kafamı salladım.Beynimdeki aptal düşünceleri bir kenara bıraktım.Daha fazla büyümeden bu durum yok etmeliydim izlerini.Kalbim koca bir kahkaha attı bana.Rabbim sen bana yardım et!
Araba evimin önüne geldiğinde kısa bir teşekkür edip hızla dışarı attım kendimi.Koşar adımlarla apartmanın kapısını açtım.Annemin uyumuş olmasını umarak kapıyı sessizce açtım.Uyumuştu.Yavaşça odama çekildim.Gözlerim uyumak istediğini belli edercesine kapanıyordu ama uyumak istemiyordum.Hızla kendimi duşa attım.İçime akıttığım göz yaşlarım damla damla aktı yanaklarımdan.Acıyla sızladı içim.Benliğim kaybolmuşluk içinde yok oldu.Bana ne oluyordu?Ben bu değildim.
Kendimi yatağım attığımda gözlerimin önüne gelen sahne ile sıkıca yumdum.Kolundan akan kanlar,hastaneye gidişimiz,onu çıplak görmem,fermuarımı çekmesi...Unut dedim kendime.Hepsi bir ruyaydı.Gözlerim acıyla.kapandı.Direnmedim.Direnenemdim.Bedenim günün yorgunluğunu atmanın verdiği heyecanla gevşedi.Siyah gözler geldi önüme.Sonrası yoğun bir karanlık...
Alarmın çalmasıyla olduğum yerde sıçradım.Gözlerim saati bulduğunda geç kaldığımı fark ettim.Hızla elimi yüzümü yıkadım ve üstümü giyindim.Gözlerim hala kapalıydı.Çok uykum vardı.İzin almak geçti aklımdan ama bu düşünceyi hemen sildim.Zaten uzun zamandır çalışmıyordum.Hem hafta sonuna ne kalmıştı ki?Zihnimde yankılanan cümleyle bedenimden kısa bir şok dalgası geçti.Bugün cumartesiydi.Burnuma gelen kokularla ayaklarım mutfağa sürükledi bedenimi.Anemin neşeli sesini duyduğumda gülmeden edemedim.
-Anne diye seslendim kapıdan girmeden.Önce annemle göz göze geldim sonra gözlerim masanın başında oturan abimi buldu.
-Abi diye cırladım.Kollarımı boynuna dolarken içimde ki sevince engel olmak istemedim.Gözlerimiz buluştuğunda
-Bitti mi dedim.Gülümsemesi büyüdü ve kafasını salladı.Aldığım cevapla kollarım tekrar boynunu buldu.Gözlerimden iki damla süzüldü.
-Sakın Amine dedi.Ellerimle ıslanmaya yüz tutmuş yanaklarımı sildim ve hemen çay doldurdum kendime.Abimin yanına sokuldum yavaşça.Annem bir yanında ben öbür yanında onu doyurmakla meşguldüm.Uzun zaman sonra kendimi bu denli mutlu hissediyordum.
Poğaça hamurunun üzerini güzelce kapattım ve dinlenmek için kendimi salona attım.Apartmandaki teyzeler gözün aydına geleceklerdi.Bu düşünceyle abimin geldiğinin yalın bir gerçek olduğu mutluluğu bedenimi sardı.
-Annem kurabiye de yapalım.' dedi annem.Sabahtan beri sürekli bir şeyler yapıyorduk zaten.
'-Anne yeter onca şeyi kim yiyecek dedim.Beni duymuyordu galiba.Eline aldığı bezle her yeri silmekle meşguldü.Zaten her gün siliyordu.Toz olması imkansızdı.
-Amine,annem bir koşu markete git kuruyemiş al.Koyarız '
-'Anne emin ol o kadar şey arasında kimse kuruyemiş eksikliğini fark etmez dedim.
Sadece kuruyemiş almak için çıktığım evden ellerim dolu halde geri dönmeye çalışıyordum.Annem sağ olsun önce sadece kuruyemiş demiş sonra yol boyu beni aramış sürekli bir şeyler istemişti.Taksi çağırmayı düşünsem de pahalı tutabileceği için bu fikri zihnimden sildim.Dinlene dinlene giderdim.
-Amine?
Adımı duymamla bir anlık panik yaşasam da kendimi hızla toparladım ve sesin geldiği yöne döndüm.Elimde ki poşetler pek izin vermemişti tabi buna.
-Rıfat Abi?.Hafifçe gülümsedi.
-Gel hadi ben bırakayım.dedi ve arabadan indi.
-Yok,gerek yok ben hallederim desem de beni umursamadı ve elimdeki poşetleri bağaja yerleşstirdi.
-Marketi mi aldın?Nasıl taşısın sen bunları demeyi de ihmal etmedi.
Evin önüne geldiğimizde derin bir nefes bıraktım.Gergin bedenim yavaşça gevşedi.Kapıyı yavaşça kapattım ve Rıfat Abi'nin elinde ki poşetlere uzandım.Her ne kadar taşımak konusunda ısrar etse de onu reddettim ve bütün poşetleri elime sığdırmaya çalıştım.Rıfat Abi'yi yolcu ettikten sonra gözlerim karşımda ki gözlere takıldı.Simsiyah keskin gözleri gördüğüm an bedenimden ince bir ürperti geçti.Sert adımlarla bana doğru gelişini izledim.Bedeni bana yaklaştığı an kafamı yere eğdim.İnce bir sızı oluştu uzuvlarımda.Yavaş yavaş hücrelerime yayıldı.Bedeni yanımdan uzaklaşırken bana kalan sadece kokusuydu.